Antalya’nın tanınmış jinokologlarından Op. Dr. Aziz Akkaya, Ramazan ayında oruç tutmak isteyen hamileleri uyardı. Akkaya, anne adaylarının kendilerinin ve bebeklerinin sağlığı için oruç tutmamasını, mutlaka tutmak isteyenlerinde hekim kontrolü altında olması gerektiğini ifade etti

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aziz Akkaya, hamilelik süresince anne adayının oruç tutmasının  önerilmediğini, gebelik döneminde gün içine eşit olarak dağıtılmış 4-6 öğünde beslenilmeli ve sıvı alımına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Ramazan ayına girilmesi nedeniyle hamilelerden oruçla ilgili çok soru geldiğini belirten Op. Dr. Akkaya, “Normalde insanlar açlığa uzun süre dayanılabilirken gebelikte bu süre üçte bir oranında daha kısadır. Gebeler, hem kendileri hem de taşıdıkları bebekleri için daha fazla miktarda kalori, protein, mineral ve vitamine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenlerle, gebelik süresince anne adayının oruç tutması önerilmemektedir” şeklinde konuştu.

 KAN ŞEKER DÜŞÜYOR

Gebelikte vücutta şeker kullanımının artması sonucunda kan şeker düzeyleri düştüğünü, daha sık acıkıldığına dikat çeken Op. Dr. Aziz Akkaya, şöyle devam etti:

“Şeker seviyesini sabit tutabilmek için sık ve küçük porsiyonlar halinde beslenilmesi gerekir. Halbuki oruç tutulması durumunda bu prensibe uymak zordur. Beslenmenin sürekli olmaması düşük kan şekeri seviyelerine, düşük şeker seviyesi ise yağ hücrelerinin yıkımına, bu da kanda keton cisimciklerinin artmasına neden olur. Keton cisimciklerinin kanda artmasının ve bebeğe geçmesinin nörolojik ve psikolojik yan etkileri ise çok iyi bilinmemekle birlikte, yıllar sonra bazı yan etkilerinin olabileceğinden söz edilmektedir.

 SIVI İHTİYACI ARTIYOR

Diğer yandan gebelikte vücudun sıvı ihtiyacı artar. Bu nedenle gebelikte sıvı alımının da arttırılması gereklidir. Sıvı alımındaki azalma veya sıvı kaybının artması (terleme), annenin böbrek fonksiyonlarını, kan basıncını ve sonunda bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısını etkileyebilir. Bu nedenle oruç tutan anne adayının gebelikte yeterli kalori ve sıvıyı alamaması veya aldığı halde vücudun mevcut bazı hastalıkları nedeni ile bunları gün içine düzgün yayamaması durumunda genel bir halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşmesi, baş dönmesi, sinirlilik, ağızda kuruluk, az idrara çıkma, kabızlık, ateş yükselmesi gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Sahur ve iftar saatlerinde gereğinden fazla besini depolama çabası da anne adayında hazımsızlık, kilo artışı gibi şikayetlere neden olabilir”

TUTMAMASI GEREKENLER

Dr. Aziz Akkaya, hamileler arasında özel durumları olanların oruçla birlikle, hayati tehlike ile karşılaşabileceğini söyledi. Şeker, kalp, böbrek, bağırsak, karaciğer ve mide hastalığı olanlarla hipertansiyonu bulunan gebelerin kesinlikle oruç tutmaması gerektiğini belirten Dr. Akkaya, “Ayrıca ishali olan, sık sık kusan hamileler de oruçlu olmamalı. İshal ve kusma süreçlerinde de vücut toleransı azalacağından istenmeyen yan etkilerin ortaya çıkar. Ülkemizde kendi hastalıklarından haberdar olan gebelerin oranı nispeten düşük olduğundan gebelik öncesinde gizli kalmış olan bu gibi durumlar, oruç tutan gebelerde hem annenin kendisi, hem de bebeği için sakınca yaratabilir. Bu nedenle, anne sağlığı iyi araştırılmadan tutulacak orucun tamamen zararsız olacağı ifade edilmemeli, gebeler bu yönde cesaretlendirilmemelidir” dedi.

 HEKİM KONTROLÜ ŞART

Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, gebelik sırasında inancı gereği oruç tutmak isteyen anne adaylarının mutlak surette kendilerini izleyen hekim ve sağlık personelinin denetiminde, diyet danışmanlığı da aldıktan sonra oruç tutmasını önerdi. Dr. Akkaya,“Mevcut önemli bir hastalığı bulunanlar oruç tutmamalıdırlar. Gündüz saatlerinde ve sıcak havalarda daha fazla dinlenmeli, terleme yoluyla sıvı kaybını azaltmalıdırlar. Yorucu egzersiz veya kapalı giysilerle sıcakta yürüyüş yapmamalıdırlar. İftarda hafif gıdalar almalı, sindirimi zor yemeklerden uzak durmalı, iftarın sonrasında bir veya iki öğün daha yemeli ve sahur yapmayı ihmal etmemelidirler” diye konuştu. AYKUT SÜLEK / GÜNDEM HABER