İnsanlar yaşadıkları sürece içlerinde umut taşırlar bu umut bazen ertelenip başka bahara kalsa bile tükenmez. Tükendiğinde yaşam kaygısı başlar ve acı bir şekilde biter.

Seçimler süresince ülkemiz için içinde bulunduğumuz olumsuz koşullar içinde hep rahata, refaha, barışa, muhtaç olduğumuz birlik beraberlik, kardeşlik kaygılarını ortadan kaldıracak liderlere kenetlendik. Umut ettik ki, tüm bu olumsuzluklar bir rüya gibi yaşandı ve bitecek.

Umutlandık…

İstedik ki, güzel ülkemin üzerinden karabulutlar Meltem rüzgârlarıyla geçip gitsin. Yerini sevgiye, barışa, güzelliklere bıraksın.

Umutlandık ki…

Seçilecek lider Partisinin değil tüm ülkenin lideri olsun…

Umudum hala var ve umutluyum…

Seçim akşamı ilerleyen saatlerde seçim sonuçları yerine oturunca küfürler, hakaretler, suçlamamalar uçuştu internet sayfalarında. Bu da umudun yitirilmesinin ilk evreleridir sanırım. Oysa yaşanacak çok  baharlar var…

Deve kuşu gibi başımızı kuma, gömerek etrafımızı görüp dinlemek istemiyoruz.

Bağırıyoruz avaz avaz…

Karadeniz de fındıklar para etmiyor, fındık bahçelerinde ağaçlar sökülüyor, kara denizde yeşil renk kaybolup betonlaşıyor…

Ege ve Akdeniz’de zeytin bahçeleri yok ediliyor, tarlada domates 1 lira pazarda 6 lira diye yırtınıyoruz.

Yok patates soğan doları geçti, yok pahalılık belimizi büktü,…

Orta Anadolu’da çiftçi mazot, gübre, tohuma para yetiştiremiyor, doğu ve güneydoğuda hayvancılık öldü, bitti. Samanı, fasulyeyi, mercimeği, eti ithal eder duruma geldik çiftçi bitti diye neredeyse sokaklara dökülecektik.

Şeker fabrikaları satıldı, binlerce işçi perişan olacak, çoluk çocuğu aç kalacak diye ağlamadık mı?

Büyük kentlerde dolar 5 lirayı bulacak elektrik, su, akaryakıt yüzde 60 yüzde 70 zam yedi her şey ateş pahası diye isyanlar ettik.

Suriyeliler savaştan kaçarak ülkemize sığındı, can güvenliğimiz yok dedi onlara kucak açtık. Suriyeliler Ramazan Bayramı’nda ölümden kaçtık dedikleri ülkelerine bayramlaşmaya güle oynaya davul zurna eşliğinde gitmediler mi?

Plajları Suriyeli hovarda gençler doldurmadı mı?

Saymakla bitmez konuları kendimize dert ederek, sorun haline dönüştürerek bir birimizi incitmedik mi?

Ne oldu?

Günün sonunda tüm düşündüklerimiz hayal oldu, yalan oldu..

Bu anlattıklarım kendi kurguladığımız komplo teoriden öteye gitmedi.

Halk tercihini yaptı…

Kendi kaderini kendisi belirledi.

Bu hiddet, bu umutsuzluk, bu biri birini suçlama niye!

Unutmayalım ki bir yerde yaşam varsa, umutta vardır.

Başka bahara kalsa da…