Haftalar günlere bölünmüş ilerlerken yine daha dün gibi başladığımız ve yeni umutlar içinde kendimize verilmiş sözler ile başlanmış bu yıl için şimdi yaşanmışlıkları yavaş yavaş geri sayıp bakma zamanı gelmeye başladı. Yeni ay gelişleri, Retro hareketleri Mars ve Venüs’ün bize olan etkileri derken yine bir gün, yeni bir hafta ve yeni bir ay için başlamış bulunmaktayız. Biliyorum ki insanın kendinden daha başka duygu düşüncesini anlayabilecek dost ve arkadaşı yoktur. Yine o kendi kişiliğini ne kadar geliştirdiği ile doğru orantılı olarak, kişinin kendine verdiği zararı kimse ona veremeyecektir. Söylenecek ne varsa siz kendi yaşamınızda kendinize zaten fazlası ile söylüyorsunuzdur. Kimse bir başka bireyden zaten bir fikir ve yardım istemedi ki eğer yardım alırsa onun güçsüz ve bilgisiz olarak bakıldığını düşündü. Kendini güçlü hissetmek için hiçbir şey sormadı. Sadece küçükken olması gereken büyümekti. Büyüdü. Sormadı ama sorunlar ile karşı karşıya kendi penceresinden savaştı. Beklediği yaşın onu geçtiğini bile yıllar sonra fark etme çabaları boşa gitti. Şimdi her bir bireyin ağzında sevgi sözcükleri eksik olmuyor. Ama şimdi de hangisine inanmak doğru düşüncesi akıllarda yer etmiş ve güvensizlik baş göstermiş gidiyor. Çünkü biliyor ki kişiler sevgi çok yüce ve muhteşem bir şey nasıl bu kadar güzel olan şey bu kadar kolay verilebilir mi. Şimdiye kadar kimse kendinden bir şey almadan hiçbir şey vermedi ki. O zaman bu  da kendini kandırmaması gereken bir düşünce olmaktan başka bir sonuca varmıyordu. Bu kadar basit olan ama vermekten imtina duyulan duygudan yoksun yetişirken dünyadaki canlılar, şimdi bize yeni ay gelmiş, oluşan Retro veya Mars’ın ve Venüs gezegeninin bize etkileri mi düşüncesi biraz geri planda kalır gibi, gerçek manada etkileri mutlak var. Onların etkilerini bu derin duygular yokluğunda daha da etkin yaşıyoruz demek isterim. Mevsimlerden sonbahar kışa az kalmış bazı bölgelerde kışa merhabalar başlamış memleketimde siz içinden hiçbir zaman ne baharı ne de yaz mevsimini eksik etmeyin. Hani şu görünmez yaşayan içimizdeki çocuk misali işte…