Evliliklerde yaşanan sorunlar, çatışmalar ve çarpık ilişkiler ile ilgili artan boşanmalar hakkında bilgi veren, Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, şehirleşme ve teknolojinin evlilikleri yıprattığını dile getirdi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre 2016 yılında Türkiye’de 594 bin 493 kişi evlenrken, 2017 yılında bu rakam 569 bin 459’a düşerek yüzde 4,2’lik bir azalma yaşadı. Boşanan çiftlerin sayısı ise yüzde 1,8 artarak 126 bin 164’ten, 128 bin 411’e yükseldi. Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu 2. İl binde 2,51 ile Antalya oldu. Günümüzde artan boşanma oranları ve evlilik sürecindeki çatışmaların nedenleri ile ilgili açıklama yapan Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, tarafların birbirine karşı anlayışlı olarak evliliğe adaptasyon sürelerini en aza indirmeye çalışmaları gerektiğini söyledi. Baygül, “Kişilerin evlilik ile ilgili bilgileri anne ve babalarından gördükleriyle kısıtlı. Her birey evliliğe dahil olurken, kendi ailesinden gördüğü değerleri, yaklaşımları baz alıyor. Evlendikleri günden itibaren de, önceki hayatlarını buraya taşımaya çalışıyorlar. Bu durumda da birbirlerine karşı kuşatmalar ve çatışmalar başlıyor. İki taraf da önceki yaşantısını karşı tarafa kabul ettirmeye çalıştıkça evliliğe adapte olamıyor. Bu durumun önüne geçebilmek için de tarafların önceki hayatlarını devam ettirirken aynı zamanda birlikte keyif aldıkları ortak yaşantıyı var etmeleri lazım. Yani, ben bizi yok etmemeli biz de beni” ifadelerini kullandı.

EVLİLİK ‘AMAÇ’ DEĞİL ‘ARAÇ’

İnsanların evliliği, hayatlarını daha mutlu ve huzurlu bir hale getirmek için araç olarak görmeleri gerektiğini söyleyen Baygül, “İnsanlar mutlu olmak için evleniyorlar. Fakat zaman içerisinde iki tarafın da beklentileri karşılanamadığında boşanma kararı alınıyor. Aynı evde yaşamak evlilik değil, ayrı evlerde yaşamak da boşanmak değil. Aynı evde nikahı devam eden fakat hiçbir paylaşımı bulunmayan çiftler bunlara en güzel örnek. Fakat önceden bunu topluma ifade etmek veya hukuksal kısma dökmek zordu. Bugün ise kadının ekonomik özgürlüğünü kazanması, ayrılığı kaçınılmaz kılan sebepler karşısında daha güçlü kılıyor. Geçmiş yıllarda insanlar, ayrılığı bir yetersizlik olarak görürken şimdilerde ekonomik, kültürel ve eğitimsel gelişmeler dahilinde doğal bir durum olduğunu kabullendi. Bu da istatistiklere yansıdı. Yani önceden evliliklerde problem yoktu, gün geçtikçe bu problemler artıyor demek yanlış olur. Ondan ziyade ayrılıkların hukuksal boyutu fazlalaştı diyebiliriz” dedi.

ÇARPIK İLİŞKİLER

Türkiye’nin kırsal kesimlerinde geleneksel yapının, mahalle baskısının fazla olmasından dolayı boşanma oranlarının daha az görüldüğünü ifade eden Baygül, “Kırsal kesimlerde bireylerin boşandıktan sonra yaşantısını özgürce devam ettirebilmeleri kolay olmuyor. Fakat Antalya’nın uluslararası kent yapısı itibariyle insanlar sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda hayatlarını daha rahat devam ettirebiliyor. Bu durumda baskı altında kalmayan bireyler, net kararlar vererek ayrılığı hukuka taşımaktan çekinmiyor. Bütün bunlar dışında şehrin getirdiği dezavantajlar da var. Antalya’nın turizm kenti olması nedeniyle sezonluk ve çarpık ilişkiler sık görülmekte. İnsanlar aynı kişileri bir sonraki yıl görmeme düşüncesiyle anlık ve kontrolsüz kararlar alabiliyor. Bu da sadakatsizlik ve aldatma olaylarını perçinliyor.

Çalışma şartlarının ağır olması da ilişkide kişilerin birbirleriyle paylaşım kalitesini azaltıyor. Kendilerine ait sosyal yaşamlarının olmaması, eşlerin birbirine kendi hayatlarını yaşama fırsatı vermemesi de boşanmalarda çok büyük etken olarak karşımıza çıkabiliyor. Normalde sadece eş rolünde beklentiye girmek gerekirken, yeri geldiği zaman anne, baba, arkadaş gibi bütün ihtiyaçlarını eşten beklemek, kişiyi yıpratma durumuna getiriyor. Tüm bunların dışında günümüzde ayrılıkları hızlandıran noktalar da var tabi ki. İnsanların iletişim kanallarının artmış olması, dizilerdeki modellerin fazlalaşması ve aynı zamanda kadının kendini ifade edebilecek imkanları bulması da boşanmalar üzerindeki etkiyi artıran faktörler arasında. Bu durumda bireylerin aile terapistine başvurarak uzman bilgisi almaları da son derece önemli” şeklinde konuştu. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER