Eski eşi tarafında 21 yerinden bıçaklanan Ayşe Seyidoğlu’nun davasından sonra, dün CHP İl Başkanlığı’nda, Seyidoğlu’na destek için basın açıklaması yapıldı. İyi hal yasasına isyan eden Ayşe Seyidoğlu, “Hakimlerime, savcılarıma da buradan sesleniyorum. Lütfen bu iyi hali kaldırsınlar. İnsanlar bu yüzden daha çok suç işliyorlar” dedi

Eski eşi tarafında 21 yerinden bıçaklanan Ayşe Seyidoğlu’nun davasından sonra, dün CHP İl Başkanlığı’nda CHP Kadın Kolları tarafından Seyidoğlu’na destek için basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasına Ayşe Seyidoğlu’nun yanı sıra CHP İl Kadın Kolları Nilüfer Deveci ve birçok kadın katıldı. Ayşe Seyidoğlu, “Yaşadıklarım çok vahim bir olay. İnsanlığa sığmayan bir olay. Evimin önünde servis beklerken 21 yerimden hunharca bıçaklandım, ölüme terk edildim, boğazım kesilecekti, zor kurtardım kendimi. Ellerim kesildi. Ancak hala eski eşim mahkeme de ‘Ben karımı seviyorum, sevgimden öyle yaptım. İstemeden oldu’ gibi ibarelerini kullandı. Eski eşim iyi halden indirim almak için kışkırtmış, küfür etmiş gibi ibareler kullandı. İyi halden dışarı çıkmaya çalışıyor. Gündemi değiştirmek için mahkemede olmayan şeyleri konuştu. Konu beni orada infaz etmek, cinayet işlediler konuyu mala mülke taşıdılar konuyu şaşırtmaya çalışıyorlar. Uyulmasın bunlara. Hakimlerime, savcılarıma da buradan sesleniyorum. Lütfen bu iyi hali kaldırsınlar. İnsanlar bu yüzden daha çok suç işliyorlar. Devletten beklentim, bize yardım etsinler korkularımız çok büyük çocuklarımı kaçırma tehditti var. Korkuyla yaşıyorum şuan da. Beni tehdit eden ailesi tarafından da şikayetçiyim. Buradan başkanıma CHP’ye bana destek olan tüm sivil toplum örgütlerine, derneklere, siyasi partilere çok teşekkür ederim. Kadınlar ölmesin diyorum” şeklinde konuştu.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YENİLENSİN”

Ayşe Seyidoğlu’nun davasında destekçi olan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden ele alınması gerektiğini belirterek, “İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlara yasalarla getirdiği haklar konusunda yeniden düzenleme yapılması ve hatta iptal edilmesini ifade edince itiraz edip bu açıklamayı onaylamadığımızı reddettiğimizi söyledik. Hasan Hüseyin Cengiz’in platform başkanı olarak yaptığı açıklamaya göre özetle  ‘Mevcut yasalarımız Türk aile yapısına uygun düzenlenmediği için aileler paramparça oluyormuş. İstanbul sözleşmesi yürürlüğe girdiği tarihten bugüne, kadına yönelik şiddeti azaltmak yerine aileyi dağıtıp ailesiz toplum modeline yöneltiyormuş. O yüzden İstanbul Sözleşmesi vakit kaybetmeden uygulamadan kaldırılmalıymış. Aile yıkan uygulamaları ile İstanbul sözleşmesi ve CEDAW uygulamadan kaldırılmalıymış. Bunları uygulayan Avrupa ülkeleri en fazla şiddet mağdurunun olduğu ülkelermiş’ gibi safsatalarla İstanbul Sözleşmesinin iptalini istediler. Bir kez daha anladık ki İstanbul Sözleşmesi yeterince anlaşılamamış. O halde kısaca tekrar hatırlatıyoruz. İstanbul Sözleşmesi Kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcı ilk uluslararası sözleşmedir. 11 Mayıs 2011 de İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak anılıyor. Tam Adı ‘Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa konseyi sözleşmesidir’ Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve son bulması, sonucunda toplumsal barışı ve refahı ardından getirecektir. Bu nedenle devletin kadınlara yönelik şiddet eylem ve uygulamalarından uzaklaşmasını Cinsiyetçi ve kadın erkek eşitliğini hükümsüz kılan yasal düzenlemelerin uygulamadan kaldırılmasını Konu ile ilgili çalışmaların kadın örgütleri ile birlikte hayata geçirilmesini İyi hal haksız tahrik indirimi uygulamaktan vazgeçilmesini ve caydırıcı yaptırımlar getirilmesini Kadınların ekonomik özgürlüğünün sağlanması ve fırsat eşitsizliğinin ortadan kalkması için kreş, sosyal güvenlik, parasız eğitim, parasız sağlık gibi haklardan yararlanmasını istiyoruz. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Aileyi yasalar değil şiddet parçalar. İstanbul Sözleşmesi kadın ve çocukları şiddetten korur. Nerede bir kadın eziliyorsa, kadına yönelik şiddet varsa, haksızlık varsa, sömürü taciz tecavüz varsa hesabını soracağız. Bunun mücadelesini veren kadınlara ve kadın örgütlerine ‘Kapitalizmin Taşeronu Feminist Örgütler kadınları bilinçlendiriyor. Kadınlar haklarını öğrenince adliyelere koşuyor. Talepleri haklı bulundukça da adliyeye yansıyan vakalar artıyor. Bunlarda ailenin parçalanmasına sebep oluyor. Bu yüzden İstanbul sözleşmesi iptal edilsin’ diyen anlayışı şiddetle kınıyor ve mücadelemize ara vermeden devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Emine Bulutlar olmasın, Ayşenurlar ölmesin, Ayşeler yaşasın, kadınlar yaşasın, yaşasın kadınlar” dedi. İLAYDA BAĞLI/ANTALYA GÜNDEM