O, yoksul bir taşçıydı. Her gün kayaları parçalıyordu. İşi çok ağırdı. Ama çok az aylık alıyordu. Bu yüz​den hayatından hiç memnun değildi. “Ben başkalarından daha çok çalışıyorum” diye düşünüyordu, “Benim işim onlarınkinden ağır ve ben onlardan daha az kazanıyor​rum. Zengin olmak istiyorum. Biraz dinlenirim ve gü​zel elbiselerim olur.” O anda gökten bir melek indi. Ona, “zengin olacaksın, güzel elbiselerin olacak” dedi. Taşçı, hemen zengin oluverdi. Artık onun da güzel elbiseleri vardı ve bir iş yapmak zorunda da değildi. Günün birinde kral, onu sarayına davet etti. O, sara​yın güzelliğine hayran oldu. Kral ondan daha zengindi. Bu yüzden üzüldü, “ben de kral olmak istiyorum” dedi. Gökten bir melek geldi ve onu kral yaptı. Bütün gün hiç çalışmıyordu. Çok sıcak bir gündü… Güneş ışınlarını saçıyor, yer​yüzü yanıyor mu yanıyordu. Kral kızdı güneş ondan nasıl güçlü olurdu ki… Yaşamı yine sevmez olmuştu. “Güneş olmak istiyorum” dedi. Melek onu bu kez de güneş yaptı. Güneş, ışınlarını saçıyor ve dünyada her şey yanıyordu. Ama bir bulut geldi… Dünyayla onun arasına girdi. Güneşin ışınları artık dünyaya ulaşmıyordu. Güneş kızdı, “buluta hiçbir şey yapamıyorum. Derhal ondan daha kuv​vetli olmak istiyorum” deyince melek onu bu kez bulut yaptı. Bulut, yağmura dönüştü, yağmurlar toprağa, oradan nehirlere ulaştı. Nehirlerin suyu çoğaldıkça çoğaldı. Evleri, tarlaları seller bastı. İnsanlar hayvanlar, tarlalar perişan oldu. Ama sular, kayalara hiçbir şey yapamıyordu. Bulut öfkelendi: “Bu kadar çok su nasıl olur da kayaları aşamaz?” Ama kayalar sulardan daha güçlüydü. Bulut bağırdı, “Kaya olmak istiyorum!” Melek hemen geldi ve onu kaya yaptı. Artık güneşten ve buluttan daha güçlüydü. Aradan çok zaman geçmedi. Elinde balyozla bir adam çıkageldi ve ondan parçalar koparmaya başladı. “Bu da nesi?” dedi kaya, “ben bu adamdan zayıfım!” Sonra birden anladı kuvvetin kaynağının mutluluk olduğunu ve pişmanlıkla haykırdı, “İnsan olmak istiyorum!” Melek onun bu dileğini de yerine getirdi. Kaya insana dönüştü. Şimdi yine kayalardan taşlar koparıyor. İşi ağır ve aylığı az ama yaşamı
seviyor ve mutlu.