Büyük şehirde yaşıyordu kıyak dayı. Ailesinin epey uzağında. Çeşitli işlerle meşguldü. Yeğenleri onu hep merak ederdi. Ablası çocuklarına dayılarını anlatır merakları daha da artardı. Dayı bilgili ve cesur bir adamdı. Seneler olmuştu ki memleketine uğramamıştı. Babadan kalma evi sessizliğe bürünmüş, tamir ve bakım gerektirir hale gelmişti. Ama baba evinden önce yapması gereken daha önemli işleri vardı.

Büyük şehirle ilişkisini kesmek için hazırlanmaya başladı. Gerekli eşyaları yanına alarak memleketine döndü. Artık şehirle işi kalmamıştı, ilerde bir gün yalnızca gezmeye gidecekti. Baba evi bakımsız ve dağınık olduğundan geceyi orda geçirmek istemedi. Ablasının daveti üzerine onlara konuk oldu. Evde üç yeğeni vardı ama hayatı boyunca onları hiç görmemişti. Sadece telefonla konuşmuşlardı. Dayılarını annelerinin anlatmalarından tanıyorlardı.

Çocuklar çok mutlu olmuştu dayılarının gelmesinden dolayı. Abla da hüzünlenmiş ama mutluluğunu gizlememişti. Koca ailede iki kardeş kalmıştı. Anne, baba hala ve diğer büyükler hakkın rahmetine çoktan kavuşmuştu. Dünya telaşesinden dolayı araya gurbet girmiş her birini bertaraf etmişti.

Dayının yapacağı çok işler vardı. Önce baba evini ve bahçesini restore edip düzene sokacaktı. O iş başlamadan önce ekonomik durumu bozuk olan abla ve eniştesine yardım etmeye karar verdi. Eniştesi sessiz sakin bir insandı. Fazla para kazanamayan biriydi. Günübirlik işlerde çalışır evini kıt kanaat geçindirirdi. Kıyak dayının gelmesiyle onun da yüzü gülecekti artık. Bir araya geldikleri o gece uzun uzun sohbet ettiler. Çocuklar dayılarının yanından hiç ayrılmadı. Çaylar demlendi, espriler yapıldı, hasret giderildi. Abla ve kardeş eski anılarını anlattı. Enişte de bol bol kahkaha attı. Çocukların keyfine diyecek yoktu zaten.

Gecenin ilerleyen saatlerinde dayı onlara müjdeyi verdi. Abla ve eniştesinin de rızasını alarak onların evlerini restore ettirmek ve ekonomik anlamda ciddi yardımlarda bulunmak istediğini söyledi. Abla ve enişte olur yanıtını vererek rızalarını gösterdi kıyak dayıya. İyilik yapılırken kişilerin fikirleri alınmalıdır ya hani, dayı bunu çok iyi biliyordu. Ne de olsa gün görmüş insandı. Büyük şehirde hayat felsefesi almıştı milyonlarca insandan. Enişte ve ablanın onayını alarak ertesi gün işe koyulmaya başladı. Önce alışverişe gidilecekti. Eve lazım olan öncelikli ihtiyaçlar alınacaktı.

Kasabadan bir taksi çağırdılar. Binerek çarşıya vardılar. Enişte, abla, dayı ve çocuklar güzelce alışveriş yaptılar. Elbiseden ayakkabıya, gıdadan temizliğe. Acıkmışlardı, bir lokantaya girerek karınlarını doyurdular. Yemek esnasında dayı, enişte ve ablasına dedi ki, hazır gelmişken tadilat işlemleri için ustalarla konuşmaya gidelim daha sonra da yeni eşyaların seçimiyle uğraşırız. Tamam dedi abla ve enişte. Tadilat için bir ustayla anlaştılar. Günler süren tamirin ardından ev çiçek gibi oldu. Kaloriferden, yeni mutfağa, boyadan, badanaya kadar tüm yenilemeler yapılmıştı. Sırada yeni eşyaların alınması işi vardı. Önce çocukların odalarından başlayacaklardı. Daha sonra ise ablasının seçtiği mobilya ve beyaz eşyalar alınacaktı.

Yalnızca ev değil bahçe de restore ediliyordu. Çağrılan bir iş makinası çevreyi düzenliyor, kamyonla getirilen dolgu malzemesi belirli yerlere seriliyordu. Son olarak arazinin etrafına duvar ve tel örgü çekilmesi işi vardı. Bahçe kapısı da yeniden yapılacaktı. Dayı bir mimar gibi çalışıyordu.

Yaklaşık bir ay sürdü tüm işler. Keyif veren yorgunluk artık git gide kaybolmaya başlamıştı. Yenilenen hayatları artık daha kolaydı. Dayı, oradaki tadilatla uğraşırken baba evini de unutmadı. Aynı işlemleri oraya da yaptırdı. Temizlikten boyaya, restorasyondan badanaya kadar. Baba evindeki bazı eşyaları yenileterek tekrar kullanıma soktu. Diğerlerini çağırdığı kamyonla ihtiyaç sahiplerine verdi. Dayının gelmesiyle abla ve ailesinin hayatı değişmişti. Çevredeki komşuları olan biteni imrenerek izliyordu.

Dayı muhteşem bir liderdi kendine göre. Çocukların mutluluğu görülmeye değerdi. Son müjdeyi verdi dayı…

Dedi ki, hepinizi tatile götürüyorum… Bir aylık tatil için apart kiralamıştı Batı Karadeniz’deki bir ilden. Tatil öncesi araba pazarına giderek nostaljik görünümlü bir otomobil satın aldı. Gereken bakımlarını yaptırarak ablasının evine geldi. Aile valizleri hazırlamıştı. Kıyak dayı onlara “hazır mısınız” diyerek seslendi. Aile sevinç içinde arabaya yerleşti. Tatil yapmak üzere yola çıktılar. Dayı radyoyu açarak ses verdi aracın içine. Çocuklar neşe içindeydi. Nasıl neşeli olmasınlardı… Hayatlarının en büyük eksiklikleri bir ay içinde giderilmişti. Artık babaları da emekli olacaktı. Kıyak dayıları babanın tüm prim borçlarını kapatmak için muhasebecisine talimat verdi. Dayı paralı pulluydu ancak belli etmezdi bunu. Basit ve sıradan bir hayat yaşardı. En büyük arzusu insanların ihtiyaçlarını gidermekti. Daha önce de büyük şehirde birçok ailenin derdine derman olmuştu. Bilgisayarı olmayan çocuğa bilgisayar, iş yeri açmak isteyene iş yeri, tatil yapmak isteyene de tatil fırsatı vermişti.

Dünyada isimsiz kahramanlar vardır. Onlardan biri de kıyak dayı idi. Ablasına ve ailesine büyük iyiliklerde bulunmuştu. Çocuklar dayılarını bu iyilikleri yapmadan önce de seviyorlardı. Dayı onlara yardımsever yüzünü gösterince daha da kaynaştılar. Artık kızlar odalarında, yenilenmiş eşyalarında rahat uyuyacaklardı. Yerde ders yapmak yoktu artık. Eski kanepelerde uyumayacaklardı. Yoksulluk görmeyeceklerdi. Tatilsiz yaz ve kışları olmayacaktı. Arabasız kalmayacaklardı. Dayılarının eli onlara çoktan uzanmıştı artık. Anneleri de mutfakta kara kara düşünmeyecek kahrolmayacaktı. Babaları çok daha mutlu yaşayacaktı. Her ay maaşını cebine koyup dilediği gibi harcayacaktı.

Kıyak dayı yaptığı iyiliklerin tamamından her daim dua aldı. Dünya kıyak dayılar gibi adamlar sayesinde ayakta duruyordu çünkü.  Onlar veren ellerdi çünkü.

Değişimin adı yardımseverliktir. Bir aileyi huzura kavuşturmak istiyorsanız onlara eksik oldukları konularda yardım eli uzatmalısınız. Bildiklerinizi, aldıklarınızı, sahip olduklarınızı sadece kendinize saklamayınız. Mutlulukları ve sahip olduklarınızı paylaşmayı öğreniniz. Öğreniniz ki kıyak dayı gibi insanlara heyecan ve mutluluk verebilesiniz. Sıradan hayat yaşayan insanlar aslında çok mutludurlar. Perdelerin ardında onlar vardır.