TBB’nin açıkladığı verilere göre kredi kartı borcu yüzünden yasal takibe düşenlerin sayısı yüzde 14, bireysel kredi yüzünden yasal takibe düşenlerin sayısı ise yüzde 44 arttı. Merkez Bankası’nın yanlış politika uyguladığını savunan İktisatçı Doç. Dr. Duman, “Artık denizin dibi göründü. Reform şart” dedi

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, bireysel kredi kartı borcu yüzünden yasal takibe düşen kişi sayısı, 2019 Ocak-Mart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 oranında artarak 253 bin kişiye yükseldi. Bireysel kredi yüzünden yasal takibe takılan kişi sayısı ise yüzde 44 oranında artış göstererek 317 bin kişiye ulaştı. Konuyla alakalı görüşlerini bildiren Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi İktisatçi Doç. Dr. Koray Duman, tüketime dayalı ekonomik politikanın getirisi olarak gördüğü bireysel borçlanmaların nedenlerini açıkladı. Türkiye’deki insanların 2000 yılından, 2016 yılına kadar katlanarak devam eden borçlanmalarının, o zamanlardaki kolay kredi kullanımına da bağlı olduğunu aktaran Duman, üretime dayalı yeni bir reform yapılmadan bu sıkıntıların aşılamayacağını ifade etti. Koray Duman, “2000-01 yıllarından 2016-17 yıllarına kadar bankalarda bir para bolluğu söz konusuydu. Bankalar, insanlara düşük faizlerle cazip hale getirip, bu paraları kredi olarak sunarak, insanları borçlandırdılar. Düşük faizle kredi kullanmak, Türkiye’deki insanlar için oldukça cazip. Bu ucuz kredilerle insanlar, son model arabalar, evler satın aldılar. Ancak 2016’dan sonraki süreçte, gerek Amerika’nın izlemiş olduğu ekonomik politikanın getirisi, gerek Türkiye’nin tüketime ve borçlanmaya dayalı ekonomik yapısı gereği hane halkları, borçlarını geri ödemelerde sıkıntılar yaşamaya başladılar. Bu süreçte, Türkiye Merkez Bankası’nın yanlış uygulamış olduğu para politikası sonucunda, doların Türkiye’de tırmanışı gerçekleşti. Merkez Bankası’nın faiz yükseltmesi, doların yükselişini durduramadı. Zaten durdurması pek de mümkün görünmüyordu çünkü geç kalınmış bir hamleydi” şeklinde konuştu.

ÜRETİM EKONOMİSİ

Türkiye’nin en temel yapısal sorunlarından birinin, tüketime dayalı ekonomi sistemi olduğuna vurgu yapan Duman, acilen üretime dayalı yeni bir reform gerçekleşmesi gerektiğini belirtti. Duman, “Tamamen tüketime dayalı bir politikamız var. Bu tüketimi finanse etmenin tek yolu da insanlara düşük faizli krediler vermek. Yaklaşık 10-15 sene devam eden bu sürecin sonunda galiba artık denizin dibi göründü. Bugün bakarsak, kredi faiz oranları oldukça yükseldi. Dolayısıyla insanların eskisi gibi kolay kredi kullanımları, bol tüketim yapmaları mümkün değil. Kısa vadede bu tür problemleri atlatamayız. Daha uzun vadede, daha köklü bir dönüşüm, köklü bir reformla ancak Türkiye ekonomisi düze çıkabilir. Önümüzdeki süreç, bize güzel sinyaller vermiyor. İşsizliği, alım gücünün azalmasını, büyüme hızının düşmesini tetikleyen bu faktörler, insanları doğrudan etkiliyor. Aslında bu süreçte bir takım reformlar yapılması gerekiyordu ancak seçim süreci gündemi değiştirdi. İnsanları ne kadar borçlu bırakırsanız, o kadar size bağlı kalırlar. Borçlu insanlar, yönetimlerin değişmesini istemezler, sert dalgalanmalardan korkarlar. Dolayısıyla mevcut sistemin devam etmesini isterler. Belki de bu yüzden üzerinde yeterince durulmuyor. Kesin ve net çözüm, köklü bir reform ve üretim ekonomisidir” ifadelerine yer verdi. YİĞİT ERASLAN/ANTALYA GÜNDEM HABER