İpekyolu Uygulama ve Araştırma Merkezinin açılış programı ve ‘Yeni İpekyolu Yeniden, Türkiye’ vizyonu konulu konferans dün Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlendi

İpekyolu Uygulama ve Araştırma Merkezinin açılış programı ve ‘Yeni İpekyolu Yeniden Türkiye’ vizyonu konulu konferans dün gerçekleşti. Açılışa, AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erol Gürpınar, Prof. Dr. Mehmet Altınkaya, Prof. Dr. Eyüp Sabri Topal, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe, İpekyolu Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldıran ile öğrenciler katıldı.

AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, “AÜ İpek yolu Uygulama ve Araştırma Merkezi Türkiye’nin çok yönlü uluslararası stratejisi içerisinde. İpekyolu vizyonunun akademik ayağını, zeminini oluşturmak adına kurulmuştur. Yeni İpekyolu 21. Yüzyılın en büyük ticaret alanının buluşacağı turizm, ticaret ve enerji olmak üzere özellikle Çin tarafından finanse edilerek büyük bir hızla ilerlemektedir. Aslına bakarsanız tarih bir anlamda tekerrür etmekte. Dünya’nın süper gücü olmaya aday Çin, yeni taşımacılık hatları ve siyasal gücü uygulama alanlarından biri olarak yenilikleri hayata geçirdi ve bu bölgede taşları yerinden oynatacak büyük bir projeye imza attı. Eski ihtişamlı günlerine dönmeyi hayal eden Çin, projeyi tarihsel bir yanlışın düzeltilmesi olarak görüyor. Aslında aynı şekilde bu bizim için de geçerlidir. Türkiye tarihi kökenleri ve kültürel coğrafyası gereği olarak yeni İpekyolu projesine ilgisiz kalması tabi ki düşünülemez. Türkiye ekonomik ve siyasi rekabetin içerisinde olduğu kadar akademik olarak da yer almak zorundadır” ifadelerini kullandı.

BİN YILIN BAŞLANGICI

NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe, “Türkler bugüne kadar belki dinlerini, coğrafyalarını hatta rejimlerini bile değiştirdiler. Ama Türklerin değiştirmediği tek şey dilleri oldu. O yüzden Kırgızistan da Çin’İn merkezinde iletişim kurabiliyorsun, pazarda alışveriş yapabiliyorsun. Bu yüzden her ne kadar Çin’in kadim başkenti Şian’dan batıya doğru pazarlarda ipek kumaş satmak için yola çıkılsa da yürünen yol, taşınan mal ile değil onun sahipleri ile anılır. Bir başka ifadeyle İpekyolu aslında Türk yoludur. Türklerin sahip olduğu topraklardan, onların kültür ve ticaret pazarlarından akıp geçen, Türklerin dünyasına girmeden mümkün olmayacağı bir yol. Güzergahları ne kadar değişirse değişsin Orta Asya’nın gerçek sahipleri karşımıza çıkar. Türkler olmadan bırakın İpek Yolu’nun tarihini anlatmayı varoluş sürecini bile konuşmak abesleşti artık. İpek Yolu’nda Türk soylu kavimler arasında kimler yoktu ki? Kazaklar, Kırgızlar, Sarı Uygurlar, Özbek Türkleri, Oğuz Boyları, Türkmenistan Türkleri, Kaşgay Boyları, Azerbaycan Türkleri. Yani şunu söylemek istiyorum ki Türklersiz bir İpek Yolu düşünülemez. Bir Çin Atasözü, ‘Bin kilometrelik bir yolculuk, sadece ilk adımla başlar’ diyor. Çin şimdi modern zamanların ejderhası olarak ilk adımı yeniden İpek Yolu’nda atıyor. Kardeş Özbek Türkleri ise ‘Evrende iki yol vardır. Birisi gökyüzünde Samanyolu diğeri yeryüzünde İpekyolu’ Türkler için İpekyol’unun önemini başka hiçbir söz bu kadar etkili anlatamazdı. Ata Ocağı olarak kabul ettiğimiz toprakların üzerinden akıp geçen İpekyol’unda bugünlerde gerçekten muazzam bir hareketlilik var. Neler olup bittiğini anlamak, hangi hedeflere yüründüğünü öngörebilmek için bizim de yeniden yola çıkmamız gerekiyor. Buradaki Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kuruluşunu yeni bin yılın başlangıcıyla, yeniden canlanan İpekyol’unun bir sembolü olarak görüyorum. Çok önemli bir hamle ve çok etkili bir girişim olarak değerlendiriyorum. Akademik Merkezimiz tüm Türkiye’ye hayırlı olsun” şeklinde konuştu. FATMA ARSLAN/GÜNDEM HABER