Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım bana ‘Suriyelilere karşı çıkıyordun. Neden Afganlarla ilgili bir şey yazmıyorsun? Seni de mi susturdular?’ diye birkaç söz söyledi. Arkadaşım beni Suriyeli düşmanı olarak görüyor. Ancak beni bilen bilir. Ben hümanist bir insanım. Ben Suriyeliler ölsün, bize ne demiyorum. Tabi ki de savaşa karşıyım. İnsanların birbirine sesini yükseltmesine bile karşıyım. Ancak geniş çerçeveden Suriyeli ve Afgan sorununa baktığınızda neden bu konuya karşı çıktığımı fark edeceksiniz. Maalesef yaşadığımız milenyum çağında bile savaşan toplumlar var. İnsanlık gelişeceğine geriye gidiyor.

Benim ve birçok kişinin gözünde cani olan Taliban insanları katlederken, biz susarsak ondan bir farkımız kalmaz. Peki neden Türkiye’ye geliyorlar? İlk olarak Türkiye’deki herkesin tepki gösterdiği konu şu neden kadın ve çocuk yok? Neden hepsi askerlik çağında gençler? Bu sözde erkeklerin ülkeye nasıl girdiklerini gördükçe ne oluyoruz? Diye sorduk hepimiz. Asker yok mu? Sınır korunmuyor mu? Gibi binlerce soru soruluyor. Sormaya hakkımız var. Çünkü bu ülke kaçan erkeklerle değil, kadınıyla, erkeğiyle binlerce kişinin kanıyla kuruldu. Belki bizim dedelerimiz, nenelerimiz de Afgan ve Suriyeli erkekler gibi kaçsaydı şu anda daha farklı şeyler konuşuyor olurduk.

Alın size Afganlı bir gencin söyledikleri: “Sınır kimin sınırı? Türkiye sınırı. Türkiye’nin sınırda askeri yok mu? Var. Peki askeri varken biz nasıl geçebiliriz? Biz Avrupa’ya geçmek için İzmir Çeşme’ye geçemeyiz. Ancak biz İran’dan İstanbul’a çok rahat geçiyoruz. Burada suç bizim mi, Türk askerinin suçu mu? Ben savaştan kaçıyorum hangi ülkeye rahat girebilsem oraya giderim. Türkiye’ye rahat girdim ancak Avrupa’ya giremiyorum izin vermiyorlar.” Bu sözleri dinledikçe hem hak verdim, hem de utandım. Çünkü o genç birçok Türk’ün korkudan söyleyemediklerini söyledi. Haklıda. Biz sınırımızı koruyamazken, başkalarını korumaya çalışmak tam anlamıyla komedi. Düşünsenize bunu söyleyen Afganlı bir geç hadi çıkın işin içinden.

Sorun onların gelmesi değil. Sorun Türkiye’ye verecekleri zarar. Bu toplum geriden gelen bir toplum. Çeteleşecekler, halka saldıracaklar. Bunlar ön görü değil. Suriyeliler ile ilgili de aynı şeyi yazmıştım. Oldu da. Hatay’da Türk kalmadı. Birçok yerde Suriyeli mahalleleri, köyleri, şirketleri var. İstanbul’un ortasında eylem yaptılar. Sonuç halk dükkanlarını yaktı, yıktı. Göçmen sorununu sorgulayan herkes öngörebilir. Araplaşıp, geri gitmeye bu kadar meraklı olmayın. Hani ‘Şahlandık’ diyoruz ya. Hepsi yalan ne şahlanması kendinizi kandırmayın. Geri gidiyoruz. Ankara’da çıkan olayı hepimiz yakından takip ettik. Devamı gelmeyecek mi sanıyorsunuz? Dilerim gelmez. Ancak Çarşamba’nın gelişi, Salı’dan bellidir.

Karısını, çocuklarını bırakıp, başka ülkeye kaçan insanlardan ne bekliyorsunuz? Tüm Türkiye’ye yayıldılar. Nasıl toparlayacaksınız bunları? Yetkililere bakıyorsunuz Türkiye güllük güneşlik. Değil. Türkiye’de hiçbir şey rayında değil. Her şey rayından çıkmış. Biri çıkar CHP şöyle, böyle der, biri çıkar Ak Parti şöyle böyle der, bir belediye ile uğraşır. Bu nedir ya? Türkiye ‘Muz cumhuriyeti değil’ diyecektim ancak maalesef öyle. Kimse bunun sorumlusu düzeltsin. Bu kadar mı Türkiye düşmanısınız? Ne çabalarla kuruldu bu ülke. Kaç insan hayatını kaybetti biz rahat yaşayalım diye. Bütün siyasiler için söylüyorum. Siz gidince bu ülke çocuklarınıza, torunlarınıza kalacak. Hani o çok kötü kullandığınız kaynakların hesabını nasıl vereceksiniz? Belki unutmuşsunuzdur diye söyleyeyim. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anıyoruz, peki sizi nasıl anacağız?

Son olarak. Bir şey soracağım. Neden bu Türkiye düşmanlığı? Siz burada büyüdünüz, belki dedeleriniz bu topraklar için öldü. Onlar bunu yaparken, neden Türkiye’yi bu hale getiriyorsunuz? Niye verdik bu kadar tavizi. Para deseniz yok, destek deseniz yok. Düzen deseniz yok. O zaman neden bize bunları çektiriyorsunuz? Bütün siyasi partiler bu söylediklerimi üstüne alsın. Bırakın aşık atışması yapmayı da bir şeyler yapın.