Hepimiz yakından takip ederiz Cumartesi Annelerini ve son zamanlarda onlara yapılan haksızlıkları. Peki, kimdir bu Cumartesi Anneleri? Neden eylem yapıyorlar? Anneler nasıl bu hale geldi? Daha sorulacak birçok soru var. Anne değilim ancak eminim ki çocuğunuz olduğunda hepiniz mutlu olmuş ve hemen onunla ilgili hayaller, planlar kurmaya başlamışsınızdır. Herkes ister çocuğunun iyi bir yere gelmesini. Ancak bazı insanlar, bazıları kadar şanslı olmuyor. Bir çocuk düşünün özel okullarda okumuş, iyi bir mesleğe sahip olmuş. Bir çocuk daha düşünün, bırakın okul okumayı giyecek ayakkabısı bile yok. Birde güzel iki anne düşünün, biri çocuğunun mezuniyetine katılırken, biride çocuğunun cenazesini bulmak için uğraşıyor. İki anne aynı şartta doğurmadı çocuklarını, ancak iki annede çocuklarının başına bir şey gelse dünyayı yakacaklardır. İşte Cumartesi Anneleri de 23 yıldır gözaltında kaybolan ve kokusuna hasret kaldığı çocuklarını arıyor.

Size şöyle kısa Cumartesi Annelerinden söz edeyim:

Cumartesi Anneleri, 27 Mayıs 1995’ten bu yana her Cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemleri düzenleyerek, gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arayanlardan oluşan bir topluluktur. Arjantin’de cunta yönetiminin zorla yok ettiği çocuklarını bulmak için Plaza Del Mayo Meydanı’nda toplanan annelerden esinlenen gruba katılanların sayısı zaman geçtikçe binleri bulmuştu. 13 Mart 1999’da polisin müdahaleleri nedeniyle oturma eylemlerine ara veren grup, 31 Ocak 2009’da yeniden bir araya gelmeye başladı. 23 Temmuz 2016 itibarıyla 591. buluşmalarını gerçekleştiren ailelerin başlıca talepleri kayıpların devlet arşivlerinde kayıtlı akıbetlerinin açıklanması, faillerin yargılanması, Türk Ceza Kanunu’nda zorla kaybetme suçunun insanlığa karşı suç kapsamında zaman aşımına uğramayacak şekilde düzenlenmesi ve Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Gözaltında Kayıplar Sözleşmesi’ni imzalamasıdır.

Ne kadar acı bu anneler sadece haklarını, adaleti istiyor. Ben Cumartesi Annelerinin kimseye zararı olduğunu düşünmüyorum. Neden mi? 23 yıldır çocuğunu arayan ve 700 eylem boyunca tek bir taşkınlık yapmayan, gözü yaşlı annelerden kimseye zarar gelmez. Cumartesi Annelerinden birinin sözünü belki de her şeyi özetliyor: “Ben 23 yıldır kapımı kapatmıyorum, belki oğlum gelir diye.” Bu cümleyi kuran ya da kendi acısı varken bile başka anneler ağlamasın diye düşünen insanlardan kötülük gelmez. Neden yavrusunun kokusunu duymak için mücadele eden bir anne engellenir bilmiyorum. O anneler polisler tarafından darp edilmeyi hak etmiyordu.

Merak ediyorum İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, neden böyle bir şey istedi? Neden Türkiye’de bu kadar sıkıntı varken, canı yanan annelerin canları bir kez daha yakıldı? Emine annenin kime zararı vardı? Benim aklım hala almıyor 60-70 yaşındaki annelere coplarla nasıl müdahale edilebilir? Adalet, bir anneye copla müdahaleyse, adaletsizliği düşünemiyorum.