Antalya’da bir haftadır etkili olan sıcak hava ve poyraz, çınar ağaçlarının yapraklarının 2 ay erken sararıp dökülmesine neden oldu. Yaz ve sonbaharın iç içe girdiği kentte yaprakları yerde gören vatandaşlar da şaşkınlıklarını gizleyemedi. Çınarların sıcak hava ve poyrazın yanı sıra su sıkıntısı yaşadığını da dile getiren uzmanlarsa, durumu iklim anormalliği olarak yorumladı.
Antalya’da geçtiğimiz hafta başlayan ve 45 dereceye kadar ulaşan sıcak hava dalgası ile poyraz, bitkileri de olumsuz yönde etkiledi. Durumdan en çok etkilen ise suya en çok ihtiyaç duyan ağaç olarak bilinen çınar ağaçları oldu. Normalde eylül ayı sonlarında yaprak dökümü gerçekleştiren çınar ağaçları, temmuz ayı başında adeta kurudu. Yaz ve sonbaharın iç içe girdiği kentte binlerce yaprağı yerde gören vatandaşlar da şaşkınlıklarını gizleyemedi.
Uzmanlarsa, kış aylarında az yağış gerçekleştiğini ve buna bağlı olarak aşırı sıcakla birlikte çınarların topraktan yeterli suyu temin edemeyip yapraklarını döktüğünü kaydetti.

İklim anormalliği
Antalya’da geçtiğimiz hafa poyrazla birlikte başlayan sıcak hava dalgasının çınar ağaçlarını olumsuz yönde etkilediğine değinen Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, yaşanan olayı mevsim anormalliği olarak yorumladı. Sıcak havanın yanı sıra sıcak esen poyrazın ağaçları kurutmasında etkili olduğuna da dikkat çeken Neyişçi, “Antalya’da da birkaç gün art arda poyraz dediğimiz sıcak rüzgarlar oldu. Bunlar çok kurutucudur ve bitkileri çok kötü şekilde etkilerler. Bu konuya pek çok neden üzerinden bakmak gerekir. Çınar ağaçlarındaki durumun nedenlerinden biri de bu olabilir. Sıcak hava dalgalarının poyrazın çok büyük etkisi olmuş olabilir” dedi.

“Herhangi bir hastalık yok”
Geçtiğimiz yıllarda çınar ağaçlarının sıcaklardan bu kadar etkilenmediğine işaret eden Neyişçi, “Neden bu sene bu kadar fazla etkilendiler diye düşünürsek o zaman başka nedenler başka cevaplar bulmamız gerekiyor. Geçtiğimiz kış aylarında o kadar yağış olmadı. Antalya’nın önemli su kaynaklarından olan Kırkgöz kaynaklarında önemli bir düşüş var. Bu o kuraklığın bir sonucu olarak geliyor. Bitkiler suyu topraktan alacaklar büyük bir bölümüyle. Yeterli suyu alamadıkları takdirde ilk yapacakları şey üzerindeki yaprakları atmak. Su kaybını arttıran kuru havalarda yapraklarını atacaklar. Yapraklar çıtır çıtır fırında kurutulmuş gibi bu da içinde hiç rutubet olmadığının göstergesi. Yapraklarını inceledim. Herhangi bir böcek ya da mantar bulunmuyor, yani hastalık yok. Tamamıyla iklim ve sıcaklıkla ilgili” diye konuştu.

“Eylül ayı sonunda dökmeleri gerekiyordu”
Son olarak kent merkezindeki betonlaşmanın, ağaçların su alabilmesini engellediğini söyleyen Neyişçi, “Kentin iklim üzerindeki etkisinden de kaynaklanan bir durum. Bitkilerin hava alacakları su alacakları yerler kalmadı. Her yer beton ve asfaltla kaplanmış durumda. Çınar ağaçları ilkbaharda yaprak açarlar sonbaharda ya da kış aylarının başlangıcında yapraklarını dökerler. Ağaçların bu görüntüyü bugün değil, eylül ayı sonlarında almaları gerekiyordu. 2-2.5 ay öncesinden yapraklar dökülmeye başladı. Mevsimsel bir durum değil farklı nedenlerden dolayı yapraklarından kurtulmaya çalışıyorlar. Çınar ve kavak ağaçları fazla su isteyen ağaçlardır. Hem topraktan hem de havadan su almaları gerekir. Su miktarı azaldığında da hemen tepki gösterirler” dedi.