Nükleer Enerji Mühendisi ve Radyoterapi Fizikçisi Doç. Dr. Yiğit Çeçen, düşük enerjili elektro manyetik radyasyon ile kanser arasında net bir bağlantının kesin olarak kurulamadığına dikkat çekerek, mikro dalga fırınlarda gıdaların bulunduğu kapların radyasyondan etkilenerek kanserojen madde üretebileceğini, korumalı cam pencereler sayesinde dışarıya mikrodalga radyasyonun sızmadığını kaydetti.
Antalya’daki OnkoTalya Kanser Kliniği uzmanlarından Nükleer Enerji Mühendisi ve Radyoterapi Fizikçisi Doç. Dr. Yiğit Çeçen, güncel hayatta sürekli olarak çok çeşitli elektro manyetik radyasyona maruz kalındığını bildirdi.
Bunların çok düşük frekanslı radyo dalgaları, mikrodalga, görülebilir ışık, kızılötesi ve ultraviyole ışınlar, X-ışınları, gama ışınları ve uzaydan gelen kozmik radyasyonlar olduğunu söyleyen Dr. Çeçen, ”Zaten yüksek enerjili elektro manyetik radyasyon, yani ultraviyole, X ve gama ışınlarının iyonlaştırıcı ve DNA hasarına neden olduğu, kanser yapabildiği ve doğum kusurlarına yol açabildiği yıllardır biliniyor” diye konuştu.
Cep telefonu, bilgisayar, mikrodalga fırın, televizyon ve wi-fi sinyalleri gibi düşük enerjili, iyonizan olmayan elektro manyetik radyasyonun sürekli artış gösterdiğini dile getiren Dr. Yiğit Çeçen, “Bu tür maruziyetlerin sağlığımıza olumsuz etkileri olup olmadığı konusunda bilim insanları arasında tam bir fikir birliği yok, ancak son gelişmeler bazı endişeler uyandırıyor. Düşük enerjili elektro manyetik radyasyonunun insan ve diğer canlıların DNA’sına zarar verebileceği ve kansere yol açabileceğine dair net olarak bilinen herhangi bir mekanizma olmamasına rağmen, toplumun bu tür radyasyona yaygın olarak maruz kalması göz önüne alındığında, riskte en küçük bir artış bile klinik öneme sahip olacaktır ve bu da kabul edilemez. Bazı bilim insanları, hormon melatoninin düzeylerinin düştüğü ve bunun kansere neden olabileceğini öne sürmekteler. Melatoninin bazı tümörlerin gelişimini baskılayabileceğine dair kanıtlar var.”ifadelerine yer verdi.

“Dışarıya mikrodalga radyasyon sızmaz”
Kamuoyunda mikro dalga fırında pişen yemeklerin kanser yapıp yapmadığı noktasında tartışmalar olduğuna değinen Doç. Dr. Çeçen, “ Mikrodalga fırınlar, yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanarak gıdalarda bulunan su moleküllerini ısıtırlar. Gıdaların temel moleküler yapısı değişmemekle beraber, gıdaların bulunduğu kapların mikrodalga radyasyonundan etkilenerek kanserojen madde üretebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Bunun dışında korumalı cam pencereleri sayesinde dışarıya mikrodalga radyasyon sızmaz ve güvenlidirler”.

“Cep telefonu inceleniyor”
Cep telefonlarının sağlık noktasındaki etkilerinden bahseden Doç. Dr. Yiğit Çeçen, “Cep telefonlarının az miktarda radyofrekans (RF) radyasyon üreten antenleri vardır. Bu radyasyonun beyin tümörlerine yol açabileceği endişeleri var. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sürekli incelenmekte olan bu konu henüz tam anlamıyla açıklığa kavuşturulamadı. Ancak ABD Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsüne bağlı Toksikoloji Programı tarafından yürütülen bir çalışma Mart 2018’de tamamlanmış ve cep telefonlarına benzer radyofrekans enerjisine uzun süreli maruz kalan farelerde kanser artışını istatistiksel olarak anlamlı buldu” dedi.
Doç.Dr. Çeçen, cep telefonu teknolojisinin güvenli kullanım anahtarının ise görüşme sürelerini kısa tutmak ve kablosuz teknoloji kulaklıkları kullanmanın önemli olduğunu belirtti.

“Yüksek gerilim hatları”
Doç.Dr. Çeçen, düşük enerjili elektro manyetik radyasyon tiplerinden biri olan yüksek gerilim hatlarına yakın yaşamanın çocukluk çağı lösemi, depresyon, merkezi sinir sistemi semptomları, göğüs ve deri kanserine yol açabileceği konusunda birçok iddia ortaya atıldığını ifade etti.

Ev aletlerindeki durum
Dünyada eşyaların interneti diye bir kavram oluşmaya başladığını kaydeden Doç. Dr. Çeçen, “ Artık ev gereçlerinin hemen hepsi kablosuz bir şekilde internete bağlanacak. Kablosuz yerel ağlar neredeyse her zaman açık. Televizyonlarımız, klimalar ve kombiler internete bağlandı bile. Sırada mutfak robotları, buzdolapları var. Elektrikli cihazlar da ayrı bir EMR üretiyor, kablosuz wi-fi’ler de öyle. Yapılan çalışmalar, elektrikli ev aletlerinin kullanımı ve kanser arasındaki ilişki ile ilgili herhangi bir kanıt bulamamıştır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, kablosuz ağların da sağlığa zararlı olduğuna dair hiçbir kanıt sunmamıştır. Ev aletleri ve kablosuz ağlar konusunda yeni çalışmalar yapılmakta ve sonuçları beklenmektedir”.dedi.
Doç.Dr. Yiğit Çeçen, düşük enerjili elektro manyetik radyasyon ile kanser arasında net bir bağlantı kesin olarak kurulamadığına dikkat çekerek, kirliliğin devamlı arttığını ve alınabilecek önlemlerin ileride mutlaka fayda sağlayacağını sözlerine ekledi.