Türkiye 1987 yılında fazla üretimden dolayı mercimek tüketimin arttırılması için kampanya sürdürürken, şimdilerde ise mercimeğin yüzde 80’nini Kanada’dan ithal ediyor. Başkan Özden Güngör, “Ekim alanlarının daralması, girdi maliyetleri, nedeniyle mercimekte ithalat devam edecek” dedi

Mutfaklarımızda baş tacı olan mercimek özellikle 90’lı yıllarda Türkiye’nin en çok ürettiği baklagillerdendi. Bu yıllarda mercimeğin daha fazla ilgi görmesi için askeriye mutfaklarında, yemek programlarında tarifleriyle sıklıkla görülürken, şuan da mercimeğin kilosu 4 lira olarak satışa sunuluyor. Türkiye1987 yılında fazla üretimden dolayı mercimek tüketimin arttırılması için kampanya sürdürürken, şimdilerde ise mercimeğin yüzde 80’nini Kanada’dan ithal ediyor. Bunun üzerine Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, “Türkiye’nin mercimek üretimine bakıldığında 1960’lı yıllarda 100 bin civarında olan üretimin, 1988 yılında 1 milyon ton üretime ulaşıldığı, 1990 ve 2000’li yıllarda 500-600 bin ton civarında seyreden üretimin, 2010 sonrası bu seviyelerin altına indiği görülmektedir.2017 yılında yaklaşık 2.7 milyon da olan kırmızı mercimek ekim alanlarının gelecek beş yıllık süreçte azalacağı, 2020 yılında ise yaklaşık 1 milyon 750-1 milyon 800 bin dekara, üretiminde yaklaşık 2 milyon 860 bin tona düşeceği tahmin edilmektedir. Türkiye’nin 2020 yılında kırmızı mercimek ithalatının yaklaşık 376-530 bin ton arasında, ihracatın ise 230-327 bin ton arasında olacağı tahmin edilmektedir. Mevcut duruma göre; 2018 yılında da ekim alanlarının daralması, girdi maliyetleri, verilen teşvikler, doğal afetler nedeniyle mercimekte ithalat devam edecektir. Üretici fiyatlarında ise her yıl reel olarak yüzde 6-7 arasında artış olacağı tahmin edilmektedir.1980’lerde mercimekte üretim fazlalığı yaşayan ülkemizde, mercimeğin tüketimini artırmaya yönelik kampanyalar sürdürülürken, bugün azalan üretim nedeniyle artık net ithalatçı bir ülke haline geldik. 2018 yılında da ekim alanların daralması, girdi maliyetleri, verilen teşvikler, doğal afetler nedeniyle mercimekte ithalat yine kapımızda görünüyor” şeklinde konuştu.
 
YANLIŞ POLİTİKA

Mercimekte, fiyatların yüksekliği sebebiyle yeterince girdi kullanılmaması, küçük parçalı tarımsal arazilerde üretim yapılması, sertifikalı tohumların yeterince kullanılmaması gibi sebeplerle ülkemizde verim miktarı düştüğü görülüyor. Bu Üretim masraflarının artması ve verim düşüklüğü ürün maliyetlerini artırmakta olup, ülkemizde üreticiler dünya fiyatları karşısında rekabet şansını kaybetmektedir. Çiftçiye destek verilmemesinden dolayı girdi maliyetlerini karşılayamayan çiftçi mercimek üretimini bırakmaya yöneliyor. Başkan Özden Güngör, “Mevcut duruma göre 2018 yılında da ekim alanlarının daralması, girdi maliyetleri, verilen teşvikler, doğal afetler nedeniyle mercimekte ithalat devam edecektir. Üretici fiyatlarında ise her yıl reel olarak yüzde 6-7 arasında artış olacağı tahmin edilmektedir. Mercimek üretiminde ve ihracatında, nohut ihracatında dünya lideri olan Türkiye, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle üretimin tüketimi karşılayamamasından dolayı bu ürünlerde net ithalatçı hale geldi. Dünyada mercimek üretiminin yüzde 50’sini Kanada üretirken, Hindistan yaklaşık yüzde 16’sını ve Türkiye dünya mercimek ihracatından yüzde 5-6 pay almaktadır. Türkiye’nin mercimek dış ticareti ihracat ve ithalatın olması nedeniyle dikkat çekicidir. 2017 yılında 264 bin ton ihracat yapılmışken, 234 bin ton da mercimek ithal edilmiştir. İhraç edilen mercimeğin birim fiyatı, ithal edilen mercimeğin birim fiyatından daha yüksektir. Dışarıdan ucuz mercimek alınırken, dışarıya pahalı mercimek satılmaktadır. Mercimek üretimine ithalatın zarar vermesi için, ürün fiyatlarını çiftçinin karlılık düzeyinin altına düşürmeyecek gümrük vergi oranları uygulanmalı, ithalatta hasat dönemi dikkate alınmalıdır” dedi. İLAYDA BAĞLI/ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER