Yaklaşık 1,5 yıl önce mide ameliyatı geçiren Nevin Orhan, 145 kilodan, 62 kiloya düştü. Yaptığı ameliyatla mutluluğa kavuştuğunu dile getiren Orhan, fazla kiloların her türlü hastalığa davetiye çıkardığını ifade etti

Kilolu olduğu dönemlerde hayattan hiçbir şekilde tat almayan Nevin Orhan, yaptırdığı ameliyattan sonra hayatının değiştiğini söyledi. Yaklaşık 1,5 yıl önce ameliyatla midesini küçülttüren Orhan, hayatını doktoruna borçlu. Ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası hayat mücadelesini anlatan Orhan, “Ameliyat sıramı beklemem aşağı yukarı 1 yıl sürdü. Çok yıllar önce şeker hastalığına yakalandım. Gizli şekerim vardı. Gizli şekerden sonra 5 yıl kadar sonra tip 2 normal şeker hastalığına döndüm. Aynı zamanda bu kiloyla beraber tansiyon hastalığına da kapıldım. Tansiyonun yanında nefes darlığı vardı. Astım krizlerine giriyordum. 113 kiloyla bu ameliyata başvurdum ve ameliyata girdiğim sırada zarfında, 145 kiloyla ameliyata girdim. Çevremdeki herkesin dediği tek kelime ‘Ölürsün, bu ameliyatı olma. Kendi kendine intihar ediyorsun’. Ben de onlara cevaben şöyle diyordum ‘Ben yaşarken ölüyordum.’ Allah razı olsun doktorumdan” diye konuştu. Öte yandan ameliyata sürükleyen sebepleri de kaydeden Orhan, “Beni bu ameliyata sürükleyen sebepler ise kendime olan güvenimi yitirmiştim. Kendime ait fonksiyonlarımı yapamıyordum. Evde hiçbir iş yapamıyordum. Son zamanlara kadar ayağıma eğilip bir çorabımı dahi giyemeyecek, çocuklarıma yemek yapamayacak kadar fonksiyonumu yitirmiş bir vaziyetteydim. Bırakın onu, yatağımda dahi yatamıyordum, oturamıyordum dahi nefes alamıyordum. Hele bu ameliyatı olmadan son 2 buçuk ay içerisinde her gün mütemadiyen hemen hemen günde 3 kere acillerde gezdiğimizi biliyorum. Ameliyat olmadan önce günlük kullandığım hap sayısı 14’tü. Günde 14 tane hap ne demek?  Tansiyonundan şeker hapına, kolesterolünden nefes açıcısına aklınıza ne gelebiliyorsa bütün ilaçları kullandım. Günde 14 tane ilacın hangisini ne zaman içeyim diye düşünmekten aklımı yitirmiş vaziyetteydim. Dışarıya çıkıp yürüyemiyordum. 5 adım atamıyordum, bir adımda nefes darlığı oluyordu hemen. Bundan dolayı oturup ağlamalarım çok oluyordu. Bir yere gidilecek olduğu zaman ‘Ne giyeceğim’ diye oturup düşünüyordum. Aynanın karşısına baktığım zaman kendimden nefret ediyordum. Söylemesi ayıp özel ihtiyaçlarımı gideremez hale gelmiştim ve o kadar kötüydüm ki bunu anlatırken bile geriyi düşünürken o kadar duygusallaşıyorum ki. Şu an öleceğimi bilsem tekrar o ameliyata girer misin diye sorsalar evet girerdim. Kesinlikle girerdim. Şunu dile getirmek istiyorum, kilo veremiyorsanız, obezite hastasıysanız, gerçekten kendinize olan özgüveniniz yoksa, hayatta bütün her şeyi yitirdiyseniz lütfen rica ediyorum doktor seçimi çok önemli. Allah bin kere Burhan hocamdan razı olsun. Bana hayatımın ikinci hayatını verdi. O olmasaydı ben zaten ölmüştüm. Önce Rabbime sonra Burhan hocama güvendim. Korkmayın. Yaşamak varken sürünmeye hiç gerek yok. O ameliyata girdiğimde 145 kiloydum ve şu anki kilom 62. Korkmayın, sadece korkmayın. XXXXL beden giyerken şu an 38 beden giymenin özgürlüğünü yaşıyorum. Gerçekten kilo her türlü hastalığa davetiye” şeklinde konuştu.

DOKTORDAN UYARI

Obezite ameliyatlarının öncelik amacı zayıflamak ve ikinci bir hayat şansı kazanmanın olduğunu belirten Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Uzmanı Doç. Dr. Burhan Mayir, “Obezite ameliyatlarının amacı özellikle hastaları zayıflatmak. Zayıflatıp sağlıklı bir vücuda kavuşturmak. Bunun yanında tansiyon ve şeker hastalığı gibi hastalıkların da aynı zamanda tedavisini sağlamak. Yani aynı anda hem zayıflatmış oluyoruz hem de bu hastalığa sahip olanlar büyük oranda çözülmüş oluyor. Bu ameliyat için belli bir kilo ve boy gerekli. Vücut kitle endeksini endeks oranına hesaplıyoruz. Bunun matematiksel formülü var onu uyguluyoruz. Eğer bu formüle göre uygunsa hasta, 40’ın üzerine çıkıyorsa bu oran ameliyat olabiliyor. Her kilolu olan her isteyen olamıyor. Vucüt yağına, boyuna ve kilosuna göre bir hesap çıkarıyoruz. Sadece bunlar değil ama boy ve kilosu, hastayı ameliyat etmeye yeterli geliyor. Bundan sonra başka testler yapıyoruz. Hastanın midesine bakıyoruz. Psikiyatrik bir hastalığı olup olmama durumuna da bakıyoruz. Kalple ilgili bir sorunu olup olmadığına ve akciğerleri bu ameliyata uygun mu değil mi onları değerlendiriyoruz. Yine hastanın bir engel durumu yoksa o zaman ameliyat olabiliyor. Sonuçta bu bir ameliyat. Her ameliyatın faydası da olur zararı da. Faydası ise insanların zayıflaması. İnsanlar zayıflayınca hayata dönüyorlar. Çoğunlukla ikinci hayat olarak dile getiriyorlar. Sosyal hayatları değişiyor, yaşamları değişiyor, kendilerine olan güvenleri artıyor ve daha mutlu oluyorlar. Zararları ise yeme alışkanlıkları değişiyor. Buna bağlı bazı hastane problemleri olabiliyor. Bazen yoğun bulantı ve kusmalar aylarca devam edebiliyor. Riskli ameliyatlar, bazen hastalar bu ameliyattan sonra hayatlarını kaybedebiliyor. Binde 1 böyle bir risk var. Sonuçlarına bakıldığı zaman faydası çok daha fazla tabi ki. Bu ameliyatta yaş sınırı yok. Eskiden 18 yaş altı yapılmazdı artık çocuklarda da yapılıyor çok kilolu olanlarda. Üst yaş olarak da genelde 65 yaş üstünü yapmamaya çalışıyoruz. Çünkü onlarda daha da fazla riskli oluyor ve yaş ilerleyince metabolizma çok yavaşladığı için daha çok da fazla kilo veremiyor. Çok fazla talep var çünkü çok fazla kilolu var” ifadelerine yer verdi. BERRAK TÜRKMEN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER