Yaklaşık 70 senedir devam eden Kuşkavağı Ormanı davası Nisan ayına ertelendi. Davaya katılan A Platformu sözcüsü Hediye Gündüz, “Ağaçların, kuşların sesi olmak için buradayız” dedi

Konyaaltı Kuşkavağı Mahallesinde bulunan ve yıllardır sonuçlanamayan Kuşkavağı Ormanı davası 25 Nisan tarihine ertelendi. A Platformu, 145 bin metrekare ve Akdeniz’e özgü maki bitki örtüsüne sahip olan Kuşkavağı Ormanını, çevredeki insanların izinsiz katlettiklerini belirtti. 1947 yılından bu yana süren davada henüz sonuç alınamadı. Alanla ilgili Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü müfettiş raporunda, “1945 yılı itibariyle ve var olduğu, yangın ve usulsüz kesimlerle yaşlı kızılçam ağaçlarının yok edildiği, devletleşen ve iadeye tabi olmayan devlet ormanı olduğu iddiasında bulunulması gerektiği” yazdığı belirtildi. A Platformu üyeleri mahkeme bitiminde adliye önünde ‘Kuşkavağı Ormanına Sahip Çıkıyoruz’ yazılı pankart açarak basın açıklamasında bulundu. Davayı devamlı olarak takip edeceklerini söyleyen A Platformu sözcüsü Hediye Gündüz, “Geçmişte büyük bölümü orman olan Konyaaltı ilçesinin kalan son ormanlarını, mahkeme yoluyla elde etmek için açılan ve yıllardır eden bu davayı takip etme kararı aldık. Antalya Tapu Kadastro mahkemesine davayı takip için geldik” ifadelerine yer verdi.

Kuşkavağı Ormanı’nın, şakayık kuşlarının evi olduğunu belirten A Platformu sözcüsü Gündüz, “Antalya’nın doğa severleri olarak Kuşkavağı ormanına sahip çıkıyoruz. Bölgede yaşayan ve bölgeye adını veren şakayık kuşları ile diğer kuşların adına da davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Bu dünya sadece insanlara ait değildir. Bizler bu dünyayı ormanlar, bitkiler ve diğer canlılarla paylaşıyoruz. Diğer tüm canlıların yaşam hakkı için buradayız” açıklamasında bulundu.

“ELEKTRİKLİ TESTERELERLE KESİLİYOR”

Kuşkavağı Ormanı’nın kaçak bir şekilde kesildiğini ifade eden A Platformu sözcüsü Hediye, “2017 Ekim ayından beri yoğun olarak devlet kurumlarının hafta sonu tatil olması nedeniyle ve geceleri de sessiz elektrikli testerelerle kaçak olarak kesilmeye başlanmıştır. Bölgede yaşayan yurttaşların çok rahatsız ve üzgün olmaları vesilesiyle, yaptığımız incelemeler doğrultusunda, bazı kişilerin “426 parsel benim” diyerek, hala mahkemesi devam eden ormanlık alanı işgal ederek, parsel üstünde bulunan kızılçam ağaçlarını ve makilik orman bitkilerini kestiği, alanı tahrip ettiği, iş makinalarıyla bölgenin jeolojik yapısını da bozduğu gözlemlenmiştir” şeklinde konuştu.

“KASITLI ALGI OLUŞTURMA ÇABASI”

Kendilerine ait olmayan ormanın dokusunu yok ettikleri için sitemde bulunan sözcü Hediye Gündüz, “Kendilerine ait olmayan 426 parsel üzerinde bulunan, orman dokusunu yok ediyorlar. Kestikleri çam ağaçlarının yerine, 150 yaşındaki saksıda getirdikleri zeytin ağaçlarını ve mazı bitkilerini dikerek orman vasfı yokmuş özelliği vererek yapılacak keşfi etkilemeyi ve ardından yanıltarak mahkemeyi kazanmak istedikleri de yaptığımız araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Alanı işgal eden bu kişiler etrafa, bu alanın kendilerine ait olduğunu söyleyerek, kasıtlı bir algı oluşturma çabası içindedirler. Doğaseverleri ve mahalleliyi alandan uzaklaştırmak için, “arazi benim tapulu malım” demekte, bitmemiş mahkeme hakkında da yalan beyan vermiş olmaktadır” dedi. ÖZLEM GÜLSEVEN / ANTALYA GÜNDEM