George Washington, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda Kıta Ordusu’nun başkomutanı ve ABD’nin ilk başkanı. ABD’nin Bağımsızlık Savaşı’nda önemli rol oynadığı için, ülkesinde tarihin en önemli şahıslarından biri olarak sayılır. Amerikan başkanlık kurumunu şekillendirdi ve iki dönem, sekiz yıl sonra üçüncü dönem başkanlıktan vazgeçerek ülkesinde bir gelenek yarattı (Bu gelenek Franklin D. Roosevelt’e kadar devam etti, sonra anayasallaştı). Washington hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde 16. Sırada yer almaktadır. Dört nesilden beri Virginia’da yaşayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Augustine Washington (1693-1743) ve annesi Mary Ball (1708-1789) İngiliz asıllıydılar. Henüz 11 yaşında tütün çiftçisi olan babasını kaybetti. Babasının bir önceki eşinden olan ağabeyi onun yetişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Düzensiz ve kısa süren bir eğitimden sonra 14 yaşındayken yerölçümü ve haritacılık alanında çalışmaya başladı. 16 yaşındayken Batı Virginia’ da, Shenandoah Irmağı çevresindeki keşfedilmemiş bölgelerde yapılan bir keşif gezisine katıldı. Gençliğinde Virginia topraklarını genişletmek için Kızılderililerle çarpıştı. 21 yaşında milis kuvvetlerine katıldı ve 1752’de komutan yardımcılığına getirildi. 1752’de üvey ağabeyi Lawrence ölünce Potomac Irmağı kıyısındaki Mt. Vernon malikânesinin sahibi oldu. Aynı yıl binbaşı rütbesiyle Virginia’daki dört askeri bölgeden birinin disiplin subaylığına getirildi. 1765’ten sonra İngilizlerin sömürge idaresine karşı çıktı ve bağımsızlığı savundu. George Washington, 1774 ve 1775’te Virginia Yasama Meclisi üyesi olarak, İngiltere ile Amerikan kolonileri arasında ortaya çıkan ve 1775’te savaşa yol açan tartışmalara katıldı. 4 Temmuz 1776’da ilan edilen Amerikan bağımsızlığından sonra, Massachusetts halkı ayaklanıp öbür kolonilere de yardım çağrısında bulunduğunda toplanan İkinci Kıta Kongresi, George Washington’u başkomutanlığa atadı. Bu güç bir görevdi. Çünkü 13 koloninin kendi aralarında da çekişmeler vardı. Kongreyi koloniler kurmuştu, ama kongre bütün kararlarını kolonilerin tümüne kabul ettirebilecek kadar güçlü değildi. Washington’un komutası altındaki askerler gönüllüydüler ve istedikleri zaman evlerine dönebiliyorlardı. Gene de Boston’a giden Washington blöf yaparak İngiliz donanmasının limanı terk etmesini sağladı. Bundan sonra, İngilizlerin saldırdığı New York’u savunmaya gitti ama çok üstün İngiliz güçleri karşısında yenildi ve New Jersey eyaletini boydan boya geçerek ünlü geri çekilmeyi gerçekleştirdi. Askerlerinin çoğu kaçmıştı kalanlar paçavralar içindeydi. Ama 1776 Noel’inde bir İngiliz ileri karakolunu ele geçirerek ülkedeki umutsuzluğu güvene dönüştürdü. Bundan sonra bazen bozguna uğradı, bazen zafer kazandı ve sık sık bozgundan zafere dönüştürdü. 1777-1778 kışını yarı aç ve yarı çıplak ordusuyla birlikte Pennsylvania’da Valley Forge’daki kampta geçirdi. Fransızların İngilizlere karşı savaşa katılmasıyla ilkbaharda Amerikalılara yardım geldi. 1781’de Virginia’da Yorktown kuşatmasında İngilizler bozguna uğratıldı. Uzun süren Bağımsızlık Savaşı 19 Ekim 1781’de İngiliz Generali Cornwallis’in Yorktown’da teslim olmasıyla son buldu. İki yıl sonra 1783’te Paris Antlaşması’nda İngiltere, Birleşik Devletler’in bağımsızlığını tanıdı. Barış antlaşması imzalandı ve Washington, Mt. Vernon malikânesine çekildi. Ama çok geçmeden siyasal yaşama geri döndü. Virginia delegesi olarak Philadelphia Anayasa Kurultayı’na katıldı ve kurultay başkanı seçildi. 4 Mart 1789’de hazırlanan federal anayasayla Amerika Birleşik Devletleri oluşturuldu ve 30 Nisan 1789’da Washington ABD’nin ilk başkanı seçildi. Ama Washington ülkesinin tarafsızlığını korudu. Daha sonra ABD’nin ticaretine karışan İngiltere ile ilişkiler çok gerginleşti ama Washington 1794’te Jay Antlaşması’nı imzalayarak zorunlu gibi görünen savaşı birkaç yıl erteleyip yeni devlete bir soluk alma süresi kazandırdı. İspanya ile olan sorunlar da Florida ve Louisiana sınırlarını düzenleyen 1792 Pinckney Antlaşması ile ertelenmişti. 1792’de oybirliğiyle ikinci kez başkan seçilen Washington üçüncü bir kez başkan olmayı düşünmedi ve 1797’de siyasal yaşamdan çekilerek Mt. Vernon’a döndü 2.5 yıl sonra burada öldü ve çok sevdiği Mt. Vernon’a gömüldü. ABD’liler Washington’a ABD’nin kurucusu ve “ülkesinin babası” sıfatını vererek onu onurlandırdılar. Dünyada bir başka örneğine rastlanmayacak şekilde adı Amerika’nın bir eyaletine verildi.