Ben, ülke olarak yaşadığımız ekonomik sorunlarla uğraştığımızı,

Geleceğimizi nasıl düzeltebiliriz diye düşündüğümüzü,

Sanatımızı, bilimimizi, edebiyatımızı nasıl daha iyi seviyelere çıkarırız diye çabaladığımızı tahmin ediyorken,

Aslında biz çok çok daha önemli bir şeyle uğraşıyormuşuz da ben farkında değilmişim.

Meğer biz ülkemizin sorunlarına kafa patlatırken, dövizin artmasını kendimize sorun ediyorken,

Başkalarının derdi karma eğitimmiş!

Vatandaşımız, çocuğunun karma eğitimde okumasını istememiş, liselerde kızlı-erkekli yani haremlik-selamlık sınıfların da bulunması için mahkemeye dilekçe vermiş.

Mahkeme de hiç ikiletmeden öneriyi kabul etmiş.  “Millî Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği”, değişen ve gelişen şartlar ile ortaya çıkan ihtiyaçlar ve yargı kararları doğrultusunda güncellenmiş,

“Çok programlı Anadolu Lisesi, Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi ve Mesleki Eğitim Merkezinde karma eğitim yapılır” maddesi, Danıştay İdari Mahkemesi’nin kararına istinaden kaldırılmış.

Bu yazıyı yazarken, yaşanan olayı tekrar mantık süzgecimden geçirmeye çalıştım.

Dünya, ilk önce kim Ay’a ayak basacak yarışı içindeyken, elin Amerikalısı uzaya araba gönderirken, Küba’da kanser tedavisi için aşı geliştiriliyorken ve ülkemiz ekonomik olarak bu kadar sıkıntı içindeyken, alım gücümüz bu kadar düşmüşken neden böyle meselelerle uğraştığımıza hiçbir şekilde anlam veremedim.

Böyle bir istekte bulunan ve bu isteği onaylayan kişi veya kişilere sesleniyorum,

Yahu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın LGS için belirlediği 1367 tane okuldan 298 tanesi İmam Hatip Lisesi, 222 tanesi Anadolu Lisesi’yken,

61 ilde, sınavla öğrenci alacak İmam Hatip sayısı, Anadolu Lisesi sayısından fazlayken,

Üstüne üstlük, bu İmam Hatip Liselerinin birçoğunda kızlı-erkekli eğitim varken,

Neden böyle bir istekte bulunuldu ve neden böyle bir karar alındı. Neden, neden, neden?

CUMHURİYETİ KURDUK!

Haberi okuduktan sonra ilk iş sosyal medyadan gelen yorumlara göz attım.

Birisi çıkmış, demiş ki: ’90 yıldır karma eğitim vardı. Astronot mu yetiştirdiniz yoksa F35 mi yaptınız?’

Hemen cevap vereyim güzel kardeşim.

Borç içinde yüzen, yolu, okulu, hastanesi olmayan, hiçbir alanda üretim yapamayan, her alanda dışa bağımlı olan, dünyanın saygısını yitirmiş, tamamen yıkılmış bir devletten, Türkiye Cumhuriyeti’ni yarattık. 90 senede, henüz 26 yaşında iken 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını dünyaya kazandıran,  Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilen ilk ve tek Türk unvanına sahip olan Oktay Sinanoğlu’nu, Türkiye’de ilk kez canlı donörden böbrek naklini gerçekleştiren Mehmet Haberal’ı, Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Aziz Sancar’ı yetiştirdik.

Peki, karma eğitim vermeyen liselerin başarısı ne biliyor musun?

Ben sana söyleyeyim.

Öğrencilerin başarılarını ölçmek amacıyla yapılan uluslararası yarışmalarda, Türkiye’deki lise türleri arasında en başarısızı oldu,

Bu liselerden mezun olan 222 bin 925 adaydan sadece 40 bini tercih ettiği üniversiteye yerleşebildi,

Yine bu liselerde okuyan 100 öğrenciden sadece 19’u fen bilimlerinden bir soru ve üstünde net yapabildi.

Çoğu yazımda olduğu gibi, bu yazımda da Atatürk’ten bir alıntı yaparak, bu arkadaşa yeterli cevabı sanırım vermiş olacağım.

“ 16 Temmuz 1921 Ankara
Öğretmen Okulu’nda toplanan Birinci Maarif Kongresi’nde ayrı yerlere oturtulmuş kadın ve erkekleri görünce Öğretmenler Derneği Başkanı’na söyledikleri:
“Ne yapmışsınız siz? Toplantıya kadın öğretmenleri de çağırmışsınız, onları ne diye erkeklerden ayrı oturttunuz? Utanmıyor musunuz? Ayıptır. Kendinize mi güveniniz yok, yoksa bu hanımların iffetine mi? Bir daha kadınların erkeklerden ayrı tutulduğunu duymayayım.”