2018 yılında 255, geçtiğimiz yıl ise 328 kadın öldürülürken, yasaların uygulanmadığını söyleyen Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Kadın cinayetlerinin artmasının en önemli sebebi cezasızlık. Yargı bu cezasızlıkla insanlara cesaret veriyor” dedi

Her geçen gün artan ve bitmek bilmeyen kadın cinayetleri verileri şaşkınlık yarattı. Son 5 yılda bin 308 kadın öldürülürken, 2019 yılında 328 kadının hayatına son verildi. Kadın cinayetlerinin bu kadar artmasının sebebi olarak cezasızlığı gösteren Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Kadın cinayetleri yasaların olduğu dönemden itibaren uygulanmadığı için artıyor. Elimizde uluslararası sözleşmeler var. Uluslararası sözleşmenin kullanmamasından kaynaklanan durumlar bunlar. Yasalar uygulanmıyor. Emniyet yeni yeni veri tutmaya başladı. Veriler bile tutulmuyordu. 2020 Ulusal Eylem Planının yayınlanması gereken koordinasyonları daha geçtiğimiz ay yayınladı. Cinayetlerin artması kamunun yavaş hareket etmesinden kaynaklanıyor. Kadınların bu konuda bilinçlenmesi ile farkındalıklarının artmasından cesaretleri arttı. Ancak şiddettin artmasının sebebi ise cezasızlıkların olması. Kadın cinayetlerinin artmasının en önemli sebebi cezasızlık. Verilen cezalar ceza değil. Çok daha yakın zamanda Ceren Damar duruşması görüldü. Ceren Damar davasında ‘Vahşice, canavarca his’ tabirleri yok. Siz bir insana arkadan sıkıyorsunuz. 17 kerede bıçaklıyor. Burada canice bir durum vardır. Bu alınan karar 17 bıçak darbesiyle ölen birinin önüne taş döşedi. Bunu yapan biri canavarca ve vahşice yargılanmayacak. Yargı bu cezasızlıkla bu insanlara cesaret veriyor. Birinci neden bu. Yargı burada kadın derneklerini ve baroları müdahil kabul etmiyor. Yargı nedenlerden niçinlerden bir haber olarak Uluslararası Sözleşmeyi uygulamadığı için suç işlemiş oluyor. Yargı suç işliyor. Suç işleyene az ceza veriyor. Buda cinayetlerin artmasına neden oluyor. Birisi sizin boğazınızı kesiyor ama bu vahşice ve canavarca hisle işlenmemiş oluyor. Bütün meseleye bu açıdan bakılmalı. Bu insanlık dışı bir katliamdır. Evet, yasalar var ancak keşke uygulansa” dedi.

KADIN POLİTİKASIZLIĞININ

Türkiye’de kadın politikasızlığının olduğunu söyleyen Başkan Güllü, “Bakanlık her ilde sığınma evi açabilirdi. Acil yardım hatları kurabilirdi. Ayşe Tuba yargıya 23 kez gitti. 23 kere gittiğinde arabuluculuk bakanlık tarafından onayladı. Ancak 24 kez gidemedi çünkü öldürüldü. Ben kamuyu suçlu buluyorum. Uygulanmayan yasalar nedeniyle adaleti tecelli etmeyen hakim ve savcıları suçlu buluyorum. Bu sorunların başında kadın politikasızlığı geliyor. Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’ni getiren Ak Parti, uygulamayan kim Ak Parti. Değişen bir şey olmadı. Kadın politikasızlığı ve kadının siyasette kullanma” şeklinde konuştu.

CEMAAT VE TARİKATLAR

Türkiye’de son yıllarda güçlenen din dışı örgütlenme modelleri olduğunu ve bu yapının  ataerkil sistemin devamını savunduğunu ifade eden Canan Güllü şöyle devam etti:
“Toplumun içinde kadın cinayetlerinin bitmesini engelleyen yapılar var. Türkiye’de din dışı örgütlenme modeli var. Şehvete dayalı din tarikatları var. Kadın cinselliği üzerinden oluşan yapılar var. Bunlar bazı cemaat ve tarikatlar. Cemaat ve tarikatların güçlenmesi kadın cinayetlerini besliyor. Ülkemizde bu yapılar güçlendikçe kadın cinayetleri artarak devam eder. Çünkü bu yapılar kadını ikinci sınıf olarak görüyor ve itaat talep ediyor. Ancak kadınlar son yıllarda bilinçlendi ve insan olduğunu hatırladı. Bu yüzden de itaat etmeyi reddediyor ve hakkını arıyor. Ama bu yapıların denetlenmesi ve sistemin içine dahil edilmemesi gerekiyor.” YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER