Türk Halk Müziği Sanatçısı Sümer Ezgü, yaklaşık iki yıl önce açtığı Sanat Akademisi’nde, bağlamadan, yogaya kadar birçok alanda sanatsal eğitimler verdiklerini belirtti. Ezgü, “Sanatın birleştirici gücü vardır. Sanatın olmadığı toplumlar ise gaddardır” dedi

Türk Halk Müziği Sanatçısı Sümer Ezgü’nün 2016 yılında açtığı Sümer Ezgü Sanat Akademisi okulların kapanmasıyla birlikte yaz okulu dönemine başladı. Akademide çocuklara bağlamadan kemana, yüzmeden yogaya kadar birçok alanda sanatsal ve sportif kurs veriliyor. Hem geleneksel, hem de batı müziğiyle çocuklara geniş bir yelpaze sunan akademide, bağlama, sipsi, kabak kemane, piyano, keman, gitar, yan flüt, bateri, ritim sazlar ile drama, tiyatro ve diksiyon gibi birçok sanat ve spor faaliyetleri yer alıyor. Sanat akademisinin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğunu belirten Ezgü, aynı zamanda London College of Music’in de temsilcisi olduklarını kaydetti.

BURS İMKANI

Her ikisinden de kurslara katılarak başarı gösterenlere sertifika imkanı sunduklarını söyleyen Sümer Ezgü, “Sertifika alan öğrencilerimiz okullara girişlerde burs imkanı buluyorlar. Bizler eskiden akademik başarıyı yanlış tanımlıyorduk. Artık akademik başarı sosyal yaşamdaki başarı için yeterli gelmiyor. Çocukların, gençlerin girişim sağlamasını kendilerini ifade edebilme yeteneklerini kazanmasını sağlamak gerekiyor. Biz burada bunu yapıyoruz. Sadece nota eğitimi vermiyoruz. Doğa, hayvan ve sanat sevgisiyle insan yetiştiriyoruz. Mesela çocuklar her gün farklı bir enstrüman tanıyorlar. Yaş gruplarını ayırmıyoruz. Hepsini bir arada tutuyoruz. Beraber yaşamayı öğreniyorlar. Birbirlerine yardım etmenin, saygı göstermenin bilinciyle büyüyorlar. Tüm bunlar ışığında burası için çocukları sanat bakışıyla yetiştirmeye çalışan bir mutluluk odağı diyebiliriz” şeklinde konuştu.

BİRLEŞTİRİCİ GÜÇ

Sanatın birleştirici gücü olduğunun altını çizen Türk Halk Müziği Sanatçısı Sümer Ezgü, sanatın olmadığı toplumlar gaddar olduğunu belirterek, “Orta Doğu’da yani savaşın olduğu yerlerde insanlar birbirlerini hiç acımadan öldürüyorlar. Çünkü bu bölgeler sanattan çok uzak. Sanatın beyinde ve yaşamda hakim olduğu toplumlar dünyadaki oyunlara gelmez. Biz de bugünlere sanatın günah olduğu öğretisiyle geldik. Geçmişte hep gayri Müslimler sanatla ve zanaatla uğraşmış. Tabi ki o günden bugünlere düşüncelerde değişime uğradı. O açıdan değişen bu düşüncenin bir gelişim sağladığını söyleyebiliriz. Fakat yine de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sanata bakışımız güçlü değil” dedi.

ANADOLU RİTİMLERİ

Türkiye’de sanatın ve müziğin bu kadar geniş skalasının olduğu başka bir okul olmadığını belirten ünlü sanatçı, “Türkiye’de konservatuarlar batı ağırlıklı eğitim verdiği için oradan mezun olanların bilgisi de ağırlıklı olarak o yönde oluyor. Dolayısıyla okuldan sonra da batı eğitimi veriyorlar. Fakat bizim için öyle bir ayrım yok. Bütün kültürler değerlidir. Onun için burası aynı zamanda bir değerler kulübüdür. Yani kabak kemane de keman da çok ayrı kulvarda olmasına rağmen bizim gözümüzde aynı değerdedir. Mesela bir davul öğrencimizin sadece rock değil Anadolu ritimlerini atmasını da isteriz. İşte o zaman tam anlamıyla sanatı icra ettiğini düşünebiliriz. O nedenle kapımız herkese açık. Dil, din, ırk ayrımı yapmadan her kültürü kapsayan akademik sanatımızda hizmet etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER