Her sabah olduğu gibi iş yerine gelmek için yola çıktım ama Antalya’nın trafiği artık İstanbul’u aratmaz olmuş. “ Trafikten el aman” diyerek başladım “Çekemedim akça kızın göçünü” türküsünü söylemeye. Türküye başladığım anda sağımdan solumdan tepesinde yanıp sönen çakarlı araçlar vızır vızır geçmeye başladı. Eskiden bu Çakarlı araçları sadece polis ve bakan kullanıyor diye biliyordum. Şimdi ise herkesin bir çakarlı aracı var. Çakarlı aracı olmayanlar ise ambulans taksi kullanarak geçiş üstünlüğü sağlıyormuş. Sonunda bizim sokağa döndüm. Daha doğrusu dönmeye çalıştım, bu arada iki koruma aracı ve Çakarlı araç sokağın başını tutmuşlardı bile!   Onlardan usta bir rallici edasıyla sıyrılıp otomobili otoparka sokmayı başardım. Ancak gazetecilik merakı işte, “Hangi bakan nereye geldi, yoksa polisiye bir durum mu var ?”  diye bir araştırayım dedim demesine amma çakarlardan gözümü alamadım. Sağa sola bakınırken bizim aslan sosyal demokrat başkanımı berber koltuğunda gördüm. Bütün bu şatafat meğerse bunun içinmiş.  Belediye borç içinde sen 3 makam aracıyla berbere gidiyorsun. Bunu başkası görmesin yoksa, “Ayranın yok içmeye tahtırevanla gidersen berbere” derler.

Dünya durdukça durası adına türküler yakılası şiirler okunası başkanım haklı tabii.   O’nun babası da Çakarlı arabayla giderdi berbere.  Berber zatıâlilerin her saçını kestiğinde çakarlar gözümüze daha iyi bir çakıyor.   Bizde ne diyebiliriz ki!

Sıhhatler olsun başkanım.

Sağlık tıraşlarınız oluversin gari.

Bu arada saçının modelini başkanım değiştir. Sana bu model gitmiyor.

Son dakika haberini bizim çakarlı makam aracı sahipleriyle paylaşmadan satırlarıma son vermiyorum.

Kamu, mahalli idareler ve üniversitelerde üst düzey yönetici, genel müdür,  daire başkanları ve belediye başkanlarının araçlarında “çakar lamba” kullanılması 1 Kasım itibarıyla yasaklanacak, kurallara uymayan araçlar trafikten men edilecek.