Özellikle yaz aylarında çocukların vazgeçilmez oyun alanı olan parklar, birçok mikrop barındırmasından dolayı sağlık sorunlarına yol açıyor. Uzmanlara göre çocukları özellikle kum havuzu ve kapalı oyun alanlarından uzak tutmamız gerekiyor

Özellikle kırsal kesimlerde çocuklar toprakla haşır neşir olma imkanı bulurken, kentlerde çocuk oyun alanları karşılıyor. Hemen hemen her mahallede bulunan ve çocukların yaralanmalarını önlemek amacıyla oyun bahçelerinin zeminlerine serilen kum ise adeta hastalık tuzağı görünümünde. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Erkan Uçlar, çocukların bu tür kumlarda oynaması yerine toprak ve sahil kumsalından yararlanmasını önererek, “Kum havuzları çok fazla insanın girip çıktığı aynı zamanda kedi, köpek gibi hayvanların dışkılarını bırakabileceği yerlerdir. Bu dışkılara bağlı parazitlerin yumurtalarının kalması sonucu çocukların el ve vücuduyla temasıyla enfeksiyon kapma riski var. Çocukların kum havuzlarıyla direkt olarak elleriyle oynamaları özellikle fazla nüfusa sahip toplu yaşanılan şehirlerde çok uygun değil. Daha küçük ve az nüfuslu yerlerde bu mikroplara belki biraz daha az rastlanırken büyük parklarda bu riskler çok daha fazla. Mikrop ve bakteriler dışında kene, pire gibi böceklerin bulaşma olasılığını da göz önünde bulundurarak çocuklarımızı oyun alanlarında iyi gözlemlemeli ve temizliklerine önem vermeliyiz. Parklarda bulunan kumlar yerine toprak ya da deniz kumuyla oynamalarını daha sağlıklı buluyoruz” şeklinde konuştu.

HASTALIK YUVASI

Kapalı oyun alanlarının ise daha tehlikeli olduğunu belirten Uz. Dr. Erkan Uçlar, “Kapalı çocuk parklarındaki top havuzları en çok salgının işlediği yerler. Şuan da Türkiye ve Antalya’da genelinde yaygın olan bir virüs hastalığı var. El, ayak, ağız hastalığı olarak adlandırılıyor. Bu top havuzlarında oynayan çocukların birbirlerine bulaştırmasına yüksek ihtimal olan bir salgın. İshal ya da bağırsak enfeksiyonuna yakalanmış bir çocuğun iyileşme evresinde bile hala dışkısı yoluyla virüs ve mikrop atılımı söz konusudur. Bu yüzden çocuk kendini iyi hissetse bile dokunduğu, ellediği yüzeylerden başka çocuklara bu mikrobu yayma riski var. Bu rahatsızlığı olan bir çocuğun kapalı alanda saçtığı mikrobu diğer çocukların alma ihtimali yüksektir. Bu alanların dezenfektan işlemlerinin kolay olmamasından dolayı uzak durulması gerekir. Sonuçta sürekli bir dolaşım var ve bu durum hijyende eksiklik yaratır. Temiz hava ve güneş ışığının bol olduğu yerlerde ise bu parazitlerin yaşama şansı yok. O nedenle güneş ışığının mikrobu kırıcı etkisi ve temiz hava açısından küçük mahalle parklarının tercih edilmesi daha doğru olur. Çok kalabalık olmayan parklarda önlem alarak gözlem içerisinde olduğumuz sürece bu mikroplarla başa çıkmak daha kolay olacaktır” ifadelerini kullandı. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER