Antalya Gündem, yaklaşan yerel seçim öncesi belediye başkanlarının nabzını tutmaya devam ediyor. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ile ilçede yaptıklarını, yapacaklarını anlattı. Büyükşehir için adı geçen Tütüncü, adaylık konusuna da açıklık getirdi

Yerel seçim sürecinde durumu merak edilen başkanlardan birisi de Hakan Tütüncü. Kamuoyu ve siyaset dünyası, Kepez’de 10 yılı geride bırakacak olan Tütüncü’nün, kazandığı deneyim ile partisinin Büyükşehir için doğal adaylarından biri olup olmayacağını merak ediyor. Uzlaşmacı, hoşgörülü tavrı, alçakgönüllü olması nedeni ile diğer partili seçmenden de destek alabilecek olması Tütüncü hakkında bu tür yorumların yapılmasına yol açıyor.

Antalya Gündem ekibi, Hakan Tütüncü ile onun prestij projesi olan Dokuma Park’ta sohbet etti. Tütüncü, Kepez’deki 10 yıllık değişimi anlattı. Önümüzdeki dönemde görmek istediği Kepez’i tarif etti. Dokuma’nın mülkiyet sorununun çözümündeki tarihi başarıyı anlattı. Bu arada olası başkanlık adaylığı konusuna açıklık getirdi. Son seçimde Kepez’de partisinin elde ettiği başarının altındaki etkenleri anlatırken, önümüzdeki yerel seçim için ipucu verdi.

FARK SİYAH İLE BEYAZ KADAR

Sayın Tütüncü, ikinci görev döneminizin sonuna yaklaşıyorsunuz. 10 yıl önce başkan olduğunuzdaki Kepez ile bugünü karşılaştırırsanız nasıl tarif edersiniz? Arada belirgin fark var mı?

Öncelikle şu tespiti yapmam lazım. 10 yıl önceki Kepez bu günkü Kepez, beyaz ve siyah kadar birbirinden ayrı. Göreve geldiğimiz zaman Kepez, Antalya’nın arka bahçesi görünümündeydi. Mülkiyet, tapu sorunları ile boğuşuyordu. Göreve başladığımızda kısmen asfalt, alt yapı çalışmaları gibi hizmetlerle belediyeciliğini ispat etmeye çalışan bir Kepez Belediyesi vardı.

Ancak bu gün geldiğimiz noktada Kepez Belediyesi imara ilişkin sorunlarını çözmeyi başarmış, ama bunların ötesinde de Antalya markasına katkı vermeye çalışıyor. Özgüvenini yakalamış ve bu özgüvenle de Antalya’ya çok ciddi katkılar sağlamış bir Kepez Belediyesi var karşımızda. Şunu söylemeye çalışıyorum. Antalya merkezde beş tane belediye, bir tane de Büyükşehir Belediyesi var. Büyükşehir Belediyesi şehrin geneline yönelik bir takım planlamalar, çalışmalar yaparak Antalya markasını güçlendirmeye çalışırken, aslında ilçe belediyeleri de bu çabaya destek olmalı. Antalya markasına katkı koymalı, iş ve icraatları ortaya koymak suretiyle bu şehre destek vermeliler.

İlçe belediyelerinin bu anlamda iki temel hedefi olmalı. Birincisi kendi vatandaşlarını yaşamaktan mutluluk duydukları bir şehirle buluşturmalılar. İkincisi de Büyükşehir’in planlamış olduğu, Antalya vizyonuna güç verecek bir takım projelerle Antalya’ya gelen yerli ve yabancı misafirlerimiz için kendi ilçelerini daha cazip hala getirmeliler. Yani Antalya’da ilçe belediyelerinin böyle iki tane temel fonksiyonunun olduğunu düşünüyorum.

İNSAN MUTLULUĞU İLK SIRADA

Bizim geçtiğimiz yıllarda Kepez’de ortaya koyduğumuz belediyeciliği iki temel üzerine oturtmaya çalıştık. Birincisi insanımız mutlu olsun, kendilerini Kepez’de yaşadıkları için ayrıcalıklı hissetsinler, İkincisi misafir ettiğimiz yerli ve yabancı misafirler için bizim ortaya koyduğumuz çalışmalar Antalya markasını güçlendiren bir unsur olarak ortaya çıksın.

Bu anlamda insanların temel problemlerini ortadan kaldırmamız gerekiyordu. İmar, şehircilik, tapu gibi. Yani belediyeden beklenilen temel ihtiyaçlar. Bunun ötesinde temel belediyecilik hizmetlerinin de ihmal edilmemesi lazım. Yol ve park yapamamış, yeşil alan üretememiş, otoparklarını düzenleyememiş bir belediyenin başka alanlarda insanları mutlu etmesi düşünülemez. Çünkü ihtiyaçlar hiyerarşisinde alt yapıları yapmak çok daha temel beklentiler ve ihtiyaçlardır. Biz onlarda da önemli mesafeler kat ettik. Bunun yanında sosyal ve kültürel belediyeciliğe çok önem verdik. İhtiyaç sahiplerinin ya da vatandaşlarımızın devlet babadan beklentilerini karşılayabilmek adına adımlar atmak anlamında sosyal belediyecilikle ilgili çok büyük çalışmalar yaptık.

PROJELERİMİZ ÖRNEK GÖSTERİLİYOR

Belediyemizin arka kısmında oluşturduğumuz sağlık merkezi adeta tam teşekkürlü bir hastane gibi çalışıyor. Hemşerilerimiz orada ileri düzeyde bir özel hastaneden aldıkları bütün hizmetleri alıyorlar ama bunun yanında birçok ünite ücretsiz bazıları da sembolik seviyede. Bu sadece Kepezlilere hizmet veriyor. Diğer ilçelerdeki insanlardan onlarca mesaj alıyoruz. ‘Bizim ilçemizde de bu tip hizmetler olsun’ diye. Biz yapmış olduğumuz sosyal belediyecilik anlamındaki çalışmalarla Kepez’in bambaşka bir noktaya taşıdık.

Eğitim noktasında çocuklarımıza sağladığımız her türlü destek ayrıca sporun birleştirici, kuşatıcı ikliminde onları geleceğe taşımak için yazı ayrı kışı ayrı çaba sarf ettik. Şimdi 4 bi 880 civarında öğrencimizi her sabah evinde alıyoruz spor salonumuza getiriyoruz. Dersi bittiğinde tekrar evlerine bırakıyoruz. Bırak dersi vermeyi, o çocukları oraya götürmeyi servisle transfer etmek bile çok ciddi bir organizasyonu gerektiren bir iş. Şunu söylemeye çalışıyorum. Sosyal belediyecilikte de çok büyük adımlar attık.

DOKUMA ARTIK MÜZELER ADASI

Diğer taraftan kültürel belediyecilik. Bugün dokuma park adeta bir müzeler adası haline geldi. 3 tane müze açtık. Cumartesi günü 4’ncü müzeyi başka bir yerde açacağız Kepez için. Bunlar içerisinde çeşitli büyüklüklerde müzeler var. Kimisi ülke genelinde kimisi bölgesinde önemli müzeler. Yeni müzelerimiz yapılıyor. Yakın zamanda 4 tane daha müze, müzeler adasında açılacak. Herkesin buralara gelmek istediği bir gerçek. Her akşam parkımızdaki kültür ve sanat etkinlikleriyle, Yeşilçam film gösterileri, çeşitli sportif faaliyetler, hasta sonunda çeşitli etkinliklerle buraya hemşerilerimizi çekiyoruz. Hem hemşerilerimizi hem de her taraftan Antalya’ya gelenler için gezilesi, görülesi bir mekan oluyor.

UFUKLARIN EFENDİSİ

Özet olarak, yola çıkarken dezavantajlıları ile anılan bir Kepez Belediyesi varken, şu anda ufukların efendisi olmayı başarmıştır. Her günde kendisine yeni hedefler koyan ve bu hedefleri gerçekleştirmek içinde çalışan bir Kepez Belediyesi var. Kendisine özgüveni gelmiş bir Kepez Belediyesi var ve insanlarının yaşamaktan mutlu olduğu bir Kepez var. Belediyeciliğimizin hangi alanına bakarsak bakalım bunları görüyoruz. Dolayısıyla bunlar bize mutluluk veriyor.

KEPEZ’E UĞRAMADAN OLMAZ

Bizim Antalya’ya ilişkin iki tane temel hedefimiz var. Onu gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Geçmişte bunun için çalıştık. Gelecekte de daha büyük bir enerjiyle inşallah çalışacağız. Birinci hedefimiz Antalya’da yaşayan insanların yaşamaktan mutlu oldukları bir ilçe meydana getirebilmektir. İkincisi Antalya’nın marka değerine katkı sağlayan, Antalya’ya gelen ziyaretçilerimizin ‘Ben mutlaka burayı da görmeliyim’ dedikleri bir noktada olmak istiyoruz. Birçok kişi yaptıklarımızı görecek ve Antalya’ya geldiğinde burayı gelmek isteyecekler. Şimdi ben Antalya’ya gelen insanın Kepez’e uğraması için bir sebep oluşturmuşum. Oyuncak Müzemiz, 10 ayda 370 bin ziyaretçi ağırladı. Bugün Türkiye’nin birçok arkeolojik müzesinin ulaşamadığı bir sayıdır bu.  Bizde bundan dolayı mutluluk duyuyoruz. Müzenin defterine yazılan yazıları okumak benim için büyük bir mutluluk. Orada ciltler dolusu defter bitti. Bu defteri yazan kişilerin yüzde 90’nı Antalya’nın dışından gelenler. Yani 10 yıl önceki Kepez’i ile bu günkü Kepez arasında siyah ve beyaz kadar farklar var.

BİZİM PARAMIZ BEREKETLİ

Sayın Tütüncü, yaptığınız, uyguladığınız sosyal, kültürel projeler önemli bir bütçe gideri gerektiriyor. Ekonomik olarak belediyenin durumu nasıl?  

Ekonomik olarak hiç zorlanmıyoruz. Ben hep şuna inanırım kamunun kaynaklarında önemli olan onu etkin ve yerinde kullanmaktır. Biz az parayla çok işler yapmasını becerebilen bir idareyiz. Bizim paramız bereketli. Allah şükür kimseye borcumuz yok. Göreve geldiğimde uçan kuşa borcu olan bir belediyeden bu gün kendi kendini döndürebilen, kimseye muhtaç olmadan yolunda yürüyen, bir belediyeyi oluşturmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

BELEDİYELERLE HİZMETTE YARIŞMAK HOŞUMUZA GİDER

Siz, Kepez’i, “Antalya’nın çekim merkezi” yapmak istiyorsunuz. Döşemealtı Belediyesi de aynı iddiada. Başkan Turgay Genç, “Antalya’nın yeni çekim merkezi, parlayan yıldızı biziz” diyor. Kim haklı?

Bizim bütün belediyeler ile çok güzel bir hukukumuz var. Türkiye’de çok az şehirde olan bir samimiyet var diğer belediyelerle aramızda. Diğer belediye başkanları ile adeta can ciğer kuzu sarmayız. Diğer belediye başkanları ile oturup hayatı paylaşabiliyoruz. Her şeyden önemlisi de budur. Bunlar çok önemli şeyler. Ancak diğer taraftan da hizmetlerde yarışında ben şehrin kazanması açısından çok önemli olduğunu düşünenlerdenim. Döşemealtı elbette ki kendisini cazibe merkezi olarak tanımlayacaktır ve bunun için çalışacaktır. İyi işler yaptık diyecektir. Bu doğal ve bunu demelidir de. Aksu aynısını söyleyecektir ve demelidir de. Bütün bunlar şehrin değer kazanmasına neden olacaktır. Şehrin hangi noktasında taş üstünde taş koyan bir arkadaşımız varsa, o aslında bu şehre çok büyük iyilik yapıyor demektir. Aslında yapılan işlerin o kadar kolay olmadığını, bu işlerde az biraz deneyim kazanmış bir belediye başkanı olarak söylüyorum. Bizde güzel yapılan her şeyi takdir ettiğimiz zaman bu işleri yapan, bizim için zorluklara katlanan insanların moral ve motivasyon değerlerini yükseltiriz. Bu bir döngüdür. ‘Marifet iltifata tabidir’ demişler. İyi şeyler yapan insanları tebrik edersek onlar daha iyi işler yaparlar ve kazanan Antalya olacaktır. Hizmette rekabet bence şehri ileriye götüren en önemli şeylerin başında geliyor.

ALLAH, İYİ NİYETLİLERİN YANINDADIR

Antalya’nın kanayan yarası olan Dokuma ile ilgili mahkeme süreci, beklentilerin aksine hızla çözüldü. Kepez Belediyesi’nin yıllık bütçesini aşan tazminat talepleri varken çözüm nasıl oldu?

Dokuma Park olayı çözüldü ve bitti. Ben hayatım boyunca hep bir şeye inandım. İyi niyetli olan insanın Allah yardımcısı oluyor. Çok farklı yerlerden kapılar açıldı. İyi bir kapı açıldı. O açılan kapıdan da biz belediye olarak hazırlıklı olduğumuz için çok rahat bir şekilde geçmiş olduk. Antalya’daki çok önemli bir hatadan bütün yanlarıyla döndük. Bu büyük bir mutluluk vesilesiydi. İyi niyetli olduğunuzda Allah çeşitli kapılar açıyor. Ancak sizin de o kapılardan geçebilecek gücünüzün olması gerek. Kendinizi o pozisyona hazırlamanız gerek.

FİRMAYA SADECE VERDİĞİ YASAL MİKTARI İADE ETTİK

Davalık olduğumuz şirket Hollanda merkezli bir şirketti. Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik gerilim döneminde şirket buradaki işlerini sonlandırma kararı aldı. Bu çerçevede de bize birkaç aylık bir termin koydular.  Bizde belediye bütçemizde paramız olduğu için adım attık. Dedik ki attığımız adımları halkın gözünün önünde olmalı. Dokuma hakkındaki kararımızı herkesin gözü önünde aldık. Belediye meclisi toplantısını canlı yayınladık. 2,5 saate yakın süren canlı yayında Dokuma ile ilgili kararımızı aldık. Attığımız adımların hem hesabını verdik hem de her şeyi enine boyuna kamuoyuna anlattık. Bu güne kadar yaptığım tek canlı yayındır. Daha sonra bütün her şeyi halkla paylaştık. Her hangi bir tazminat her hangi bir faiz yükü kamunun üzerine binmeden Dokuma Park’ı kurtarmış olduk. Sonuç olarak belediye zarar etmeden Antalya’nın en güzü de ve değerli olan arazilerinden biri olan Dokuma arazisini, hukuki sorunlarını kökünden çözmek sureti ile halka tekrar iade ettik.

Şimdi de burası farklı bir yolda yoluna devam etmektedir. Burası milletin bahçesi halline geldi.

DOKUMA PARK, MİLLET BAHÇESİ OLDU

Dokuma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanımladığı şekli ile Antalya’nın İlk Millet Bahçesi oldu denilebilir mi?

Dokuma her yeri ile her yönü ile halkın nefes aldığı bir yer. Burası bir millet bahçesidir. Ancak Antalya’nın ilk millet bahçesi diyemeyiz. Başkan Türel’in yıkılan stadın yerine yaptığı bir proje var. Orasının Millet Bahçesi olacağı açıklandı. Dokuma Parkı da gerçekten bütün anlamıyla bir millet bahçesi.

Bu arada, Dokuma Fabrikası arazisinin arkasındaki kazılan geniş bölüm ne durumda?

Şu anda burayı ortak akıl çalıştırıyoruz. Bir proje yarışması yaptık, fikir projeleri ortaya çıkmış oldu. Şimdi onlarla birlikte değerlendirmelerimizi yapacağız ve Dokuma da yol haritası oluşturacağız. Biz Dokuma’yı halkımızla birlikte planladık, halkımızla birlikte mücadele ettik.

KEPEZ’E ÖZGÜ KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ YAPIYORUZ

Kepez’in falezlerinin bulunduğu bölgelerde kentsel dönüşüm projesi uygulamanız var. Bu konuda son durum nedir?

Halkın kentsel dönüşüm konusunda ciddi bir memnuniyeti var. İnşaat metre karelerini yüzde 50 gibi bir oranda artırmamız söz konusu. Yeni planlamaya göre yapılacak olan binalarında değerini yaklaşık iki, üç kat artırmamız söz konusu. Dolayısıyla halk oldukça memnun. Birde bizim kentsel dönüşüm modelimi de binaları belediye yapmıyor, binaları devlet yapmıyor. Binaları halk yapıyor. Peki, biz ne yapıyoruz. Arazileri kıymetli hale getiriyoruz ve arazilerin üzerinde inşaat kısmını tamamen vatandaşa bırakıyoruz. Vatandaş geçmişe göre daha da değerlenmiş arsasını bire bir müteahhite veriyor. Dilediği müteahhitte dilediği şekilde yapıyor. Peki, biz kentsel dönüşüm konusunda ne yapıyoruz. İmar planına notlar koyuyoruz(binanın dışı rengi, çatı kiremitlerin rengi vb) binanın dış renklerini belirliyoruz. Herkes çok memnun.

Kentsel dönüşüm ne aşamada?

Biz orada 1.5  sene önce başlatmıştık bu süreci. İnşaatlara başlayabilmek için yaklaşık 1.5 – 2 yıl süre gerekiyor. Çünkü üç plan değişiyor. 25 binlik, 5 binlik ve binlik olarak ve bunların birde imar uygulamaları var. 4 tane aşamadan geçecek. Hemen hemen her aşama 6 ay sürdüğüne göre iki yıllık bir zamanda değer artışını sağlamak hiçte fena bir teklif değil. Şehir açısından da çok iyi bir şey bu. Neden? Antalya’nın girişinde bu gece kondu yapısını vatandaşlarla beraber kaldırıp yerine yeni binalar koymak için çalışıyoruz. Kentin doğallığını bozmayacak şekilde destek bir biçimde. Dolaysıyla her şey yolunda, tıkır tıkır devam ediyor.

Kentsel dönüşüm uyguladığınız Kepez falezleri bölgesinde yeşil alanlar görebilecek miyiz?

Yeşil alanların tamamı korundu ve su havzalarına imar planı kanuna göre onlara dokunulmaz. Şu anda o gecekonduların ağırlıklı olduğu sırtlarda da dev yeşil alanlar çıkıyor ve oraya baktığınızda beton alandan çok yeşil alan görürsünüz. Oralar botanik bahçe gibi rengarenk olacak. Biz orada ön plana Akdeniz bitkilerini göz önüne çıkarmak istiyoruz. O renklerle ön plana çıkan bir botanik bahçeyi andıran bir yer olacak.

ADAYLIK TARTIŞMASI…

Yerel seçim sürecine girilirken Hakan Tütüncü’nün durumu merak konusu? Aday olacak mısınız, olursanız nereden? Zaman zaman Büyükşehir için adınız geçiyor.

Kepezde yapmam gereken çok şey var. 2013 yılını biliyorsunuz. 2018 yılını da biliyorsunuz. 2013’te Dokuma ne haldeydi bugün ne hale geldi. Bugün bizim Dokumayla ilgili Kepez’in geneliyle alakalı projelerimiz, planlamalarımız açıklanıyor. Kepez olarak biz sürekli hedef büyüten bir belediyeyiz. Bizim zaten başarımız biraz da oradan geliyor. Biz yaptıklarımızla yetinmiyoruz. Daha fazla ne yapabiliriz, daha çok ne üretebiliriz bunun hesabı içerisindeyiz. Düşüncemiz bu. Durum böyle olunca, meseleye bu pencereden yaklaşınca Kepez’de yapmamız lazım gelen daha çok şeyin olduğunu ifade etmeliyim. Bu meselenin birinci boyutu.

“ADAY OLAYIM” DEMEM

Yerel seçimler yaklaşırken en önemli konuların başında da nereden adaysınız soruları gelir. Ben bütün açıklığıyla ifade etmek istiyorum. Siyasi hayatım boyuna şuraya aday olayım, burada olayım gibi hiçbir yaklaşımım olmadı. Böyle bir çalışmam ve gayretim de olmadı. Ben belediye başkanlığına aday olurken de kendi irademle aday olmadım. Genel Başkanımız, o dönemin başbakanı bizi buraya görevlendirdi. Bu görevlendirmeden sonra benim tek düşündüğüm şey, bana güvenen insanların olması. Liderim var, partim, teşkilatım var, seçime girmişim vatandaş güvenmiş oy vermiş. O zaman o her bir oyu, bize güvenen her bir insanın güvencini biz halel ettirmeliyiz. Sonuçta geldiğimiz nokta itibariyle de halel ettirdiğimizi düşünüyorum.

KALBİMDEN GEÇEN KEPEZ

Şimdi yeni bir dönem. Bu noktada da partim eğer bizi yine aday gösterirse bugüne kadar yaptığımız hizmetlerin çok daha fazlasını yapacağız. Başka bir görev verirse ya da vermezse oluşan şartlara göre değerlendirme yapacağız. Ama benim kalbimden geçen, Kepez’de bu çalışmalarımızı kökleştirmek, sürdürmek ve devam ettirmektir. Yani ilçe belediye başkanlığımızda daha yapacak çok işimizin olduğunu düşünüyorum. Şahsi düşüncem budur.

“DOĞAL ADAY” DEĞİLİM

Fakat bunun dışında Süleyman Demirel’in de ifade ettiği gibi 24 saatin bile siyasette çok uzun bir süre olduğu dönemde yerel seçimlere 7 ay olması çok uzun bir zaman. Ben siyasete biraz farklı bakıyorum. Siyasette bir yerlere aday olmak, görev istemek, kendini doğal aday olarak ilan etmek. Bunlarda doğal olaydır. Bunlarda siyaset yapma yöntemidir. O tarz siyaset eden arkadaşlar da var bunlar da gayet doğal. Ama benim tercihim biraz daha diğer yolda. Önemli olan bizim bulunduğumuz yerde iyi işler yapabilmemiz.

TARİH EN İYİ HAKEM

Günün birinde bunların hepsi bitecek. Bazı belediye başkanlı ile alakalı çok güzel şeyler söylenirken bazıları da olumsuz yanlarıyla anılıyor. Önemli olan attığımız adımlarda Allah’ın ne diyeceği ve tarihin nasıl bir hüküm vereceği. Her zaman tarihin çok iyi bir hakem olduğunu düşünenlerdenim. Dolayısıyla yaptığımız işleri insanlara ve tarihe havale edeceğiz, ediyoruz, etmeliyiz. Artık seçimlerin zamanında yapılacağı anlaşılıyor. Çünkü anayasa değişikliği gerekiyor, farklı bir siyasi atmosfer de yok gibi görünüyor. Ben vaktinde yapılacağını düşünüyorum.

YEREL SEÇİMDE RAKİP HANGİ PARTİ?

Yerel seçimde Kepez’deki rakipleriniz hangi partilerin adayları olur?

Siyasette tek rakibimi kendim olarak görüyorum. Ben kendimle yarışmalıyım diye düşünüyorum. Parti olarak da zaten kendimizle yarışan daha iyisini yapmak isteyen bir partiyiz. Bunun ötesinde sonuçta demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Seçimler demokratik ortamlarda yapılıyor herkesin aday olma gibi bir beklentisi, düşüncesi olabilir. Demokratik yollardan buna da çalışabilirler.

ESENTEPE’DE HABABAM SINIFI

Bu hafta sonu Hababam Sınıfı temalı bir Yeşilçam Müzesi kuruyoruz. Esentepe Mahallesi’nde orijinal bir Hababam Sınıfı yaptık. Onu açacağız. Dün akşam bizim masamızın üzerinde iki tane daha yeni proje vardı. Bir tanesini yaptık. Artık yenisiyle alakalı çalışmalar yapıyoruz.

DOKUMA’YA TEKSTİL MÜZESİ GELİYOR

İki tane çok önemli çalışmamız var dün akşam onu şekillendirdik. Bunlardan bir tanesini ilk size açıklıyorum. Dokumanın içerisinde çok güzel bir tekstil müzesi yapacağız. Pamuğun, ipliğin, kumaşın tarih içerisindeki Anadolu topraklarındaki yolculuğunu anlatacağız. Çünkü buraya bir Dokuma Fabrikası kurulduysa bu tesadüfen kurulmadı. Burası çok bereketli ve verimli topraklar. Burada çok kaliteli pamuk yetişti ve bu pamukta bu şehrin ekonomisine katkı sağlayan bir endüstri ürününe dönüştü. Bu fabrika yıllar boyu iş, aş, ekmek kapısı oldu. O zaman bizim tekstilin merkezinde pamuğun, ipliğin, dokumanın, kumaşın, modanın yolculuğunu anlattığımız eşsiz bir müze kuralım diyoruz.

DENİZİ OLMAYAN KEPEZ’E ANFORA VE DENİZ MÜZESİ

İkincisi de burada deniz ve amfora müzesi kuracağız. Antalya malum topraktan denizin dibine bırakılmış şişeler. Burası Antik çağların Antalya’sı ve 500 bin yıldır yolculuğuna devam eden bir şehir olduğu, insan hayatının var olduğunu arkeoloji bize söylüyor. Dolayısıyla denizin tarih içerisindeki insanla ilişkisini anlattığımız bir deniz müzesini Antalya’ya, Kepez’e kazandırıyoruz. Denizi olmayan Kepez’e amfora ve deniz müzesi geliyor.

HİZMETTE AYRIM OLMAZ, ASLOLAN İNSANDIR

HDP gerçeğine rağmen Kürt kökenli Kepezliler arasında sevilen, oy desteği alabilen bir başkansınız. Bunu nasıl başardınız?

 Ben hemşerilerime bakarken, Kürt, Türk, parti, mezhep ayrımına asla bakmadım, bakmıyorum, bakmayacağımda. Benim için asıl olan insandır. Bir kimsenin devleti ile en güçlü bağı da vatandaşlık bağıdır. Benim yanıma gelen insan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysa benim nazarımda çok önemli bir insandır. Bir insan bizden herhangi bir beklenti içerisindeyse o insanın beklentisine cevap verebilmek için meşru çerçevelerde cevap verebilmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Bunları yaparken de asla bir oy kaybı içerisine olmadım, olmam.

ÖNEMLİ OLAN GÖNÜL KAZANABİLMEK

Bunun birçok örneğini de görebiliriz. Mesela Çankaya Mahallesi en az oy aldığım mahallelerden birisidir. Ama benim en çok hizmet ettiğim mahallelerden birisi. Nedeni çok basit. Çünkü Çankaya Mahallesi hizmet almayı hak eden yani Antalya projeksiyonu için Antalya’nın gelecek projeksiyonu için hizmet almayı hak eden bir yer. Benim oraya Kepez Belediye Başkanı olarak hizmet yapmam lazım. Oradaki vatandaşlar beni oylarıyla desteklerlerse ben daha iyisini yaparım. Çünkü elimde imkan olur. Güçlü olurum. Oy vermezlerse o onların kendi demokratik takdirleridir. Yaptığım hizmeti hiç başa kakmam. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Bizim belediyecilik hizmetimizde bu yok. Bize oy versinler diye iş yapmayız. Bizim zihnimizde şehri geliştirmek, geleceğe taşımak vardır. Biz bunun için çalışırız. Vatandaşların demokratik tercihlerinin de başımızın üstünde yeri vardır. Ben insanların oylarına değil, ben insanların gönüllerine talibim. Önemli olan gönül kazanmak. Benim derdim gönüllerde yer almak.

Seçim sürecine girildiğine göre, Kepez’de en güçlü rakibiniz hangi partiden kim olur? Bu konuda kulağınıza gelen isim ya da isimler var mı?

Çok ilgilendiğimiz bir konu değil. Parti olarak kendimize bakıyoruz. Duyduğumuz bir haber yok.

Olmaması rakip partilerin Kepez’de umutsuzluğunu mu gösteriyor?

Bu konuda en doğru yorumu siz yapmalısınız. Ama şu da bir gerçek gerek referandumda, gerekse genel seçimde Kepez’de başarılı olduk. Sürekli yükselen bir başarı grafiğimiz var. Bu başarıda partimizin yoğun çalışmasının, takım ruhunun payı büyük. ALİ CEM ÇON- NİHAT TOKLU – YAPRAK ÖZER – FATMA ARSLAN