Gülden Karaböcek, arabesk ve fantezi müziğin ilk isimlerinden, çok iyi bir sese sahip ayrı birçok felsefi müzikal tarzda kendi tarzını yansıtan şarkılar yapan sanatçılardan biridir. Müziğe Ankara’da henüz beş yaşında iken merak sardığı bağlama derslerine başladı. Özellikle Türk Halk Müziğine karşı büyük bir merak ve sevgi duymaktadır. Ankara Radyosu THM sanatçılarından Yaşar Aydaş’tan ilk müzik eğitimini aldı. Ondaki yeteneği asıl keşfeden ve onu ses sanatçığına yönlendiren ise Orhan Gencebay olmuştur. 1971 yılında 18 yaşında olduğu dönemde gerçek soyadı olan Göktürk’ün yerine, ablasının plaklarında ve sahnede kullandığı ünlü Karaböcek soyadını, ablasının bütün  karşı çıkmalarına ve tepkilerine karşın mahkeme kararı ile alarak resmileştirir. İlk sahne calışmaları ve planlamaları da bu yıllarda ortaya çıkmıştır. Şah Plak ile anlaşarak bu şirket hesabına on adet 45’lik plak yapmıştır. 1971 tarihli Adaletin Bu mu Dünya adlı 45’liği bu dönemdeki ilk önemli çalışmalarındandır. Hasta Gönlüm, Gönül Dağı, Gözlerin Güldükçe, Dumanlı Dumanlı Oy Bizim Eller adlı eserler folk tarzının dikkat çekenler arasında yer almıştır. Aranjman türündeki 1972 tarihli Koşma Koşma adlı 45’liği ile ilk kez adını duyurarak listelere girmiştir. Taka Taka, Yaralı Kalp, Tövbe Ettim Sevmeye, Dur Bırakma Beni başlıca aranjmanlarıdır. 1975-1976 döneminde, Elenor’un bir diğer sanatçısı olan ve tıpkı kendisi gibi yeni yeni şöhretle tanışan Ferdi Tayfur’un bestelerinden  ilham alarak, sanatçının arabesk tarzdaki Bana Gerçekleri Söyle, Akşam Güneşi, Kır Çiçekleri, Alıştım, Çeşme, Ne Bilirdim ki gibi ses getiren bazı bestelerine plaklarında yer vermiştir başarıyla sonuçlanmıştır. Tüm bu dönemdeki çalışmalarında düzenlemelere ve aranjör olarak ünlü Onno Tunç imzasını atmıştır. Gülden Karaböcek’i deyim yerindeyse Gülden Karaböcek yaparak ona asıl şöhretini kazandıran dönem ise, tüm bu çalışmaları izleyen 1977 de çevirdiği ünlü Dilek Taşı filmi olmuştur. Hemen arkasından yayınlanan Dilek Taşı 45’liği ise ölümsüz bir hit olarak sanatçının bir numaralı başyapıtını 1978 yılının unutulmaz klasiği olarak zirveye ulaşmıştır. Dilek Taşı filmi ve 45’liği ile yaşadığı başarı, sanatçıya çok daha büyük bir başarının kapısını açtı ve böylece ünlü “Müzik ve Ben” albümü ortaya çıktı.1979 yılında yayınlanan bu albümünde Gülden Karaböcek, besteci kimliğini, tüm müzik bilgisini ve yılların vermiş olduğu duygu birikimini açıkça ve doğal bir şekilde, içinden geldiği gibi ortaya koyarak başta Sürünüyorum, Ayrılık Kolyesi, Kırılsın Ellerim, Bahtıma Yanarım ve Kaybolan Hayaller olmak üzere hit haline gelen pek çok esere başarı sağlayarak imzasını atmıştır.

Dilek Taşı, Sürünüyorum, Kırılsın Ellerim, Ayrılık Kolyesi, Ağlıyorsam Yaşıyorum, Duyar mısın Feryadımı, Küstüm Sana Dünya, Mahşer Gününde, İki Kelime, Sen Evlisin, Sevsen Ne Olurdu, Bugün gibi pek çok önem kazanmış esere imzasını atmıştır. Yüzlerce şarkısı olup birçoğunun bestesi ve düzenlemeleri kendisi üstlenmiştir. 35’in üzerinde albümü vardır. Nisan 1982’de “Gülden Fırtınası” adlı albümü Küstüm Sana Dünya, Mahşer Gününde, İki Kelime, Can mı Dayanır, Nasıl Güleyim gibi unutulmaz eserler çıkarmasına rağmen, beklenen maddi başarı elde edilemedi. 12 Eylül 1975’te Atilla Alpsakarya ile olan ilk evliliğinden 1979 doğumlu Alpay adlı bir erkek ve 1986 yılının sonlarında Recep Armağan Düzgit ile yaptığı ikinci evliliğinden 1988 doğumlu Nur adında bir kız çocuğu vardır. 1986 yılı Eylülünde çıkan aşk temalarıyla süslü Aşığım Seviyorum albümünü izlemiştir. Aynı yılın sonlarında Recep Armağan Düzgit ile evlenerek Düzgit Plakçılığı kurmuştur. Bu şirket hesabına 1987-1989 arasındaki 3 yıllık dönem içerisinde 4 albüm yapmıştır. Hasret Pınarı (1987), Bir Mucize Allahım (1987), Zirvede On Yıl/Bestelerim (1988), Mutluluğa Geç Kaldım (1989) gibi eselleri vardır. Armağan Düzgit’le yaptığı evlilikte istediği gibi yolunda gitmemiştir. Bir evlilik yürümüyorsa yürümüyordur 3 kez evlenip, 3 kez boşanmışlardır. Mayıs 1983’te Londra da Palladium’da ve Avustralya’da sahneye çıkmıştır. 1984 yılında Çakıl Gazinosu’nda ve İzmir Fuarında assolist olarak sahneye çıkmıştır. Selami Şahin ile birlikte ikili olarak sahne aldıkları yıllarda, Müzeyyen Senar, Zeki Müren Ferdi Tayfur gibi ünlü sanatçılar kendisini izlemek üzere Çakıl Gazinosu’na gelir, aynı sahneyi paylaşmışlardır. Albümlerinin yüksek satış maliyetlerinin elde edilmesi üzerine Altın Plak yerine Kendisine İMÇ’de bir plak dükkanı hediye edilir. 1987 yılında Bir Mucize Allah’ım isimli Türkiye’nin ilk CD’sini çıkardı. 1980 yalında yoğun istek ve talep  üzerine İzmir Fuarında assolist olarak sahneye çıkmıştır. Son albümü 2001 yılında çıkan “Güldence” olup, son olarak 2004 yılında Murathan Mungan’ın “Söz Vermiş Şarkılar” isimli albümünde Otel Odaları isimli şarkıları çıkmıştır.

2006 yılında Muazzez Abacı ile birlikte 22 yıl aradan sonra yeniden İzmir Fuarı‘nda sahne aldı. Sanatçı 2006-2012 yılları içerisinde Cahide Kabaret, Parkorman, Eylülist Müzik Kulübü, Paella, 5. Kat, Nahide, Harbiye Açık Hava Tiyatrosu, Haydar Aliyev Sarayı gibi çok özel mekanlarda konserler vererek hayranları ile buluşmuştur. İstanbul’da yaşayan Gülden Karaböcek, besteci kimliğiyle MESAM üyesidir. Bağlama, gitar ve piyano da çalmaktadır.