Antalya’da inşaat sektöründe bir firma, yangınlar ve sel felaketleri gibi doğal afetlerle etkisini daha çok hissettiren küresel iklim kriziyle, bu tür doğal afetlerdeki artış beklentisi ve deprem gerçeği nedeniyle projelerinde betonarme yerine tarihi dönemlerde olduğu gibi taş ve doğal malzemeler kullanma kararı aldı
Antalya ve Muğla başta güney illerdeki yangınlar, Karadeniz’deki sel felaketleri ve 17 Ağustos depreminin 22’nci yıldönümüyle birlikte deprem gerçeğine dikkati çeken GYODER ve İNDER üyesi de olan Antalya merkezli Helmann Yapı firması, bundan sonra uygulanacak tüm projelerinden betonarmeyi çıkardı. Doğal afetlerle birlikte derinleşen küresel iklim krizine dikkati çeken Helmann Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün, “Artık inşaat sektörü olarak doğaya ve doğal yaşama zarar vermeyecek konut üretimi gerekiyor. İnsanda saygı, sevinç, aidiyet ve sahiplenme gibi manevi duygular uyandıran binalar mimarlık ve sanat eseridir. İstanbul’da milyonlarca insanın evinde balkon bile yok, pencerelerinden yeşil namına hiçbir şey göremiyorlar. Eskiden her şehrin, her semtin, hatta her mahallenin kendine mahsus bir karakteri, üslubu, rengi, kokusu vardı, kısaca şahsiyeti vardı” dedi.
“GELECEĞE MİRAS KALMAYACAK”
Özellikle büyükşehirlerde insanların çok büyük kısmının evlerini özlemediğini, hatta sevmediğini kaydeden Özgün, “Beton kısa ömürlü bir malzeme olması nedeniyle (çoğunluk 60, iyimserler 80-100 yıl ömür biçiyor) hiçbir betonarme bina geleceğe miras kalamayacak. Betornarme yapıların hiçbir geleceği olmayacak. İleride kimse 21’inci yüzyıl mimarlığından söz edemeyecek. Mimarlık fakültesi öğrencilerine tavsiyem, betonarme dışında geleneksel inşaat teknikleri ve doğal malzemelerle ev yapma üzerine ihtisaslaşmaları, artan talepler için hazır olmaları” diye konuştu. Betonarme binaların kısa ömürlü olmaları ve geri dönüştürülememe gibi nedenlerle her yıl Türk ekonomisine milyarlarca lira zarar verdiğini kaydeden Özgün, “Bu gidişle topraklarımız uçsuz bucaksız bir moloz çöp döküm sahasına dönüşecek. Tek çözüm, geri dönüştürülebilir doğal malzemelerle inşaata yönelmek. TSE standartlarına göre ömürleri 50-60 yıl olan apartmanları bu süre geçtikten sonra yıkıp çöpe atacağız. Sürekli yap-yık modeli ekonomik kayıptır. Her yıl ömrü dolan 500 bin konutun yıkılması gerekiyor. Ömrümüz yapıp yıkmakla geçebilir mi? Bütün bunlara rağmen betonarme inşaat yapmaya devam etmemek gerekiyor” dedi.
TAŞ YAPI PROJELER HAZIRLANIYOR
Yüzlerce yıldır ayakta kalan Süleymaniye, Ayasofya gibi yapıları örnek gösteren Özgün, dünyadaki en yıkıcı malzemenin beton olduğunu belirterek, bundan böyle firma olarak, devam eden projelerden birinde değişim imkanı olduğu için taş malzeme kullanılmaya başlanacağını, yeni üretilecek tüm projelerde de taş ve diğer doğal malzemelerle yüzlerce yıl ayakta kalabilecek yapılar oluşturmayı amaç edindiklerini açıkladı. Mehmet ÇINAR/ (DHA)