Antalya Ticaret Borsası’nın Eylül ayı meclisinde, üyeler sektörde yaşanan sıkıntılara değindi. Meclis üyeleri son günlerde medyada yankı uyandıran şarbon hastalığı ile ilgili, “Şarbondan kim ölmüş? Şarbon diye bir şey yok” dedi

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Eylül ayı meclis toplantısı dün yapıldı. Toplantıda, sektörel konulara değinen meclis üyeleri, son günlerde medyada ses getiren şarbon hastalığına dikkat çekti. Meclis üyelerinden et sektörünü temsilen Süleyman Kaçaroğlu ve Ata Sönmez, şarbonun gündeme gelmesiyle et sektörünün dibe vurduğunu dile getirdi. Şarbon diye bir hastalığın olmadığını belirten üyeler, “İnsanlar psikolojik olarak şarbonun etkisinde kaldı. Et almamak için kendilerini frenliyorlar. Piyasadaki et tüketimi yarıdan aşağıya düştü. Şarbon hastalığına yakalanan hayvan zaten 3 günde ölüyor. Bizim kesim yapan esnaflarımızın böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalması mümkün değil. Türkiye’de tüm fiyatlar yükselirken et fiyatları yerinde kaldı. Kurban sonrası olması, ekonomik kriz ve üstüne şarbon söylentisi kaymağı oldu. Şarbon, marbon hikaye. Şarbondan kim ölmüş? Kaçak yerlerden mal almayın. Bunu sürekli söylüyoruz. Ancak kaçak yerden alırsanız şarbon riski olabilir. Burada bir sıkıntı yok. Öyle bir anlatılıyor ki sanki herkes şarbondan hastanede yatıyor” şeklinde konuştular.

TARIM SEFERBERLİĞİ

ATB Başkanı Ali Çandır’ın toplantıya katılamamasından dolayı başkanlığı yürüten Başkan Vekili Halil Bülbül, üretim ve ticaret sektörünün finansman maliyetlerindeki artışlar ve finansman erişiminde karşılaşılan zorluklar nedeniyle zor durumda olduğunu belirtti. Başkan Vekili Bülbül, “Mevcut koşullarda; emek, zaman ve aile işgücü ücret karşılığı gibi maliyetlerin ilave edilememesine rağmen el edilen gelir ancak zarar eşiğine denk gelmektedir. Bu durum yem, ilaç, işçilik gibi giderlerdeki artış sonrası hayvancılık için ve gübre, elektrik, fide gibi girdilerdeki artışlar sonrası örtü altı üretim için de geçerlidir. Bunlara ilave olarak üretici ve ticaret erbabının son dönemde karşılaştığı diğer bir problem de finansman maliyetlerindeki artışlar ve finansmana erişimde karşılaşılan zorlukların derecesinin artmasıdır. Bu amaçla özellikle son 2 yıldır borsamızda da panel, konferans ve çalıştay gibi etkinlerle tartışmakta olduğumuz “Tarımda Seferberlik” ilan edilmesi çağrımızı yinelemekteyiz” ifadelerini kullandı.

TESCİLLİ ZEYTİN

Antalya Tavşan Yüreği Zeytini’ne coğrafi işaret tescili aldıklarını hatırlatan Başkan Vekili Halil Bülbül, “ATB olarak geçtiğimiz ay Korkuteli Karyağdı Armudu için yaptığımız çalışmalar sonrası Coğrafi İşaret (Cİ) tescili almıştık. Bu ay ise geçmişi Pamfilya’ya kadar dayanan ilimiz zeytinciliğini, korumak, geliştirmek, markalaştırmak, tanıtmak ve pazara sunmak amacıyla yöremize özgü Antalya Tavşan Yüreği Zeytini’ne Coğrafi İşaret kazandırmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Böylece zaman içerisinde ve coğrafi işarete sahip çıktıkça, üretici ve ticaret erbabımız hem ticari olumsuzluklardan korunacak hem de daha fazla gelir elde edecektir. Tüketiciler ise kalite ve güven işareti olan Coğrafi İşaret sayesinde içleri rahat bir biçimde zeytinimizi ve armudumuzu tüketebileceklerdir” dedi.

NEFES KREDİSİ YENİLENDİ

Düşük faizli kredi kullanımına destek amacıyla nefes kredisi kampanyasının yenilendiğini aktaran ATB Başkan Vekili Bülbül, “Finansmana erişimde sorun yaşayan üyelerimizin düşük faizli kredi kullanmalarına destek olmak amacıyla “Nefes Kredisi’ kampanyasının üçüncüsü 20 Eylül itibariyle yenilenmiştir. Antalya Ticaret Borsası olarak ilave kaynak ile yaklaşık 4 milyon tutarında bir krediyi üyelerimizin kullanımına sunduğumuzu ifade etmek isterim. Üyelerimizin kullanacağı kredi 6 ay anapara ödemesiz, 12 ay eşit taksitli geri ödemeli, toplam 18 ay vadeli olacaktır. Vadenin uzatılması ve kısaltılması mümkün olmayacak. Kullanılacak kredinin brüt faiz oranı aylık yüzde 1.85’dir. Daha çok üyemizin krediden faydalanabilmesi açısından kullandırılacak kredilerin limiti ise azami 100 bin lira olarak sınırlandırılmıştır” diye konuştu.

Son olarak Başkan Vekili Halil Bülbül, üretimi teşvik etmek, katma değer yaratmak ve üretenin daha fazla gelir etmesini sağlama amacıyla YÖREX projesi kapsamında çalışmalara devam ettiklerini vurguladı. Bülbül, “Yöresel ürünler ve coğrafi işaretler projemiz ile YÖREX fuarımız bizim olana ve üretene sahip çıkma, yerinde istihdamı sağlama, yerli ve milli üretim ile tüketimi teşvik etme, kent markalarının yaratılmasına olanak sağlama gibi birçok alt hedefle hayat bulmuştur” diye konuştu. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM