Antalya Ticaret Borsası Ağustos ayı olağan meclis toplantısı dün gerçekleşti. Toplantıda konuşan Başkan Çandır, “Dünyadaki barış iklimini bozuldu. Değişimlere biz ayak uyduramadık. Bol nakit parayla üretim yerine, güncel işler yaptık” dedi

Dün gerçekleştirilen Antalya Ticaret Borsası(ATB) Ağustos ayı olağan meclis toplantısında konuşan ATB Başkanı Ali Çandır, hükümetin bir an önce üretim odaklı kalkınma planını devreye sokması gerektiğini söyledi. Son zamanlarda doların yükselişine değinen Başkan Çandır, yaşanan ekonomik dalgalanmanın önümüzdeki günlerde de devam edeceğini belirtti. Başkan Ali Çandır, “Bugünden yarına bir şeyleri değiştirmek için müziğin ritmine göre hareket etmemiz gerekiyor. Üretim odaklı kalkınma planını devreye sokmamız gerekiyor. Dünyada savaş riski yokken, birden rüzgarların geriye dönmeye başladı. Amerika parasal daralma yönetimine çevirdi. Dünyadaki barış iklimini bozuldu. Değişimlere biz ayak uyduramadık. Bol nakit parayla üretim yerine, güncel işler yaptık. Bugünden yarına bir şeyleri değiştirmek için müziğin ritmine göre hareket etmemiz gerekiyor. Üretim odaklı kalkınma planını devreye sokmamız gerekiyor. Şimdi, ‘10 bin dolar kişi başına düşen gelirimiz var’ diyemeyiz. Toplum olarak da gereğinden fazla rahat yaşamanın bedelini ödeyeceğiz” diye konuştu.

“TRUMP ŞAŞIRTMADI”

Ağustos ayında sıra dışı ekonomik dalgalanmaların yaşandığını dile getiren Çandır, “Son birkaç aydır uluslararası ilişkiler ve ekonomik faaliyetler bakımından sadece bizde değil dünyada da sıra dışı olaylar yaşanmaktadır. İşin uluslararası ilişkiler ve politika boyutu bir yana uluslararası ticaret ve ekonomi boyutu bizleri doğrudan etkilemekte ve sarsmaktadır. Yaşadıklarımızı ve muhtemel yaşayacaklarımızı açıklayabilmek için ulusal ve uluslararası kamuoyunda sıkça dile getirilen; kur, ticaret ve ekonomi savaşları söylemleriyle tanımlamak, doğru ve gerçekçi bir yaklaşım değildir. Çünkü savaşın bile kendine has bir hukuku ve kuralları vardır. Savaş bu kapsamda bir rekabet stratejisine ve mütekabiliyete dayanır. Fakat uluslararası ticaret ve ekonomi alanlarında Trump ve ekibinin tüm dünyaya ve bize dayattığı olgular, savaş teriminin hiçbir özelliğini taşımamaktadır. “Önce Amerika” ve “Yeniden büyük Amerika” sloganlarıyla örülmüş, sonunda kendi ülkesine de dönecek olan bumerang etkili bu politikalar, ”Güçlü alır, zayıf verir” prensibine dayanmaktadır. Bu prensibe odaklanmış ticari ve ekonomik politikalar savaş değil, ancak ticari ve ekonomik vandalizm olarak tanımlanmalıdır. Dolayısıyla Trump ve ekibinin sahip olduğu bu zihniyetle uygulayabilecekleri politikalar bizleri şaşırtmamalıdır. Çünkü başka bir yol bilmemekte ve öğrenmeye de hiç istekli değildirler. Sadece bizim değil tüm dünyanın bu vandallığa karşı duracağını düşünmekteyim. Çünkü bunun sürdürülebilirliği yoktur” ifadelerine yer verdi.

SORUNLARIN, UZUN GEÇMİŞİ

Karşımızda çok daha geniş kapsamlı ve uzun bir geçmişe sahip sorunlarımız bulunmaktadır diyen Başkan Ali Çandır, sözlerine şöyle devam etti:

“Döviz fiyatlarında bu ay içerisinde yaşadıklarımızı sadece uygulanan vandalizme ya da başka tek bir konuya bağlamak doğru değildir ve düzeltici tedbirler için bizleri yanlışa sevk eder. Karşımızda çok daha geniş kapsamlı ve uzun bir geçmişe sahip sorunlarımız bulunmaktadır. Ekonomik ve ticari sorunlarımıza ilişkin tespitlerimizi ve çözüm önerilerimizi her fırsatta dile getirip takipçisi olmaktayız. Bizlerde şok etkisi yaratan bu ayki dolar fiyatı dalgalanmalarını, reel faiz ve enflasyon ilişkileriyle incelediğimizde; yaşadıklarımızın ne kadarının ekonomik, ne kadarının ekonomi dışı faktörlerden kaynaklandığına dair tespitlerimizi kısaca sizlerle paylaşmak isterim.”

DOLARDA ACI ARTIŞ

 

Dolar fiyatı, enflasyon ve faiz oranlarını da değerlendiren ATB Başkanı Ali Çandır, “Öncelikle 10 yıllık dönemin ilk beş yılı yani 2008-2012 dönemi ile son beş yılı 2013-2017 dönemini dolar fiyatı, enflasyon ve faiz ilişkisi bakımından birbirinden ayrı incelemek gerekir. Böylece bugünlerde yaşadıklarımızı daha doğru değerlendirebiliriz. İlk 5 yılda ortalama yıllık faiz yüzde 12 ve enflasyon yüzde 8 olarak gerçekleşirken dolar fiyatındaki artış ise yüzde 7 düzeyinde kalmıştır. Son 5 yıllık dönemde ise; ortalama yıllık faiz yüzde 10 ve enflasyon yüzde 9 olarak gerçekleşirken dolar fiyatı ise yüzde 15 düzeyinde artmıştır. Bu iki dönemi birbirinden ayıran en önemli özellik; dolar fiyatı ve reel faiz arasındaki ilişkidir. Nitekim, 2008-2012 yıllarını kapsayan ilk dönemde konjonktür etkisi dahil yıllık yüzde 50 reel faiz ödeyerek dolardaki fiyat artışını yüzde 7 düzeyinde tuttuğumuzu görmekteyiz. Yani ilk beş yılda enflasyonun altında bir dolar fiyatı artışı söz konusu olmuştur. 2013-2017 yıllarını kapsayan son 5 yıllık dönemde ise yıllık ödediğimiz reel faiz yüzde 11 düzeyine düşerken enflasyon 9’a yükselmiş ve yıllık dolar fiyatı ise enflasyonun yüzde 65’inden fazla artmıştır. Yani dolarda yıllık yüzde 15’lik bir fiyat artışı söz konusudur” şeklinde konuştu.

BEKLENEN ARTIŞ

Herkesin dolarda yükselişi beklediğini söyleyen Başkan Ali Çandır, “2018 yılının özellikle ikinci yarısından sonra dolar fiyatında ciddi bir hareketlenme olacağı ön görülmüştü. Hatta ilk fiyatlaması 2017 Kasım ayında uygulamaya konan Merkez Bankası TL uzlaşmalı döviz ihalelerinde kendini göstermişti. Yani Kasım ayından bu yana hepimiz başta dolar olmak üzere döviz fiyatlarında enflasyon üstü bir artışın yaşanacağını bekliyorduk. Ancak beklentilerimizin üzerindeki hareketlenme ilk olarak 6 Ağustos’ta ve zirve hareket ise 13 Ağustos’ta yaşandı. Bu anlık artışlar bir yana geçen yılın Ağustos ayı ile karşılaştırdığımızda enflasyonun 2,5 kat üzerinde bir dolar fiyatı karşımıza çıkmaktadır. Yani her halükarda Ağustos ayı, beklentilerimizin üzerinde bir dalgalanmayla geçti” dedi. YAPRAK ÖZER/ANTALYA GÜNDEM HABER