Sağlıkta uygulanan ilaç politikasını değerlendiren Eczacılar Odası eski Şube Başkanı Dinç, ilaç fiyat kararnamesine göre belirlenen ücretler nedeniyle 800 kalem ilacın bulunamadığını söyledi. Dinç, “Kur güncellenmediği takdirde büyük sorunlar yaşayacağız” dedi

Türkiye’de sağlık açısından ilaç politikalarının genel olarak doğru yürütüldüğünü söyleyen Eczacılar Odası eski Şube Başkanı Cihan Dinç, en büyük sorunun ilaç fiyat kararnamesine göre belirlenen ücretler olduğunu dile getirdi. Dinç, “Son günlerde dolar kurunun en yüksek seviyelerde seyrettiğini görüyoruz. Türkiye’de de ilaç, 2 türlü olur. Ya hazır ilacı ithal edersiniz, ya da ham maddesini ithal edip burada üretirsiniz. Bunların tüm girdileri dolar üzerinden hesaplanır. Ülkemizde ilaç fiyatını ise tek kişi belirler. O da Sağlık Bakanlığı’dır. Kimse karışamaz. Fiyat belirlenirken izlenilen politika, Avrupa’daki en düşük 5 ülke ortalaması alınarak, rakam belirlenmesiyle olur. Bulunan rakam Türk Lirasına çevrilirken ilaç fiyat kararnamesi baz alınır. Şuan da kararnamede geçerli olan Euro kuru 2,69 Türk Lirasına tekabül ediyor. Yani yurtdışından 10 Euro’ya alınan bir ilaç, Türkiye’de 2,69 liradan fiyatlanarak, 26,90 Liraya satışa sunuluyor. Zarar eden eczacıda doğal olarak ilacı getirtmiyor. Bundan dolayı şuan Türkiye’de 800 kalem ilaç yoklarda. İlaç fiyat kararnamesindeki Dolar ve Euro güncellenmediği takdirde daha büyük sorunlarla karşılaşacağız” şeklinde konuştu.

“SAĞLIKTA RİSK ALINAMAZ”

Özellikle dışarıya bağlı kullanılan raporlu ilaçlarda sıkıntılar yaşandığını belirten Cihan Dinç, “İlaç bulunabilir, güvenilebilir ve alınabilir olmalı. Türkiye’de ilaç gidişatında şuan bulunabilirlik faktörü yok. Bu insan sağlığı açısından son derece riskli bir durumdur. Anayasamızda yazan dört temel özellikten bir tanesi Türkiye’nin sosyal bir devlet olmasıdır. Sosyal devletin esaslarından biriside kişilerin sağlını korumak ve gözetmektir. Bu konuya bir an önce çözüm bulunması gerekir. Mesela bir kalp hastasının ilacını bulamaması risktir. Sağlıkta risk alınmaz. Yüzde 10 risk alıp 100 kişiden 10 kişinin ölümü kabul edilemez.” sözlerine yer verdi.

“ECZACILARIN CANINI YAKTI”

Türkiye’nin, dünya genelinde ilaç üretimi açısından güvenilir olduğunu söyleyen eski Başkan Dinç, iyi ilaç üretimi uygulamaları konusunda da ciddi çalışmalar yapıldığını dile getirdi. Dinç, “Ülkemizde üretim uygulamalarını denetleyen bir kurum var. O da Türk Eczacılar Birliği. Yani burada bir yanlışlık olsa kamuoyunu ayağa kaldıracak bir sivil toplum örgütü vardır. Mevcut iktidar döneminde ilaç fiyatlarının düşmesi son derece doğru bir politikadır. Fiyatların düşmesi kamu maliyesi açısından doğrudur. Buradaki tek yanlış ilaç fiyatları düşerken, eczacıların raflarında olan, depoya borcunu, devlete vergisini ödediği ilaçların fark ücretinin eczacının cebinden çıkıyor olması. Yani eczacının malının kamulaştırılmış olması. Eczacı, depodan 100 Liraya aldığı ilacın peşin vergisini, KDV’sini ödüyor, fakat 80 liradan satmak zorunda kalıyor. Kendi adıma söylemem gerekirse, Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi kurallarına bağlı olarak böyle bir tasarrufu yapmaya kimsenin hakkı yok. Burada devlet ne yazık ki eczacıların canını acıttı” ifadelerini kullandı.

“SAĞLIĞIN SİYASETİ OLUR MU?”

Son olarak ülkenin kamu maliyesi söz konusu olduğunda herkesin taşın altına seve seve elini koyması gerektiğini söyleyen eski Başkan Cihan Dinç, mevcut Eczacılar Odası ve meslek odalarının durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Meslek odalarının bireysel yönetilmekten çıkarak şube şeklinde yönetildiğini sözlerine ekleyen Dinç, “Eczacıların meslek örgütleri eksik konularda yeterli seslendirmeleri yapıyor. Fakat bunun akabinde mevcut iktidara yakın medya tarafından linç kampanyası başlatılıyor. Sağlığın siyaseti olur mu? İnsan sağlığı üzerinden siyaset yapılamaz. Ben14 yıl boyunca eczacılar odasında başkanlık yaptım. Biz, zamanında kentin tüm sorunlarından sorumlu hissederdik kendimizi. Antalya’da eczacılık yapıyorsak kentin tüm sorunu bizim de sorunumuz diye düşünürdük. Yani önceden kentin bir parçasıydık. Bence meslek odalarının da olaya böyle bakmaları gerekir. Şöyle bir durum var ecza odaları eskiden daha bireysel yönetiliyordu. Şimdilerde ise şube şeklinde yönetiliyor. Bu da tamamen sağlık sisteminin dayattığı bir durum. Ama istenilirse bunun dışına çıkılabilir” diye konuştu. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER