Şu aralar ülke gündemi hayli meşgul.

Bir yandan ABD ile yaşadığımız papaz sorunu, bir yandan da dövizin durdurulamaz artışı.

Şimdi bunlara bir de Kemal Sunal polemiği eklendi.

Geçen gün bir gazeteci Kemal Sunal için, “Sunal elbet bizim markamız, değerli, rahmet olsun, ancak bu ülkeye zihinsel anlamda yapılmış büyük bir kötülüktür… Bu filmler resmen insanın zekasına hakaret” sözlerini sarf etti.

Bu sözleri söylemesinin sebebi,

Dolar ve Euro’nun korkutucu yükselişini gölgelemek mi, insanları güldürmek mi, yoksa dikkat çekme çabası mı? Ben karar veremedim.

Ancak ortada şöyle bir gerçek var.

Kemal Sunal,

“Kibar Feyzo” filmiyle ağalık düzeni ve başlık parası sorununa değinmiş,

“Davaro” filminde kan davasına dikkat çekmiş,

“Köyden İndim Şehire”, “Salak Milyoner”, “Boynu Bükük Küheylan” filmleriyle göç sorununu işlemiş,

“Çöpçüler Kralı” ve “Kapıcılar Kralı” filmlerinde sosyal eşitsizlikten dem vurmuş,

“Gurbetçi Şaban” ve “Polizei” filmlerinde gurbetçi vatandaşlarımızı unutmayarak, onların sorunlarını anlatmış,

“Hababam Sınıfı” filmlerinde ise bizleri hem güldürmüş hem de iyi insan olmaya yönlendirmiş,

Tüm Türkiye’nin sevdiği, saydığı, benimsediği gerçek bir sanatçıdır.

Farklı sebepler nedeniyle, sırtını halka dayamış bir sanatçıya kötü söz söylemek kimsenin harcı değildir.

DİLİMİZİ KORUYALIM

Şu aralar herkes papazla meşgulken, ne olacak bu doların, Euro’nun hali diyorken, üniversite ve lise tercihleriyle uğraşıyorken, önemli bir olayı unutuyor.

90 sene önce bugün, Atatürk’ün, Harf Devrimi’ni halka duyurduğunu!

9 Ağustos 1928’de ise Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’da Harf Devrimi’ni halka duyurdu.

24 Kasım 1928’de yayımlanan Millet Mektepleri Talimatnamesi ile yurdun her köşesine Millet Mektepleri açıldı ve bu mekteplerde, halka yeni alfabe tanıtılarak, okuma-yazma öğretildi.

Harf inkılabının amacı, okuma-yazma oranını artırmak, daha modern bir eğitim uygulanmasını sağlamaktı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, en önemli devrimlerden biri olarak gördüğü Harf Devrimi ile ilgili bize şu nasihatlerde bulundu:

“Türk dili, dillerin en zenginlerinden biridir, yeter ki dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığım korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı dillerin boyun-duruğundan kurtaracaktır.”

“Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.”

“Türk milletinin dili Türkçe’dir.”

“Türk dili, Türk milletinin kalbidir, beynidir.”

“Bizim zengin ve ahenkli dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir.”

Peki, biz ne yaptık?

Kendi dilimize sahip çıkmadık.

Dilimizi geliştirip, bir dünya dili yapmak varken, merhaba yerine “Mrb”, ne haber yerine “Nbr”, tamam demek yerine “Tmm” yazdık.

Dilimiz körelmeye başladıkça milli benliğimiz de körelmeye başladı.

Acilen, hepimizin, dilimizi doğru kullanmaya başlaması gerekiyor. Hem milli benliğimiz için hem de Atatürk’ün miraslarından belki de en önemlisine sahip çıkabilmek için.