Yurt genelinde bu hafta yaz aylarının en sıcak günlerinin yaşanacağı, günümüzde “Cehennem” ve “Çöl” sıcakları olarak bilinen “Eyyam-ı bahur” etkisine girildi. Sıcaklardan en çok etkilenen ise şüphesiz açık havada çalışan işçiler oldu

Ağustos ayının gelmesiyle birlikte eskilerin yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini ifade etmek için kullandığı Eyyam-ı Bahur etkisine girildi. Günümüzde Afrika, çöl ve cehennem sıcakları olarak adlandırılan dönemi yaşadığımız bugünlerde Antalya’da ortalama sıcaklık 35 derece, nem oranı ise yüzde 70’in üstünde seyredecek. Uzmanlar zorunlu olmadıkça dışarıya çıkılmaması gerektiğini uyarıyor. Fakat maalesef bu uyarılar her gün cehennem sıcaklarında dışarıya çıkmak zorunda olan ve ekmeğini sokaklardan çıkaran işçiler için geçerli olmuyor. Havanın aşırı sıcak olması ve nem miktarındaki artış, açık havada çalışanlarda sağlığı olumsuz etkiliyor. Yükselen sıcaklık sonucu vücut ısısı artıyor ancak beden, artan vücut ısısını dengeleyebilmek için terlemeye ve daha hızlı soluk alıp vermeye başlıyor. Bu esnada terleme ve solunum yolu ile su ve tuz kaybı yaşanıyor. Nabız hızlanıyor, kalbin ve böbreklerin iş yükü artıyor. Güneş çarpması olarak bilinen sıcak çarpmasında yoğun terleme, halsizlik, ağız kuruluğu, baş dönmesi, bulantı ve kas krampları belirtileri görülüyor. Uzmanlar böyle bir durum saptandığında ilk yapılması gerekenin hastanın serin bir yere taşınarak sağlık ekiplerine haber verilmesi olduğunu söylüyor.

ÖNEMLİ ÖNERİLER

Cehennem sıcaklarında sağlık sorunlarının yaşanmaması için uzmanlar, açık havada çalışanlar için tavsiyelerde bulunuyor. Uzmanlar tarafından dışarıda çalışması gerekenlerin mümkün olduğunca güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya ve sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat edilmesi gerektiği söyleniyor. Sıcak havalarda çalışanların sıcaktan etkilenmemesi adına uygulanması gerekenler ise şu şekilde sıralanıyor: “Açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan teri emecek özellikte giysiler tercih edilmeli. Mümkünse sık kıyafet değiştirilerek vücudun nemli giysilerle teması önlenmeli. Geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalı. Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücutta daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemeli. Normal bireylerde günde en az 2,3 litre sıvı alımı önerilmektedir. Fakat sıcak ortamda çalışanlar için bu miktar daha da artırılmalı. Sıvı, elektrolit dengesini sağlamak için soda ve ayran gibi içeceklerin içilmesi uygun olur. Öğle arası veya vardiya yemeklerinde ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılarak, gün içerisinde az ama sık aralıklarla yemek yenmesi gerekir. Daha çok meyve ve sebze ağırlıklı beslenilmeli. Kronik hastalığı bulunanların ise düzenli olarak iş yeri hekimi tarafından takibi, düzenli ilaç kullanması, tek başına çalışmamaları ve sağlık durumlarını ortaya koyan hekimler tarafından kontrollerinin yapılması gerekir.”