Artık anlaştık mı?

Ekonomik bir krizin içindeyiz. Aslında daha başlarındayız. Yeni yeni hissediyoruz etkilerini.

Bundan aylar önce bu krizin ayak seslerini yazmaya başlayanlara “kötümser” veya “vatan haini” dendiğini hatırlarsınız sanırım. Biri de bendim…

Ekonomik göstergeleri “Pollyanna” bakışıyla okumanın ne ülkeye ne de aile bütçemize bir katkısı olmadığını anladık sanıyorum artık.

 

Neyse, şimdi bugünkü tespitlerimizi ortaya koyalım.

2018’in ikinci yarısı ile ilgili büyüme verileri geldiğinde küçülmekte olduğumuzu göreceğiz büyük ihtimalle. Tahminim ikinci yarıda yüzde 2,5 civarı daralma, yıl geneli yüzde 2-3 arası pozitif büyüme ile tamamlayacağız yılı.

İşsizlik çift hanelere, yani yüzde 10’un üzerine çıkacak.

Bu arada enflasyon yüzde 25’e dayanmış olacak.

Tek iyi haber cari açığımız düşecek. İthalatın hızla daralması nedeniyle yıl sonu 40-45 milyar dolara inecek gibi görünüyor.

 

Yazıyı rakamlara boğmamak için burada kesip, yoruma geleyim.

Daralmaya başladık. Hem kamu, hem özel şirketler, hem de aile bütçemiz için küçülme vakti geldi. 20 Eylül’de açıklanacak olan Orta Vadeli Program(OVP) kamunun yatırımlarını ne kadar azaltacağını gösterecek hepimize. Eğer rakamsal bazda mantıklı tahminler ve sonuçlar öngörüyorsa, piyasa tarafından olumlu karşılanacaktır. Umarım da böyle olur. Aksi takdirde hala sıkıntının farkına varmamış bir ekonomi yönetimi algısı döviz kurunu 7’lerin üzerine atar.

 

Yine kötümser olduğumu düşünebilirsiniz ama 2019 daha da kötü geçeceğe benziyor. Çünkü daralan ekonomimizi ayağa kaldırmak için gereken yabancı sermaye eskisi kadar bol değil dünyada. Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artışlarına girmesi gelişmekte olan bizim gibi ülkelere para girişini azaltıyor. Yani kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz.

İlk yapmamız gereken de ekonomimizin en zayıf noktası olan özel sektör döviz borçlarına bir çözüm üretilmesi.

Bunun için yapılabilecek desteklerin de bütçeye nasıl bir yük getireceğini, gerekli ek paranın nereden bulunacağını, bu destekleme (veya kurtarma) operasyonunun şartlarının ne olacağının net bir şekilde piyasalara anlatılması lazım.

Haklısınız, benim de hoşuma gitmiyor ama bizim paramızla, bu şirketleri yüksek döviz borçlarından kurtarmak zorunda devlet. Genel bir çöküşü durdurmanın başka yolu yok bence.

Sonuçta küçülüyoruz.

Ekonomi küçülüyor.

Üretim azalıyor.

Ticaret daralıyor.

Ve doğal olarak devletin vergi gelirleri düşüyor. Yani eskisi gibi bol kepçe kamu yatırımları yok artık. Eldeki kalan parayla şirket kurtarmaları yapılacak muhtemelen.

Siz de kendi bütçenizi kurtarma planları yapmaya başlayın bence.

2019 zor bir yıl olacak gibi…