Fakıbaba ilginç bir isim. Belki de Türkiye’de tek isim. Ben yıllar önce Urfa’dan Büyükşehir Belediye başkanlığını olduğunda basından duydum ismini.

1992 yılında Şanlıurfa SSK Hastanesi’nde göreve yapmış ve Urfa halkının sevgisini kazanmış bir zat. Gerçek ismi Ahmet Eşref Fakıbaba. Siyasi hayatı ise 28 Mart 2004 yılında TBMM’den geçen Büyükşehir Yasası’ndan sonra büyükşehir olan Şanlıurfa’da Ak Parti’den belediye başkanlığına aday olmuş ve kazanmıştır. 29 Mart 2009’da tekrar aday olmuş ancak bağımsız aday olmuştur. Tekrar seçimi kazanan Fakıbaba sonraki dönemde Saadet Partisi’ne katılmıştır. Numan Kurtulmuş’un Saadet’ten istifa etmesinin ardından o da partiyi bırakmıştır.

Ben onun Hipokrat yemini etmiş Urfa halkının sevgisini kazanmış babacan tavrıyla tanırım. Urfalı aile dostlarımızdan onu yakinen tanıyanlar bile var. Dürüst onurlu ve iyi bir insan olarak ondan söz ettiler. Gelin görün ki siyaset insanı ne kadar değiştiriyor…

Şimdi görüyorum ki, o eski yıllardan Fakıbaba’dan pek eser kalmamış..

Et polemiği..

İthal etleri sağlıklı diye bize tavsiye eden Urfa’nın delikanlı Fakkıbabası, doğru söylememiş. Gelen etlerin Deli dana hastalığı takibinde olan etlermiş. Yetkililer ise kendilerini ‘’Prosedürler yabancı dilde olduğundan çevirme yapamadığımız için okuyamadık’’ özürleri kabahatlerinden daha büyük ve vahim…

Etlerin içinden özellikle kıymadan çıkanları bir görseniz…

Fakkıbaba bu kıymadan Urfa kebabı yiyebilir mi acaba?

Eskiden asla…

Ama şimdi, bilemem…

Mazot polemiği…

Çiftçinin mazot polemiğine gelince, Bizim Akdeniz bölgesinde, örtülü sera tarımı yapılıyor. Bu insanlar da çiftçi. Hiç böyle bir mazot indirimi almadıklarını iddia ediyorlar. En az 10 kişiyle konuştum. Diyarbakır’dan bir çiftçiyle konuştum. Destek kredisi aldıklarını, ancak Fakıbaba’nın açıkladığı limitte mazot alamadıklarını söyleyerek, ‘’Devlet bu işte ciddiyse çiftçinin kartına arazi büyüklüğüne göre işlesin ki biz de buna inanalım. Dolaylı şekilde neyi ne için yaptıklarını biz bile bilmiyoruz’’ şeklinde cevap veriyorlar.

Oysa Fakıbaba CHP Cumhurbaşkanı Muharrem İnce ile girdiği poemikte “Sayın Muharrem İnce’nin, seçim meydanlarında başta mazot fiyatları olmak üzere tarım konularındaki açıklamalarını hayretle ve üzüntüyle takip ediyor, kullandığı üslubu ve pek çok ifadesini, bir cumhurbaşkanı adayı olarak kendisine yakıştıramıyorum. Çiftçimizin kullandığı mazot bedelinin yarısının devlet tarafından karşılandığı konusunda yaptığı açıklamalar, konu hakkında bırakın yetersizliği, hiçbir bilgiye sahip olmadığını göstermektedir.

Mazot desteği konusunda Sayın İnce’nin evvela şunları bilmesi gerekiyor: Çiftçimizin kullandığı mazotu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa 2003 yılında AK Parti Hükümetleri olarak biz destek kapsamına aldık. 2003-2017 döneminde mazot maliyetinin ortalama % 16’sını destekleyerek üreticilerimize 7,5 milyar TL destekleme ödemesi yaptık. 2018 yılında ise bir ilke daha imza atarak çiftçilerimizin kullandığı mazotun yarısını ödemeye başladık. Bu kapsamda çiftçimize 1,8 milyar TL destekleme ödemesi yaptık’’ demişti.

Gelelim Yumurta sorununa…

Son dönemlerde satılan pek çok yumurtanın çiftlik üretimi olmasına rağmen organik olduğu yönünde birtakım tartışmalar gündeme gelmişti. Bu tartışmalar çerçevesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı alınan bir karar sonrasında bundan sonraki dönemde insanların organik yumurta denilerek kandırılmasını engellemek için yeni bir çalışma yaptığını açıkladı. Türk Gıda Kodeksi Yumurta Tebliği çerçevesinde yumurta satışlarının artık numaralandırma sistemine göre yapılmasına karar verildi.

Yumurta üretimlerinin ardından yumurtaların üzerine basılacak olan numaralar artık vatandaşların çeşitli hilelerle birlikte kandırılmasını engelleyecek. Yeni sistemle birlikte vatandaşlar tükettikleri yumurtanın organik mi yoksa çiftlik üretimi mi olduğunu bilecekler. Numaralandırma sistemi 4 farklı sistem üzerinden gerçekleştirilecek. Numaranın başı 0 ile başlıyorsa bu süreç içerisinde organik yumurta olduğu kesinleştirilmiş olacak. 1 Numara ile başlıyorsa gezen tavuk işletmesini belirlerken 2 numara kümes içerisinde gezen tavuk yumurta olduğunu belirleyecek. Son olarak ise 3 numaralı yumurtaların kafesli sistem içerisinde üretilmiş olan yumurtalar oldukları anlaşılacak.

Yumurtaların üzerine vurulacak mühürler sonrasında bu durumun herhangi bir şekilde dolandırıcılık meselesi haline getirilmesi ise engellenmiş olacak. Yumurtalar üzerindeki kalite sınıflandırılması üzerlerinde bulunan yumurtalar ile yapılacağı gibi bu süreç içerisinde fiyat tablosu açıklanmış olacak. Vatandaşların bundan sonraki süreçte kaliteli tüketim yapmaları ve ne yediklerini bilmeleri için getirilen düzenleme yapıldı.

Şeklinde bakanlık tarafından yapılan açıklama halkı son derece sevindirdi. Oysa kazın ayağı hiç te öyle değil.

Antalya’da bütün büyük ve küçük marketlere gidin bakın bölge belli bir yumurta markasının hegomanyası altında. 3 numaralı yani sözüm ona kafes tavuğu yumurtası. Başkasını arama bulamazsın. Ne yumurtanın gramajı uygundur ne de söz edildiği gibi O,1,2 nolu yumurtayı bulabilirsiniz…

Bu da gösteriyor ki Fakıbaba’yı çirkef politika, Akbaba yapmış..

Fakıbaba’da artık Akbaba sürüsüne katılmış…

Hakkımızda hayırlısı….