Türkiye’de yaşıyorsanız yüzlerce sorununuzun olması mümkün. Kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri, işsizlik, ekonomik sorunlar gibi gibi yüzlerce sorun sayabilirim size. Gündemi takip edenler bilir. Geçtiğimiz günlerde ekonomik krizin derinleştiği Lübnan’da hükümet, WhatsApp aramalarında vergilendirme yapmak istemişti. Bunun üzerine halk buna tepki göstermiş, ülkenin her yerinde eylemler yapıldı. Lübnan hükümeti eylemlerle başa çıkamayınca verdiği karardan vazgeçti. Protestolar sırasında bir bakanın silahlı korumasına tekme atan kadın, eylemin sembolü haline geldi. Bu da gösteriyor ki kadının kimseden korkusu yok. Peki ya Türkiye’de böyle bir şey mümkün mü?

Türkiye’de sosyal medya kullanmayan belki hiç kimse yoktur. Böyle bir karar alınsa veya herkes geçer klavyenin başına başlar yazmaya. Çok uzağa gitmiyorum birkaç ay önce yaşanan Emine Bulut cinayetini herkes biliyordur. Emine Bulut ‘Ölmek istemiyorum’ dediğinde insanlar ona yardım etmek yerine, sarıldılar telefonlarına başladılar o cinayeti çekmeye. Yine oturdular klavyelerinin başına. İnanılmaz şeyler yazıyorlardı. İnsanlığın bittiğini gösteren bir olaydı benim için. Bizim ülkemizde bir olay olduğunda tepki gösteriyoruz. Ancak onu iki gün sonra unutuyoruz. Olay sosyal medya düşünce hükümet panikleyip, davayı hemen gördü ve o cani insanı hemen cezalandırdı. Peki ya diğer Emine Bulutlar, diğer Özgecanlar, diğer kadınların hesabını kim sordu. Tabi ki hiç kimse. Şunu fark ettim ki biz bir şeye tepki gösterirsek hükümet bir şeyler yapıyor, yoksa ülkede at koşturuyorlar.

Biz kadınlara da bir eleştiride bulunmak isterim. Birçok kez toplumun farklı yapısındaki kadınlarla sohbet etme şansı bulmuştum. Ve duyduklarıma inanamadım. Bazı kadınlar, yapılan kadın cinayetlerin doğru olduğunu söylüyordu. Onlara göre erkeğin kölesi olmak gerekiyor. Bunlardan utanç duydum. Ha tabi bütün kadınlar böyle değil. Gurur kaynağımız olan kadınlarda var. Onunla ilgili de size bir örnek göstereyim. Eminönü İskelesi’nde toplanan Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu üyesi 100 kadın ‘Kadın Cinayetlerini Acil Önle’ kampanyasını başlatarak, bugüne kadar öldürülen 100 ayrı kadının hikayesini anlattı. Acaba bundan kaç kişinin haberi vardır? Tabi ki haberimiz yoktu. Çünkü biz kadınlar ölünce kadınları görüyoruz. Kadınlar hakkını savununca onları görmüyoruz. Sağ olsun Türk basını o kadar duyarlı ki bu olayı çok güzel dile getirmediler.

Erkek sinirlenir, sinirini kadından çıkarır, ekonomik krizin faturası kadına çıkarılır, erkek içer kadını döver. Çünkü bilir ki bu ülkede İYİ HAL indirimi vardır. Bağlar kravatını, büker boynunu, ikide pişmanım der. Al sana mis gibi iyi hal indirimi. Türkiye’de bir tek kadın olmak değil, insan olmak çok zor. Hükümetin, toplumun, yasaların neresinden tutarsanız tutun elinizde kalır. Ha bu böyle devam eder mi bilmiyorum. Ancak kadınlar kadın ölmesin diye sesini duyurmaya devam edecek ve kazanacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk derki: “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Sen bu sözü anlamayıp susmak istiyorsan bir şey diyemem ancak gurur kaynağımız olan kadınlar susmayacak, susturulmayacak.

Sevgiyle kalın…