Geçen dönem Süleyman Evcilmen aday yapılmadığında çok üzülmüştüm. Çünkü CHP’den önce aday gösterilmiş, poster için fotoğrafları çekilmiş, alanda seçim vaatlerinden oluşan broşürleri dağıtmış ve aday gösterilmemişti. Bu haksızlığa isyan eden Evcilmen, MHP ya da Ak Parti’den aday olabilirdi, olmadı. Adeta yuvaya dönerek hiç oyu olmayan DSP’den aday oldu ve seçimi de kaybetti. Bu bir onur mücadelesiydi ve bende yanında yer tuttum hem de kazanamayacağımızı bile bile. O bir tepkiydi. Örneğin Evcilmen’i direk aday yapmasalardı, kendi adıma yanında yer almazdım ve CHP’yi haklı bulurdum. Bunları niye yazdım. Onu da izah edeyim. Günledir bir DSP çılgınlığı aldı yürüdü. Antalya siyasetinde yıllardır adı geçmeyen insanlar, bir anda DSP adayı olmaya başladı. İsa Yıldırım’ı ayrı tutuyorum. Bence Evcilmen’e yapılan haksızlığın bir çıt da fazlası, Yıldırım’a yapılmıştır.

Burnuma çok kötü kokular, kulağıma çok kötü duyumlar geliyor. Güya bazı guruplar bu kişileri özellikle Millet ittifakına saldırması için DSP’den aday çıkartıyor. Yani Yıldıray Sapan Muratpaşa’da DSP’den aday olarak çıkacak, CHP’nin oylarını bölecek falan falan. Yine Kepez’de benzer bir hazırlık. Sanıyorum bu guruplar, adaylara her türlü destek oluyorlar. Bülent Ecevit bana göre Türkiye’nin yüz akıdır. Bugün bile Karaoğlan her kesim tarafından takdirle, rahmetle anılan bir isimdir. Peki, DSP’ye bu aday gösterme şekli yakışıyor mu, bence yakışmıyor. Karaoğlan’ın kemiklerinin sızladığını düşünüyorum. Sonuçta Bülent Ecevit gibi bir insanın kurduğu bir partinin yöneticilerinin de daha sorumlu hareket etmesi gerekmez mi? Peki bu işten ne çıkar? Örneğin Yıldıray Sapan Ümit Uysal’a saldırır. Kendisi yüzde yarım oy alır. O saldırının sonucu Ümit Uysal’a haksızlık edildiğini düşünenler Uysal’a oy verir ve oyu artar. İspatı mı, bekleyelim görelim.

Esen kalın…