A Platformu Başkanı Hediye Gündüz, Antalya’nın akciğeri durumundaki Kuşkavağı’ndaki ormanlık alana Antalyalıların sahip çıkması gerektiğini söyledi. Gündüz, Antalya’nın en büyük oksijen deposu olan Kuşkavağı Ormanı’nın gittikçe seyreldiğine dikkat çekti

Konyaaltı Kuşkavağı Mahallesinde 426 nolu parsel olan Kuşkavağı Ormanı ve diğer parseller 1947 yılından bu yana mahkemelik. Antalya Kuşkavağı Ormanı 145 bin metrekare ve üzeri Akdeniz Bölgesinin deniz seviyesindeki en tipik ve en yoğun bulunan kızılçam ağaçlarının oluşturduğu orman. Bu alanın yavaş yavaş yok edildiğini ileri süren A Platformu Başkanı Hediye Gündüz, “Bu orman 2017 Ekim ayından bu yana çok yoğun olarak, ilk başlarda hafta sonları ve geceleri sessiz elektrikli testerelerle kaçak olarak kesilmeye başlanmıştır. Bölgede yaşayan yurttaşların çok rahatsız ve çok üzgün olmaları sonucu bize ulaşmaları nedeniyle yaptığımız incelemeler doğrultusunda bazı kişiler “426 parsel benim” diyerek, etrafa yanlış bilgi yayarak, kızılçam ormanını ve içindeki maki orman bitkilerini kesip yok etmeye, seyreltmeye ve tahrip etmeye çalıştığı tespit edilmiştir” dedi.

FİİLEN ORMAN

1947 yılından bu yana davalık olan ormanı yasalar korurken, Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü müfettişlerinin yaptığı inceleme sonunda orman lehine çok önemli bir rapor verdi. 27 Ağustos 2004 tarihli raporda özetle, 426 parselin fiilen orman vasfında 1945 yılı itibarıyla de var olduğu, yangın ve usulsüz kesimlerle yaşlı kızılçam ağaçlarının yok edildiği, devletleşen ve iadeye tabi olmayan devlet ormanı olduğu iddiasında bulunması gerektiği belirtildi. Ayrıca raporda, “Orman olarak kesinleşen parsellerin devlet ormanları ile bitişik 4785 sayılı kanunla devleştirilen ve 5658 sayılı kanuna göre süresinde iade talebinde bulunulmayan devlet ormanı olduğundan iade-i mahkemeye gidilmesi” ifadesi de yer aldı.

Bu rapora istinaden Antalya Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 2004 yılında açılması gereken dava, 2015 yılında açıldı ve sürüyor.

Davası sonuçlanmayan orman alanını tahrip eden ve etmeye çalışan kişilerin suç işlediğini belirten Başkan Gündüz, “Bazı kişiler kendine alan yaratmak istemiş, işgal etmek istemiş ve dolayısıyla mahkemeyi kazanmak istemiştir. Alan 200 ile 600 yıllık çam ağaçlarıyla kaplı, çok farklı jeolojik yapısıyla kendine özgü ve de yer yer orman arasındaki makilerle tipik bir sahil ormanıyken, davayı kazanmaları imkansız olduğu için alanı tahrip etmek istemişlerdir. Alan tipik Akdeniz sahil kızılçam ormanı vasfını kaybettirerek mahkemeyi kazanmak istemişlerdir. Bunun için de önce hafta sonları ve geceleri olmak üzere sessiz testerelerle, ormanın tam orta yerinden başlayarak, kenarlara bir daire şeklinde genişleyerek en yaşlı, en görkemli ağaçları kesmişlerdir. Kestikleri bu ağaçları güpegündüz kamyonlara yükleyip satmışlardır. Oysaki yasalarımıza göre devlet ormanına devletten başka hiç kimse el süremez. Ayrıca mahkemelik bir alan hiç kimse asla el süremez. Kesimlerden boşalan alana dışarıdan kamyonlarla molozlar getirilerek dökmüşler ve ardından da alana dozer vb iş makinası getirerek ormanın bir kısmını dümdüz etmişlerdir” dedi.

ZEYTİN AĞACI DİKTİLER

Buradaki gelişmelerin akıl almaz olduğunu savunan A Platformu Başkanı Hediye Gündüz, “Ormanı kesenlere mahkeme kazandıracak bir başka önemli işlem de buranın orman olmadığını ispatlamaktı. Burası orman vasfında olduğu için ve Orman Bakanlığı müfettişleri “Burası ormandır” raporu verdiği için alanı orman vasfından çıkarmanın tek yolu alana “Asırlık zeytin ağaçları” dikmekle mümkün olacağını planlayarak, saksı içinde ve her biri 200/300 yaşlarında zeytin ağaçları satın alıp alana getirmiş ve önce yol kenarından başlayarak dikmeye başlamışlardır. Bütün bunların ardından da sanki kendi bahçeleriymiş gibi, alanın kıyısına mazılar dikip onun da etrafına demir çitler çekmeye başlamışlar ve neredeyse yarısına kadar çitle çevirmişlerdir.  Alanda yapılan ve suç teşkil eden tahribat aylarca devam etti. Biz çevreciler ve mahalle sakinleri ilgili yerlere dilekçeler vererek alandaki işlemleri durdurmaya çalışmış olsak da, konuya bakan Konyaaltı Orman İşletme Şefliği sadece orman muhafaza memurlarını göndermiş, ancak bunlar ormanın tahribini durdurmaya yetmemiştir.

NÖBET TUTTULAR

Kuşkavağı ormanının tahribini durdurmak için nöbete başlanmıştır. Ormanda büyük bir tahribat yapıp, alana saksıyla getirdikleri zeytinleri dikmeye ve alanı çitle çevirmeye başlayınca biz çevreciler ve mahalle sakinleri olarak nöbet tutulmaya başlanmıştır. Yaklaşık 1,5 ay boyunca 145 dönümlük alan çevresinde nöbet tutulmuş ve yaptıkları her işlem bütün ilgili kurumlara telefonlarla, dilekçelerle bildirilmiş, savcılığa bütün bu suçları işleyenler ve görevini ihmal edenlerle ilgili suç duyusunda bulunulmuştur. Ormanı tahrip etmek isteyen kişileri durdurmak isteyen mahalle sakini bir kadının üzerine dozer sürmeye bile kalkışmışlardır” diye konuştu.

ORMAN SEYREKLEŞİYOR

Kuşkavağı Ormanı’nın üstten görüntülerinde seyrekleşmenin dikkat çektiğini belirten Başkan Gündüz sözlerini şöyle sürdürdü: “Görüntülere bakınca içimiz yanıyor. Antalya halkı buraya sahip çıkmalı ve kurtarmalıdır. Yüzyıllardır orman vasfını koruyan, sürdüren ve Antalya’nın göbeğinde, Konyaaltı sahilinin kıyısında bütün güzelliğiyle Antalyalıya oksijen veren, iklimi koruyan bu ormana Antalya halkı sahip çıkmalı ve yok olmaktan kurtarmalı ve orman “Antalya halkının ormanı” olarak kalmaya devam etmelidir.” AYFER ŞİMŞEK / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER