Marmara’da 20 bin kişiye yakın insanın hayatını kaybettiği büyük depremin üzerinden tam 19 yıl geçti. Aradan geçen bunca yıla rağmen, ilgililer bugün bile hala yeterince önlem alınmamasından yakınıyor

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’nde 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 19 yıl geçti. Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova’da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken, on binlerce kişi de yaralandı. Marmara Depremi’nden en çok etkilenen Kocaeli’nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirirken, 9 bin 881 kişi de yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti. Marmara Depremi’nin 19’ncu yılında hayatını yitirenleri saygıyla anan Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Ebru Manavoğlu ve Jeoloji Mühendisleri Antalya Şube Başkanı Ali Keleş, Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak, deprem konusunda ülkenin hala eksiklikleri olduğunu söylediler. Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Ebru Manavoğlu, “17 Ağustos 1999 Marmara depreminden bu yana geçen 19 yılda Düzce, Elazığ, Van depremlerinin yanı sıra 8 Ağustos 2018 Ordu’da yaşanan sel felaketi gibi bu güne kadar gerçekleşen doğal afetlerde birçok insanımız etkilenmiş ve birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Bir deprem bölgesi olarak her an risk altında olmamıza rağmen o günden bu güne kadar hiçbir önlem alınmamıştır. Plan adımı atılmamış. Bunun yanında İmar Barışı altında imar affı düzenlenmesi ile kaçak yapılar yasallaştırılmıştır ve doğal alanların zarar görmesine neden olmuştur. Buda planlı kentleşmenin temelini sarsmıştır” dedi.

“ACIYI HALA HİSSEDİYORUZ”

Kendimizde daha sağlıklı mekanların oluşturulmasına yönelik affet etkilerini önleyici planlı adımların atılmasını ve kentleşme politikalarının oluşturulması gerekmektedir diyen Başkan Manavoğlu, “Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi olarak 19 yıl önce yaşanan depremin acısını hala hissetmekteyiz. Bundan sonra yaşanacak doğal afetlerde daha fazla kayıp vermemek için önlem alınmalı. Afete duyarlı planlama ilkelerini esas alan kentleşme politikalarını hayata geçirmeliyiz. Kentimize bir an önce yaşanabilir, güvenli, sağlıklı yerleşim alanlarının oluşturulması için bilimsel, afette duyarlı ve planlama ilkelerini esas alan bir kentleşme politikalarının hayata geçmesi gerek. Oldu, bitti yaklaşımından vazgeçilmelidir. Ayrıca tüm dünyada etkisini artırarak iklim değişikliğine yönelik politikaların üretilmesini, kentsel risklerin önlenmesi ve yaşam hakkımızın korunması talep ediyoruz. Bunun yanı sıra doğal afetlerde yaşamını yitirenleri rahmetle anıyorum” diye konuştu.

“UYGULAMALAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR”

17 Ağustos depreminden sonra ciddi eksikliklerin fark edildiğini dile getiren Jeoloji Mühendisleri Antalya Şube Başkanı Ali Keleş ise “17 Ağustos depremi Türkiye’de ciddi bir eksikliği ortaya çıkardı. Depremle ilgili neleri gerektiğinin bir kanıtıydı. O güne kadar yapılan yanlışlıkların sonucu olarak binlerce insanımızı kaybettik. Depremden kaçma veya bunu yok etme imkanımız yok. İnsanoğlunun önleyeceği bir şey değil. Ancak yaşanacak olan depremlerde can kaybını azaltmak için çalışma yapabiliriz. Maalesef geçmişte bununla ilgili ciddi önlemler alınmadığı için binlerce insanımızı kaybettik.  Depremden sonra bazı yönetmelikler değişti. Ancak bunlar uygulamada gerçeği yansıtmıyor” ifadelerine yer verdi.

YAPILARDA DENETİM EKSİKLİĞİ

Depremden sonra birçok önlemin alındığını ancak yapılan yapılarda hala denetimlerin eksik olduğunu belirten Başkan Keleş, “Deprem öncesi ile aynı değiliz. Ancak hala eksikliklerimiz var. Türkiye gerçeği var. Buda bu kanunların uygulanıp, uygulanmadığıdır. Bu kanunların değişmesi ile değişen kanunların uygulanması ile sıkıntı var. Bu hem yerel yönetimlerin hem de hükümetin eksikliği. Yapılan yapı ile ilgili hizmet üreten Harita mühendisi, Jeoloji mühendisi, İnşaat Mühendisi gibi meslektaşların yapmış oldukları işlerin denetlemesinin eksik olması sonucunda böyle durumlar çıkıyor ortaya. Bu denetlemeler artık kopyala yapıştır şeklinde ilerliyor. Aslında herkesin özgün bir yeri vardır” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE DEPREM OLACAK”

Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu bir kez daha hatırlatan Başkan Ali Keleş, “Hep soruluyor Türkiye deprem bekliyor mu? Bununla ilgili bakanlık deprem haritasını yeniledi. Yapılan son çalışma bu. Deprem olur mu olmaz mı bilinmiyor. Bunu zaten dünyada kimse bilmez. Ancak depremden bir, iki dakika sonra anlayabilirsiniz. Şu bir gerecek deprem Türkiye’de olacaktır. Çünkü Türkiye’nin jeolojik yapısı hareket halindedir. Zaten deprem bölgesiyiz. Gerek idari gerek yerel yönetim anlamındaki yöneticilerin bu konuda tedbirlilerin ve önlemlerin daha sıkı takip edilmesini istiyoruz. Meslek odalarının bu denetimlerden soyutlanmasının bir an önce önüne çekilmelidir” dedi. YAPRAK ÖZER/ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER