Akdeniz’de son yıllarda nesli azalan yerel balık türlerinin azalmasının sebeplerini ve bu türlerin nasıl korunması gerektiği hakkında konuşan Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, tatlı suların, kıyı ekosisteminin çocuk bahçeleri olduğunu ve bu çocuk bahçelerinin yok edildiğini söyledi
AÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, Akdeniz’de birçok balığın popülasyonunun düştüğünü, buldan avcılığı ve kıyı yapılarının bozulmasının bundan etkili olduğunu belirtti. Doç. Dr. Gökoğlu, “Mesela çevremizde birçok denizle bağlantılı birçok bataklık türü yerler vardı. Bu tür yerlerin son zamanlarda bozulduğunu, doldurulduğunu ve üzerine binaların yapıldığını görüyoruz. Dolayısıyla bu tür etkileşim çok fazla kıyı balığında olumsuzluklara neden oldu. Kirlilik önemli bir faktör, bu tür deniz ile bağlantısı olan yerlerin, tatlı su kaynaklarının kirletildiğini görüyoruz. Kirli su ortamında bu tür canlıların yaşama şansı düşüyor veya yaşayamıyor. Tatlı su kaynakları denizin çocuk bahçeleridir. Özellikle dalyanlar denizle bağlantılı olan tatlı sular, denizlerin ve kıyı ekosisteminin çocuk bahçeleridir. Çocuklar orada serpilir, gelişir, büyür ve denize ulaşırlar. Çocuk bahçelerini biz yok ettik. Boğazkent kıyılarındaki birçok gölet dolduruldu ve üzerine bina yapıldı. Sarısu, Boğaçayı ve kıyılardaki denize boşalım yapan tatlı su kaynakları sürekli doldurulup, üzerine binalar yapılıyor. Av baskısı bu etkiler arasında oldukça çok, eskiden bu kadar av gücümüz yoktu. Dolayısıyla av gücü arttı ve çok sayıda değişik aletler ile av yapan tekne oldu. Bunun yanında yasadışı illegal avcılık had safhada, zaman zaman geçmişte kıyılarımızda bildirdiğimiz üzere zehir ile dahi balık avlandığını biliyoruz” şeklinde konuştu.
GÖÇMENLER BASKIN TÜR
Kızıldeniz göçmen balıklarının yerel balıkların üstünde baskın geldiklerini, Antalya Körfezi’nde şuan da 61 göçmen balık türünün olduğunu ve 6 tür Barbunya balığının içerisinden 4 tanesinin yabancı 2 tanesinin ise yerli tür olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Göçebe balıklar yerli türler üzerinde baskı kuracaktır. Baskı kurduğu zaman ise yerli türler ötelenecektir. Yani daha çok yaşama şansı bulduğu yere doğru, soğuk sulara doğru gideceklerdir. Bu unsurun yanında küresel ısınma ve son yaşanan yağmurlar ile birlikte iklimin değiştiğini de görüyoruz. Akdeniz’de çok düşük bir sıcaklık değişimi çok büyük olaylara sebep olacaktır. Özellikle koy ve körfezlerdeki en ufak bir petrol kirliliği kötü etkiler. Balık larvaları, balık yumurtayı bıraktıktan sonra yüzeye yakın yumurtalar yüzer. Daha sonra yavru yumurtalarının kesişimi ile yüzeye çıkar. Yavrular bu fizyolojik işlevi geçekleştirmek zorundadır. Balığın ilk hava alması ile balık kesesi oluşmaya başlar. Dolayısıyla yüzeyde en ufak bir yan film tabakası bile varsa, yavru o filmi kıramaz. Çünkü yavru çok güçsüz ve narindir. Yavru sürekli olarak hareket etmeli, yoksa dibe düşecektir. Vücutlarında bir şekil bozukluğu oluşur. Deniz ekosistemine baktığımızda özelikler teknelerin çapa atmaları çok yüksek durumda, turizm bölgesi olan bu bölgede koyların her tarafına çapa atılıyor. Dip ekosistemi tamamen bozuluyor. Zincir aşağıyı eziyor ve sıyırıyor. O dipten beslenen canlılar büyük tahribata uğruyor. Bunlarda biyolojik çeşitliliği ister istemez kötü etkiliyor” diye konuştu.
AZALMA SÜRÜYOR
Gökoğlu, Antalya bölgesinde Lut balığı olarak bildiğimiz, İzmir’de Sarıağız, Mersin ve Adana bölgesinde Halili olarak bilinen, tatlı su ağızlarına girip çıkan bu balık türünün yanı sıra levrek balığı, plaka giridası, lagos ve orfoz balığı türlerinde giderek azalma olduğunu söyledi. Doç. Dr. Gökoğlu, bu türlerin neslinin azalmasının nedeninin aşırı avlanma olduğunu belirterek, “Nesli tükenmekte olan balık türlerini korumak çok önemli. Doğayı bozmayacağız, kontrol altına alacağız, avcılık kontrol altında olacak, illegal avcılığa hiçbir şekilde müsaade edilmeyecek ve yaptırımları ağır olacak yani ruhsatlar bile iptal edilecek. Uygun avlanma yöntemlerini seçeceğiz, eğer olta ile avlanılıyorsa küçük balıkların yakalanacağı olta iğnesine müsaade edilmeyecek, av gücünde azaltmaya gidilecek ve özellikle tatlı su kaynaklarını, denizlerin kan damarındaki kirliliği yok edeceğiz bunun yanında yapay resifler yapıp balıkların yerleşmesini sağlayacağız” dedi. TALİP YÜMSEL / ANTALYA GÜNDEM