Antalya’daki ekmek fırın sahipleri, eyleme hazırlanıyor. Bu haberi alır almaz ATSO 7. Gurup Unlu Mamuller Başkanı Suat Özdemir’i ziyaret ettim. Konunun önemini bildiğim için ilk ağızdan halkımıza duyurmak istedim.

Pekiyi Ekmek ve Unlu Mamuller işletmesinin sahibi de olan Suat Özdemir bu konuda oldukça dertli…

Hükümetin birçok açıdan esnafa haksızlık yaptığını iddia eden Özdemir, “Vatandaş ile esnafı karşı karşıya getirip aradan sıyrılma politikasının peşindeler. Unutulmasın ki esnaf bir ülkenin omurgasını teşkil der. Yani atom gibidir. Patladı mı, çok büyük hasar verir.  Gerçek sorun çözmek yerine suyu bulandırmak, gerçeği gizlemek kimseye bir şey kazandırmaz. Bakın sorunda, çözüm de ortada. Bir ilkokul öğrencisi bile matematik yaparak durumumuzu anlayabilecekken, koca bakanlarımız bilmez mi? Dolar artmadan önce bir çuval un 80 lira idi. Şimdi 1 çuval un 110-120 liraya un fabrikası satıyor. Aradaki fark yüzde 30-35. Buna elektrik ve diğer giderleri eklediğimizde, biz zararına çalışıyoruz. Bu zararı nereye kadar omuzlayalı? Bakan Berat Albayrak, iş adamlarına yönelik yaptığı konuşmada un fabrika sahiplerine çağrıda bulunarak, zam yapmamalarını istedi. Ne oldu? Tam tersi oldu. Un fabrikaları önceden 90- 120 gün vadeli çalışırken, peşin paraya yöneldi. En çok 30-60 gün vadeye un vermeye başladı. Kredi alamıyorlar, ithal unlar dövizle olduğu için fiyatı katlandı. Tatbiki sonuç yok ve olamaz. Bir kere sorunun kaynağı belli, çözüm belli, topu oraya buraya taca atmaya ne gerek var. Çözüm belli çiftçiyi desteklersin, denetlersin, kaliteyi artırırsın, İTHALATTAN kurtulursun, sorun da böylelikle çözülür.

Biz zarardayız…

2-3 ayda 8-10 fırın yapılan yüksek maliyetlere dayanamayarak çalışma hayatına son vererek kapandı. Bıçak keskin biliyorum. Ya boğazımızı kesecekler ki bu cinayet olur, ya da biz çırpınıp kurtaracağız kendimizi bu vaziyetten.

Bakın ekmek fiyatlarını komisyon belirler. Komisyonda Tarım İl Müdürlüğü, İl Ticaret Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, ATSO ve Fırıncılar Odası olur. Hükümetin 3 adamına karşı, 2 oyumuz var. Direneceğiz…

Kepenk kapatarak halkımızı zora sokmak istemediğimiz için kepenk kapatma yerine bakkal ve marketlere ekmek dağıtımını durduracağız.

Biz günah keçisi değiliz…

Doları biz yükseltmedik…

Bunca Suriyeliyi biz ülkeye sokmadık…

Tarım ve hayvancılığı biz bitirmedik…

Birileri zengin olsun diye Kendi çiftçimizi ihmal edip ithalatı biz artırmadık. Sorun bizdeyse buyurun çözelim…

Biz zam yapmaya çok mu meraklıyız?

Bakın ekmek israfı o kadar had safhadaki, Türkiye’de günde 4,9 milyon adet ekmeğin israf ediliyor. Yazık değil mi? Hükümet basın ve birçok reklam yoluyla, eğitim müfredatına “İSRAF” konulmasıyla bunu önleyemez mi?

Siz hiç bu konuda bir çalışma gördünüz mü?

Yok ki…

Günah keçisi bizler değiliz ve zararına çalışmayacağız. Kararlıyız…

Eh işte bir gazeteci olarak ben araştırdım yazdım. Karar yetkili organların. Elçiye zeval olmaz derler. Pek haksız da sayılmazlar…

HAYDİ HAYIRLISI…