Aylardır süren ve hemen hemen herkesin etkilendiği doları, hepimiz yakından takip ediyoruz. Yöneticiler de, vatandaşlar da bu yangını söndürmek için büyük çaba sarf ediyorlar. , Ya da bize öyle gösteriyorlar. Örneğin milletvekili maaşları düştü, artık milletvekilleri şahsi arabalarını kullanıyor, halk yastık altındaki bütün altın ve dolarları çıkardı, piyasa hareketlensin diye yeni ekonomik planlamalar  hazırlandı. Tabi ki de hiç biri yapılmadı. Bu söylediklerime ancak kulağı tıkalı ve her şeye körü körüne bağlı olan insanlar inanır. Türk halkı beni gerçekten çok şaşırtıyor. Dolar 7 lira olduğunda sokakta dolar yakanlar mı dersiniz, kameralar karşısında altın bozduran mı dersiniz neler neler vardı. Ancak dolar 6 liraya düştü kimseden ses çıkmadı. Bana bu çok garip geldi. Ne yani dolar 6 lira olunca ekonomik sıkıntımız yok mu? Ya da hiçbir şeye zam gelmedi mi? Gerçekten garip. İnsanların bu kadar bilinçsiz davranmalarındaki nedeni ben medya olarak görüyorum. Antalya başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde şirketler kapandı, inşaatlar durdu, bazı ürünlere yüzde 100 zam geldi, yerel gazeteler bitme noktasına geldi. Ancak kaçımız bunların haberlerini gördük? Ben size televizyonlarda gördüğüm ve yalan haberinde böylesi dedirten bir şey anlatayım.

GERÇEKLERİ YAZAN

Dolar almış başını gidiyor, insanlar yastık altındaki dolar ve altınlarını satıyor. Bu tarz haberlere bakıyordum. Şöyle bir başlık gördüm ‘Yastık altı dolarların bozulmasıyla, Amerikan bankaları battı’ diye. Ne kadar komik ve ne kadar acı. Bu olayın üstünden iki ay bile geçmedi. Bende bir basın mensubuyum ancak hiçbir kuvvet bana bu kadar komik bir haber yaptıramazdı. Çünkü Atatürk’ünde dediği gibi “Gazeteciler gördüklerini, düşündükleri, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” Bunda meslektaşımın bir suçu olduğunu sanmıyorum. Çünkü bağımsız ve gerçekleri yazan o kadar az insan kaldı ki. Bunları görünce “Acaba yanlış meslek mi seçmişim” dedim. Bu halk şunu unutmamalı biz hepimiz aynı gemideyiz. Ekonomik sıkıntıdan en çok asgari ücretle çocuk okutan, kira veren, kredilerle boğuşan, üç kuruş için bütün gün boyunca haber peşinden koşan gazeteciler ödüyor. Ve ülkenin kötü gidişatını ancak bizler doğru yazarsak çözüleceğini düşünenlerdenim.

KÜÇüK ESNAF

Dolar konusunda dikkatimi çeken bir başka konu ise bazı odaların dolar kurunu sabitlemesi. Örneğin ATSO. Dolar kurunu sabitlemesi kesinlikle çok güzel bir hareket. Ancak küçük esnaf ne olacak diye sormak isterim. Küçük esnafın başına üşüşen AVM’lerin bu kadar sahiplenmesi şaşkınlık verici. Halk nereye gittiğinin farkında değil bence. Hal böyle olunca, dolarla lakası olan veya olmayan küçük esnaflarda, çözümü her şeye zam yapmakta buluyor, fırsatçılar ortalıkta cirit atıyor. O kadar eminim ki herkes benim gibi ‘Bu ülke nereye gidiyor? Sorusunu soruyordur kendine. Bu ülkeyi öyle ya da böyle kimseye teslim edecek halimiz yok. Ancak gerçeklere de gözümüzü kapatmamız gerek. Ve bu gerçekleri ancak gazeteciler halka gösterir. Yoksa iş işten geçtikten sonra yazmanın bir anlamı kalmayacak. Tekrar söylüyorum hepimiz aynı geminin içinde, aynı felakete gidiyoruz. Sağlıkla kalın.