Öyle günler yaşıyoruz ki, sapla saman, iyi ile kötü bir birine karışmış. Doğrusu kim iyi, kim kötü, kim ne yapmak istiyor, ne anlatıyor bilmek anlamak mümkün değil. Çalan çalana, soyan soyana adına serbest ekonomi,  kan gövdeyi götürürken bağımsız dediğimiz yarğıya her defasında neşter vurulurken bunun adına da sosyal adalet diyoruz.

Haydi gelin bunu 2 hikayemizle anlamaya çalışalım: Tavuk, çayırda otlayan ineğe gitmiş: “Merhaba inek hanım!” İnek, tavuğun kendisine, merhaba demesini yadırgamış: “Hayrola?”

“Size, ortaklık teklif etsem, ne dersiniz?” İnek, ne kadar inek olsa da, bir işi reddedecek kadar inek olmadığından, inekleşmemiş:

“Söyle bakalım, ne iş bu?” “Sizinle sucuklu yumurta yapalım, insanlar sucuklu yumurtaya bayılır!”

İneğin aklı yatmış, tavuk ortaklık şartlarını sıralamış: “Bana münasip bir yerde folluk gösterin, gidip yumurtalarımı folluğa doldurayım!”

Birkaç gün sonra, tavuk, bir küfe yumurtayla çıkagelmiş, inek memnun, yalnız tavuğun yanındaki eli bıçaklı adamı gözü tutmamış:

“Ortak, bu adam kim? “Kasap, sucuklu yumurta için… Sizi kesecek, sucuk yapacak, benim de yumurtalarım var, ortaklık tamam!” İnek ayılır gibi olmuş: “Bu ortaklık benim canıma mal olacak galiba!”

“Maalesef inek efendi, amacımız, insanlara bol, lezzetli ve şişmanlatmayan sucuklu yumurta yedirmek, değim mi? Hadi, lütfen kendinizi sayın kasaba teslim ediniz!” Şimdi buna, kalkınmış ülkelerle, kalkınmamış ülkeler arasında, ekonomik işbirliği anlaşması diyebilir misiniz?

“Cambaz”ın değişik anlamı vardır, at üstünde, tel üstünde gösteri yapanlara da cambaz denir, özellikle hayvan pazarlarındaki pazarlıkçılara da cambaz, denir.

Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş, bir cambaz yanaşmış: “Kaça bu eşek?” “Bin lira!”

“Aldım gitti, ver elini helalleşelim!” Birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış: “Yahu görmüyor musun, bu eşek topal onun için ucuza verdi!” “O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış, topal sanıp ucuza elden çıkarmağa bakıyor!”

Eşeği satana koşmuşlar: “Yahu bu topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış!” Satıcı gülmüş: “Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben koydum!”

Alıcıya koşmuşlar: “Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o koymuş. Seni de kandırdı, parayı aldı!”

Alıcı dövünmeğe başlamış “Vay namussuz eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!”

Bunun adına serbest piyasa da “alışveriş” diyorlar mı?

Aslan, eşek ve tilki ava çıkmışlar bir geyiği vurup gelmişler. Aslan emretmiş:

“Şunu pay edin!” Eşek avı üç eşit parçaya bölmüş, herkesin payını vermiş ama aslan beğenmemiş:

“Hani benim aslan payım!” Eşek, eşekliğinden olacak anlamamış: “Ne demek aslan payı!” Aslan bir pençede eşeği parçalamış, sonra, tilkiye dönmüş: “Hadi, sen pay et!”

“Efendim sizin olduğunuz yerde pay etmek ne demek? Hepsi sizin, buyurun afiyetle yiyin!” Aslan hayretle sormuş: “Sen bunu kimden öğrendin?” Tilki cansız yatan eşeği göstermiş:

“Adına da sosyal adalet diyorlar…”