Her bir birey özgürdür. Aslına bakılırsa özgür olduğunu savunur çünkü ona sen özgürsün denmiştir. Konulan yasalar verilen haklar da onun özgür olduğunu söyler, söylemesine de işin aslı ne kadar ve kimin istediği kadar özgürdür. Bilinmez ve açıklaması güç bir söylevdir. Özgürlük…

Tanımlaması kişinin yaşam tarzına ve bulunduğu konuma göre şekillense bile, özgürlük ne şekilde tanımlanırsa tanımlansın altında yatan ve asıl koruduğu asla değişmeyecektir. Bilinmedir ki birinin özgürlüğü başladığında başka birinin özgürlüğü bitiyorsa buna özgürlük denemez.

Kararlar ve kurallar güzel bir yaşam için olduğunu savunuyorsak o zaman diğer geride kalan kısım bizi neden bu kadar etkiliyor ki…

Tamam kararlıyım ben, her şeyi geride bıraktım. Dün dünde kaldı. Bugün yeni bir gün peki bugün de bir şey değişmedi.

Madem özgürüm neden içimden geçenleri istediğim gibi söyleyemiyorum. Neden söylediklerim bana sadece benim meselemmiş gibi geliyor. Peki diğer söyleyenler ya da söylemek isteyenler onlar da mı haksızdılar. Mevzu haklı ve haksızı bulup cezalandırmak değil ki… Daha konuları konuşamıyoruz. Neden ve nasılları paylaşamıyoruz. İstedim oldu.

Özgürlük istedim oldu olmadığına göre o zaman özgürlük nedir. Gerçek ve hayatımızda kullanılabilen bir tanım lütfen…

Lütfen…

Kurgulardan ve kendinizi dev aynasında görmekten vaz geçin. Geleceğe şimdi yaşananlardan yani geçmiş olarak anılacak günlerden bir şeyler bırakmazsanız yarın için nasıl güzel şeyler planlayabilirsiniz ki. Gelecek dediğiniz sizin sadece günlerden ibaret değil…

Kelebek bile kendine tanınmış gün ve saat sayısı kadar özgürdür. Siz ne kadar daha özgür kalmayı planladınız. İşin aslı siz bunu planlayabiliyor musunuz?

Benim bizim bilmediklerimizi karşılıklı paylaşmaktır. Özgürlüğün kişisel olmadığını ve toplumların özgür kalabileceğini düşünürken kişisel çıkarların özgürlük olmadığı düşünüyorum.