Sizi bilmem ama kendi hayatıma yön verenin ben olduğuma iddia bile edebilirdim. Şimdi neler değişti diye düşünürken, aslında bir veya birkaç kişi değil benim olduğum farkındalıkların toplamı biçiminde olduğunu gördüm.

Yaşanan her ne olursa olsun bir nedene bağlamak gibi kolay çözümlerimiz var. Hiçbir şey bulamazsak son çare yaradan ki ona şüphe yok… Fakat bu kadar benimsediğimiz bir yaradılışı yön verirken size seçme hakkı vermesi çok güzel değil mi… Sorumluluk verilmez alınır değil mi? Bize verilmiş sorumlulukları yerine getirme çabamız nereye saklandı. Kim engelledi.

Kim yön veriyor hayatıma, sorusunu sordukça arayışlar bitmeyecek gibi değil mi? Soru sormak güzel ama şimdi zamanı değil… Süreç halen devam ederken beklemek olmaz.

Yaşamın kendi dinamikleri vardır. Bu dinamikleri bizler oluştururken, bazen kendimizi o dinamiklerin ortasında buluruz. Bu normal denecek bir deneyim, deneyim diyorum çünkü yaşamın her bir karesi kendi içinde bir deneyim ve hayatımız bu deneyimlerin tamamının bir araya gelmesinden ibaret… Kıymetli olan zaman ve zamanımızı ne için kim için nasıl harcadığımızdan özel bir durum daha yoktur. Kim yön veriyor hayatıma sorusundaki gizli cevap kendimiz oluyoruz sanırım…

Mutluluk ve huzur bir arada olmaz kaygısı mutlak bir bekleyişin anlamsız bir kabullenilmiş çaresizliği gibidir. Sen gülmek istedin de seni mi engellediler… Kim güneşi durdurabildi. Kim geceden sabaha o amansız acıda çıkmadı…

Cevaplar soruların içinde gizli yaşıyorken cevaplar peşinde hayatınızı bir başka düşüncenin kararlılığına bırakmayın isterim…

Biz basit düşünce sahibi ama karmaşık yapı sergileyen insanlar olarak yarını ve daha sonrasını cevaplarını ararken birileri sizin hayatınıza yön veriyor…

Bu sen değilsin…