Yıl 2003. Televizyonu açtık ve karşımıza bir lise dizisi çıktı. Hayat Bilgi dizinin adı. Afet diye bir öğretmen İstanbul’a yeni taşınmış, eğitimci bir ailenin kızı. Erkek kardeşiyle birlikte yaşıyor. Hayatını eğitime ve kardeşine adamış. Birçok kez görev yaptığı yerde haksızlığa karşı çıktığı için sürülmüş. Anadolu’nun birçok yerinde görev yapmış. Daha sonra İstanbul Rıdvan Kanat Lisesi’ne tarih öğretmeni olarak atanıyor. Afet öğretmene öğrencileri ‘Hocam’ deyince onun cevabı hazır: “Hoca camide.” Afet öğretmen gittiği okulda okulun paragöz müdürü ile kavgasız, küfürsüz, saygılı bir şekilde mücadele verirken, öğrencilerini de geleceğe hazırlıyordu. Afet öğretmen öğrencilerini sadece sınava değil, hayata da hazırlıyordu. Yıllar sonra diziyi tekrar izlemeye başladım. 2003’te Afet öğretmeni izleyen birçok kişi, onun gibi öğretmen olmak için çabaladıklarını yazmış. Birçok kişi Afet öğretmeni kendine örnek alarak öğretmenlik yapıyor. Dizinin altındaki yorumlarda akademisyen de var, sınıf öğretmeni de var. İzleyenlerin içinde öğretmen olmayıp, onu kendine örnek alan mimar, mühendis, doktor da var.

EMNİYET YOK, AİLE YOK

Yıl 2022. Kafa dağıtmak için televizyonu açtınız. Eskiden bir tane olan lise dizilerinin sayısı 3 kat artmış. Sizde bunların içinden Duy Beni diye bir diziyi açtınız. Hem lise yıllarını hatırlamak, hem de kafa dağıtmak için açtığınız televizyonda izlediklerine inanamıyorsunuz. Senaryo hep aynı. Fakir mahalleden üç, dört genç ultra zenginlerin olduğu koleje gider ve o zenginler onları aşağılar. Ama öyle ‘Sen fakirsin’ diye dışlamıyorlar. Dövüyorlar, kıyafetlerini alıp okulun içinde çırılçıplak kalmalarına neden oluyorlar. Sosyal medyada da bunları yayınlıyorlar. Daha 15-16 yaşında olan gençlerin ultra lüks otomobille okula girişlerini görünce hayret ediyorsunuz. Bu çocuklar öyle böyle değiller. Ehliyet almaya yaşı yetmeyen çocuklar İstanbul trafiğinde yarış yapıyorlar. Tabi emniyet yok, aile yok. İstanbul’da bunlar yalnız yaşıyorlar. Tabi sokaklarda boş olunca onlarda ne yapsın garipler böyle vakit geçiriyorlar. Hay sizin yazdığınız senaryolara. Bu bir tek bir sizi için geçerli değil. Bunun gibi onlarca dizi var. Hepsi aynı mantık. Bu senaryoları izledikçe akıl tutulması yaşadığımızı fark ediyorum. Bunları beynini bir kenara alıp izlemek gerek. Bence hiçbir mantığı yok. Ama beyni gelişim çağında olan gençler için bunların çok anlamı var. Sonra genç kızlar bunlara özenip zengin koca peşine düşüyor. Eğitim umurlarında olmuyor. Genç erkekler ise serseriliği marifet sayıp, kadını dövüyor. Eğitim dışında her şeyi yapıp soluğu ceza evinde alıyor. Affet Öğretmenin ‘Gençler bizim geleceğimiz’ dediği gençler geleceği bırakıp bu uydurma ve hayalden ibaret senaryolarla yaşıyor. Bu senaryo gibi hayatı bulamayan gençler ise bunalıma giriyor. Hatta intihar ediyor.

BİLİM VE AKIL

Geçtiğimiz günlerde gazeteci Emin Çapa’nın bir konuşmasını dinledim. Çapa, Türkiye’nin hala 19’uncu yüzyıldan çıkamadığını, dünyanın ise 22’inci yüzyılını hesapladığını söylemişti. Çapa’nın ‘İçine bilim ve akıl sokamadığınız her şey değersiz’ sözleri aklımdan çıkmıyor. Çünkü şu anda bizde ne akıl var ne de bilim. Çapa, konuşmasında her defasında eğitimin öneminden söz ediyordu. Eğitimi sadece okullarda verildiğini düşünen zihniyet, öğrenci kabahatli bile olsa suçu öğretmende görüyor. Şunda bir anlaşalım, gençler, çocuklar insanlara nasıl davranacağını, ahlak kurallarını, insani duyguları, bilimi, sanatı sadece okulda öğrenmiyor. Çocuklar bunları çevreden, aileden, sokaktaki amcadan, mahallenin bakkalından, amcasından, halasından, teyzesinden, abisinden alıyor. Boş olan bir beyni neyle doldurduğunuz çok önemli.

Size iki tane dizi örneği verdim. Afet öğretmenle büyüyen gençler, onun gibi öğretmen olmak isterken, Duy Beni izleyen bir genç ise onlar gibi hayat istiyor. Ailelere söylüyorum. Yapay bir dünya ile büyüttüğünüz çocuklarınızı harcamayın. Hiçbir genç okuldan çıkar çıkmaz bir holdingin patronu olmayacak veya o patronların çocuklarıyla evlenmeyecek. Burada suç sadece dizilerin demiyorum. Yetkililer bir şey yapmıyorsa bile siz çocuklarınızı koruyun. Eğitim verin, geliştirin onları bu sisteme kurban etmeyin. RTÜK’ün tek derdi siyasi haber yapan kanallar olabilir, ancak sizin derdiniz çocuklarınız olsun…