Türkiye’nin ekonomik kriz yaşadığını artık sağır sultan bile duydu. Geçtiğimiz günlerde işe yeni başlayan stajyerlerimiz sokak röportajı yapmışlar. Ve çok garip bir şey anlattılar. Sokakta tatlı satan bir vatandaşın ekonomiden memnun olduğunu, iki liraya sattığı tatlı için mutluluk duyduğunu söylemiş. Bunu duyunca gerçekten içim cız etti. İki lira ile ne alabiliriz? Her şeye yüzde yüz zam gelmişken, çocukları olan bir insanın iki liraya sevinmesi ne kadar acı. Ülkemiz ilk krizini 1921 yılında yaşadı ve bu krizden sonrada sürekli olarak bir kriz çemberi arasında dolanıp duruyor. Türkiye, krizlerden iyi kötü çıktı. Ancak bana sorarsanız, bu seferki krizden diğer krizler kadar hasarsız olmayacak. Neden mi? Çünkü bir önceki krizlerde illaki ekonomiden anlayan birileri vardı. Onu da bırakın hükümeti acımasızca eleştiren medyamız vardı. Medya eleştirince hükümet tutuşur ve çözüm bulmak için elinden geleni yapardı. Ancak şu anda öyle bir şey yok. Her şeye yüzde yüz zam gelirken, bütün gazeteler ülkeyi güllük, gülistanlık gösteriyor. Katar’dan hediye edilen uçağı hepimiz biliyoruz. Tabi hediye mi, orası meçhul. Ülke bu kadar büyük krizdeyken, Katar’dan uçak alma fikrimiz vardı, tabi sağ olsun Katar dostumuz hediye etmiş ancak komik olan şu ülke krizdeyken bizim uçak alma hevesimiz neydi gerçekten anlamış değilim. Tabi bütün gazeteler, televizyonlar Katar’ın güzel hediyesi diye verdi haberi. Ancak şunu hatırlatmak isterim, kimse babasını hatırına kimseye o kadar lüks hediye vermez.

Bu yapılanlardan sonra özgür bir ülke miyiz? Hayır. Eğer biz o hediye edilen uçağı alıyorsak, özgür değiliz. Çünkü Katar, yarın öbür gün bunun karşılığını isteyecektir. Şimdi siz diyeceksiniz ki tatlıcıdan girdin Katar’dan çıktın. Şunu demek istiyorum. Bazıları trilyonluk uçağa binerken, bazıları ise 60 liralık araba ile 2 liranın peşinden koşuyor. İnsanların gözlerinin kapalı olmasının tek sebebi bana göre medya. Çünkü biz gazeteciler doğruyu yazar ve yandaş olmazsak, eğer insanlar da bu kadar gözü kapalı olmaz. Şöyle bir ülkeye bakıyorum da ülke gerçekten acınacak halde. Ülkemizin elden gittiğinin en büyük kanıtı ise ormanların turizme açılması, kamu işletmelerinin satışı çıkması ve her şeye tamam diyen bir halk. Ne kadar yazık. Büyük savaşlarla kazanılan ve uğruna milyonlarca insanın öldüğü, ülkeyi yağmalamaya çalışanlara karşı çıkacak kimsenin olmaması. Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü okuduğumda utanıyorum. M.K. Atatürk: “Bu millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır.”