TÜİK tarafından açıklanan verilerde, geçtiğimiz yıl Ekim döneminde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 73, kadınların ise yüzde 34,8 oldu. İş hayatı ve siyasetteki cinsiyet farkını değerlendiren Başkan Yüksel, “Kadınların, kadınlarla ilgili projesi yok. Kadınlar, önce kendi içlerinde kenetlenmeli” dedi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, işgücü 2018 yılı Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 726 bin kişi artarak 32 milyon 658 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 53,7 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,6 puanlık artışla yüzde 73, kadınlarda da 0,6 puanlık artışla yüzde 34,8 olarak gerçekleşti. İş hayatında kadın, erkek arasındaki oran farkını değerlendiren Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şube Başkanı Ayla Yüksel, “Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türk Kadını küçümsenmeyecek derecede önemli bir konuma geldi ama yeterli değil. Kadının olduğu yer daha disiplinli, verimli, planlı olmalı. Fakat kadınlar olarak birbirimizin önünü kesiyoruz. Zaten erkekler tarafından bu yeterince yapılıyor. Türkiye’de kadın vali, belediye başkanı, rektör parmakla sayılacak kadar az. Bu durumda kadınlar kendi içlerindeki bütünleşme ve kenetlenmeyi sağlamaları gerekiyor. Olması gereken kenetlenme ancak bilimsel çalışmalarla mümkün olur. Üstün körü laflarla, gelişigüzel sözlerle olmaz. Artık konuşmayı bırakıp icraata geçme zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

“BOŞ VAATLER”

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemini vurgulayan Başkan Yüksel, kadının siyasetteki yerinin yine kadın faktöründen kaynaklandığını belirterek, “Kadın siyasette neden yok? Bunu sosyolojik, psikolojik ve pedagojik olarak incelemek gerekiyor. Siyasete atılan kadının ortaya çıkması gerek. Bizim o kadınları tanımamız gerek. Projelerini anlatmalılar. Kadınlar ve kızlar adına ne yapıyorlar, şiddet adına istismar üzerine ne gibi faaliyetleri var? Nasıl radikal çözümler getirmişler buna bakmak lazım. Siyasetteki kadınların, kadınlarla ilgili hiçbir projesi yok. Sadece vaatlerde bulunuyorlar. İnsanları içlerine almıyorlar. Sonra siyasette neden kadın yok diyoruz. Olmaz tabi. Mesela Antalya’da çok büyük bir sivil toplum ağı var. Onlarla bir araya gelmiyorlar. Birlikte çalışma yürütmüyorlar. İstatistiklere baktığımız zaman kadın, erkek arasında hem iş hayatında hem de siyasette çok büyük fark var. Gittikçe bu fark açılacak gibi duruyor. Çünkü son zamanlarda kadınlara yönelik, eğitimden başlamak üzere sosyal hayattan, eğitimden uzaklaşma adına yapılan bir takım yaptırımlar var. Bunlar kadınlar için çok büyük tehlike arz ediyor. Öte yandan üniversitelerde son derece bilinçli, aydın fikirli kızlarımız yetişiyor. Onlar bizim umut kaynağımız oluyor. Onları gördüğümüz zaman umutlarımız yeşeriyor. Onların da mücadelesiyle bu farkın kapanmasını diye umut ediyorum” şeklinde konuştu.

“İNSANLARA KUCAK AÇIN”

Son olarak dernek faaliyetleri hakkında bilgi veren Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya
Şube Başkanı Ayla Yüksel, ekonomi ve eğitimde geri kalmış bölgelerdeki kızların sosyal hayattan, eğitime kadar olan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik projeler gerçekleştirdiklerini, girişimci kadınları desteklediklerini dile getirdi. Başkan Yüksel, “Uluslararası bir dernek olan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, 30 yıldır Antalya’da faaliyette. Dernek olarak hedefimiz, kadınların eğitim, istihdam ve girişimci olmaları konusunda çaba gösterme ve planlama yapma. Bu alanlarda Antalya’da uyguladığımız ve iyi sonuçlar aldığımız projelerimiz var. Geçtiğimiz yıl Muratpaşa Belediyesi, TOBB Kadın Girişimciler ve Milli Eğitim işbirliğiyle Zeytinköylü kadınların girişimi ile ilgili bir proje gerçekleştirdik. Onun arkasından İsveç hibeli binoral projesine başladık. Bu projede Zeytinköy’de ortaokulda okuyan kız çocuklarını aldık ve eğitimdeki başarıları için sosyal hayatı, üniversiteyi ve girişimci kadınları tanımalarını sağladık. Öte yandan kızlarımızı sinema ve tiyatroyla, operayla tanıştırdık. Derneğimiz bünyesinde kurslar açarak öğretmenler tarafından yetişmelerini sağlıyoruz. Bu yıl yine İsveç hibeli proje aldık. Bu sefer sadece anne ve kızları değil babaları da projeye dahil ettik. Anne, baba ve çocuk eğitimi adı altında çalışmalar yürütüyoruz. Biz Zeytinköy projesine başladığımız zaman, ‘Zeytinköy çok kötü. Orada uyuşturucu var çok zorlanırsınız’ gibi birçok önyargıyla karşılaştık. Ama öyle değil. Biz orayı çok sevdik şimdi aile gibi olduk. Orası gerçekten ekonomik olarak mağdur insanların yaşadığı, sosyal ve eğitim anlamında geri kalmış bir bölge. Oradaki insanları ekonomik yönden herkes kullanmış. Eğer çalışmalar yapılacaksa o bölgelerde yapılmalı. İnsanlara kucak açmalı” sözlerine yer verdi. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER