Antalya Semt Pazarcılar Odası Başkanı İsmail Öz, Antalya’ya tanzim satış kurulmamasının sevindirici olduğunu, Antalya’da zaten her fiyata sebze,  meyve bulmanın mümkün olduğunu söyledi. Öz, ürünlerin fiyatlarını düşürmenin bir yönteminin de, pazarcı esnafının basit usulde vergiye geçmesinin olduğunu söyledi

Antalya Semt Pazarcılar Odası Başkanı İsmail Öz, İstanbul ve Ankara’da kurulan Tanzim Satış Ofisi’nin Antalya’da kurulmayacak olmasının sevindirici olduğunu söyledi. Antalya’da 3 bin 600 kayıtlı esnafın bulunduğuna dikkat çeken Başkan Öz, “Antalya’da kayıt dışı pazarcı esnafı, diğer illere göre çok daha düşük. Birçok büyük kentte kayıtlı esnaf sayısı, gerçek rakamın 5’de biri kadar. Antalya’da pazarlara çıkan kişi sayısı üreticilerle birlikte 5 bini geçiyor. Bu üretici arkadaşlarımız da, tezgah açabiliyor. Antalya’da küçük bahçelerde üretim yapan üreticimiz bile pazarda satış yapılabiliyor. Antalya’da pazarlar ne bir gurup esnafın, ne de bir takım üreticinin elinde. Çünkü Antalya’daki pazarlarda işleyen bir sistem var. Örneğin domatesi ele aldığımızda, Antalya pazarlarında 2 liraya da, 8 liraya da domates bulmak mümkün” dedi.

2 KAMYON ATIK

Antalya’da sebze ve meyvenin yükselmesinin bir nedenin de, 5 merkez ilçede pazarcılık yapan esnafın işletmeye tabi vergi mükellefi olmasından kaynaklandığını belirten Başkan Öz, yeni vergi düzenlemesi istedi. Başkan Öz, Muratpaşa, Kepez, Konyaaltı, Döşemealtı ve Aksu’da pazarlara çıkan pazarcı esnafı, işletmeye tabi vergi mükellefiyken, diğer ilçelerdeki esnafımız basit usulde vergiye tabi. Malların tamamı faturalı olduğu için, aldığı her malın çıkışını yasal olarak yapmak zorunda. Ancak, çıkışta fire hesabı bulunmuyor. Oysaki esnafımız ciddi bir şekilde fire veriyor. Bunun en iyi örneği de pazarlarımızın arkasında kalan atıklardır. Her pazarın ardından bazen 1, bazen ise 2 kamyon atık çöp olarak toplanmaktadır. Yine işletmeye tabi vergi mükellefi olan bir esnaf, yüzde 15’e yakın komisyon ücreti, 10 lira hal çıkış parası, 10 lira işgaliye bedeli ödüyor. Buna mazot, amortisman giderlerini de eklemek zorundayız. Yüzde 1 KDV ile alınan malı, çıkışta yüzde 8 göstermek zorunda kalıyorsunuz. Esnafımız hem burada zarar etmekte, hem de fire nedeniyle eksilen malına bile satmış gibi vergi ödemekte. Muhasebeci, beyanname, stopaj derken bu masraflar aylık 2-3 bin lirayı buluyor. Bu da bazen satılan bir ürünün maliyetini iki katına çıkarıyor. Bu durumu örneklemek gerekirse pazarcı esnafım, kilosu 0,40 kuruştan, 500 kilogram domates aldı. Bunun için de 200 TL ödedi. Yani malın ana kilo maliyeti 0,40 kuruş. Sen üzerine 30 lira komisyon, 10 lira hal çıkış bedeli, 10 lira işgaliye bedeli, 25 lirada KDV’den kaynaklanan farkı ödedin. 0,40 kuruşluk domates sadece bu masraflarla 0,65 kuruşa geldi. Bir de üzerine firesi, poşeti, günlük yeme içmeni koy. Maliyet iki katı. Tanzim satışlarda bu giderler yok” dedi.

“VERGİ SİSTEMİ OLUŞMUYOR”

“Hal böyle olunca da esnafımızın bir kısmı zarar gösteriyor ve gerçek bir vergi sistemi oluşmuyor” diyen Başkan İsmail Öz sözlerini şöyle sürdürdü: “Oysa esnafımız basit usulde vergiye geçse, hem esnaf sayımız en az bin 500 kişi daha artacak, hem de kimse vergi kaçırmayacak. Ayrıca şu anda büyük haksızlık olarak gördüğüm firenin vergisini de ödemek zorunda kalmayacak. Ben bir çağrıda bulunuyorum. Gelin tezgah büyüklüğüne göre sabit bir vergi belirleyelim. Örneğin her yıl bin lira ödeyelim. Basit usule geçince en az bin 500 kişi esnaf daha gelir ve vergi mükellefi olur. Böylece sayı 5 bini bulur. Biz bunu 4 bin 500 kişi diyelim. Bin’er lira ödeseler, yılda devletin sadece Antalya merkezdeki pazarcılardan alacağı vergi 4,5 milyon lirayı bulur. Oysaki Türkiye’nin ülke genelinde tüm meslek guruplarından basit usule tabi vergiden aldığı toplam para 27 milyon lira. Bu paranın fazlasını sadece pazarcı esnaflarından toplayabilirler. Yine her esnafımıza 250 Bin TL’ye kadar fatura alma yetkisi verilse, ciddi bir şekilde vergi kazancı olacaktır. Devletimiz Bağkur, KDV, Rüsum Vergilerini de koyarsak, çok önemli bir girdi sağlayacaktır. Bugün ülke genelinde 75 bin kayıtlı pazarcı bulunurken, gerçek sayı 300 bin ile ifade edilmektedir. Bu da rakamların ne kadar büyüdüğünü ortaya koymaktadır. Pazarcı esnafının basit usulde vergiye geçmesi, devletimize de, pazarcımıza da, halkımıza da kazandıracaktır. Ben kısa sürede hükümetimizin, bu sorunu çözeceğine inanıyorum.”