Milli mücadeleden sonra koca imparatorluk yıkılmış devasa İmparatorluk topraklar yerine bir avuç Anadolu elde kalmıştı. Mustafa Kemal Atatürk ‘’Köylü Milletin Efendisidir’’ sloganıyla ülke kalkınmasının köyden başlaması gerektiğinin işaretini vermiştir.

Neden şehirden değil de köyden…

Osmanlı döneminde kent yaşamını felce uğramıştı. Ne elde kapital vardı fabrikalar kuracak ne de eleman vardı çalıştırılacak. Daha birçok sorun vardı. Atatürk hayaline gerçekleştirmek isterken bir yandan da hastalığı ile mücadele ediyordu.

Atanın hayali KÖY ENSTİTÜLERİ kurmak ve kalkınmak için önce köyden başlamaktı. Tıpkı 21. yüzyılda Japonya’nın, Çin’in yaptığı gibi en küçük köylere kadar ulaşmak istiyordu ATATÜRK. Bu hayali 1937 ve 1939 yıllarında Saffet Arıkan’ın ve Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç’un ilköğretim Müdürlüğü dönemlerinde etkin olarak ülke gündeminde kendine lâyık olduğu yeri almıştır ve Ata’nın hayali gerçekleşmiştir…

Köy Enstitüleri’ne 5 yıllık köy ilkokulunu bitirenlerle, köyün kendi, sadece okuma yazma bilen insanından 6 ayda eğitmen olarak yetiştirilenlerin okuttukları 3 yıllık köy okullarından çıkan 2 yıllık hazırlık sınıfı okuyan sadece ve sadece köy çocukları alınıyordu.

Sayıları 20’ye ulaşan Köy Enstitüleri’nde genel bilgi ve kültür derslerinin yanı sıra tarımsal ve teknik üretken bilgi ve beceriler kazandırmaya yönelik uygulamalı dersler ağırlıklı idiler. Böylece enstitülerin kendi alt yapı sorunları da devlete yük olmadan kendi üretkenliği içinde çözülmüş oluyordu.

Köy Enstitülerinin kuruluş amacı, “Köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek” olarak belirtilmişse de, Köy Enstitülerinin kuramcısı, kurucusu, baş yöneticisi İsmail Hakkı Tonguç, Köy Enstitülerinde verilecek eğitim aracılığıyla, temel bir hak olan eğitimin, köylüyü kendi kaderini değiştirebilecek bilince kavuşturma, köyü içten canlandırma, köylüyü kendi haklarını koruma eylemine sevk edecek ve yurttaş yetiştirecek işlevleri olduğunu ifade etmiştir.

KÖYE ÖNDER

Türkiye coğrafyasına dengeli bir şekilde dağıtılmaya çalışılan Köy Enstitülerinin sayısı 1948 yılı itibariyle 21’dir. Köy Enstitüleri 1954 yılına kadar yaklaşık 20 bin kadar öğretmen (1400 kadarı kız), 1599 erkek sağlık memuru yetiştirmiştir. Bu yetişen kişiler aynı zamanda gittikleri yerlerde birer köy önderi olmuştur. Bu köy önderleri öğrencilerini en iyi şekilde eğitmekle görevliydi. Diğer taraftan da köy halkını yetiştirmekle ilgili görevleri vardı. Öğretmen köyde hükümeti de temsil ediyordu. Köyde ekonomik hayatı, milli kültürü geliştirmek, köydeki gençleri spora vb. alanlara teşvik etmek gibi görevleri de vardı. Ne yazık ki hızla kalkınan ve değerli insanlar yetiştiren köy Enstitüsü, Batının korkulu rüyası olmuş ve Başta Amerika olmak üzere birçok ülke yerli işbirlikçileriyle 1954 yılında kapatılarak hızla kalkınama istenen Türkiye’sine ağır bir darbe indirilmiştir.

Atatürk’ün Daha O yıllarda Milli devlet ve kalkınmanın köylüden başlanması  ne yazık ki 1954 yılında son bulmuştur.