Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, “Işın tedavisi ile bağışıklık tedavisi beraber kullanılınca kanser tedavisinde başarı artıyor” dedi.
Kanser tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, en önemli kanser tedavileri olan kemoterapi ve radyoterapide temel olarak doğrudan kanser hücresini öldürmenin amaçlandığını belirtti. Bu nedenle, normal sağlıklı hücrelere de bir miktar zarar vermesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Dr. Yavuz, “Kanserin bağışıklık sistemi üzerinden tedavisi ile ilgili olan ve ‘biyolojik tedavi’ veya ‘biyoterapi’ diye de bilinen immunoterapi yönteminde ise kanser hastasının bağışıklık sistemi adeta yeniden programlamaya tabi tutulur. Özellikle, vücudun T hücreleri dediğimiz bağışıklık hücreleriyle tümörü yok etmeyi amaçlayan ve ‘programlanmış hücre ölümü’ denen yararlı bağışıklık reflekslerini durdurabilen tümör hücrelerinin bu gücünü immunoterapi ile sonlandırmak söz konusu” dedi.

“Bağışıklık sistemini güçlendiriyor”
Laboratuvar çalışmalarında, radyoterapi ve immunoterapinin birlikte kullanımı ile tümör hücrelerince PD-L1 denen bağışıklık kontrol noktası blokajı kaldırılarak, tümör hücrelerinin programlanmış hücre ölümünü hızlandırılmış ve radyoterapiye dirençli tümörlerin bile tedavisinde başarının arttırıldığını vurgulayan Dr. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın en büyük radyasyon onkolojisi kongresi sayılan Amerikan Radyasyon Onkolojisi Derneği’nin (ASTRO) son kongresinde sunulan önemli bir çalışmada en ileri evre olan, akciğer ve karaciğerlerinde yaygın metastazları olan 100 civarındaki hastalarda radyoterapiye ve immunoterapi de eklenmesi sayesinde yüzde 60’a varan oranlarda kanser yayılımının durdurulduğu gösterildi. ABD’nin Houston şehrindeki MD Anderson Kanser Merkezi’nde gerçekleştirilen bu çalışmada, karaciğer ve akciğerlerindeki metastazlara stereotaktik vücut radyoterapisi uygulanan ve bununla beraber 4 kür “ipilumab” isimli immunoterapi ilacı alan hastalara bu immunoterapi sayesinde vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirildiği ve tümörlerin büyümesinin durduğu belirtildi.”

“Hastalarda başarı elde edildi”
Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, “Benzer şekilde, dünyanın en büyük Klinik Onkolojisi Derneği sayılan Amerikan Klinik Onkoloji Kongresinin Derneği’nin (ASCO) son İmmuno-Onkoloji toplantısında, karaciğer ve akciğerlerindeki metastazlara stereotaktik vücut radyoterapisi uygulanan ve bununla beraber anti-programlanmış hücre ölümü protein 1 (anti-PD1) immutoterapi ilacı olan ‘Pembrolizumab’ alan hastalarda da benzer oranlarda başarı elde edildiği bildirildi. Her iki çalışmada da bu hastalarda immunoterapinin radyoterapiye eklenmesinin gayet emniyetli olduğu, en ileri evre hastalarca bile iyi tolere edildiği ve en ilginci de hastaların çoğunun tedaviden birkaç ay sonra bile iyi durumda olduğu saptandı. Bu durum, tümörleri küçülmese veya kaybolmasa bile, immunoterapinin katkısı ile hiç olmazsa tümörlerin sabit kalabilmekte olduğunu düşündürüyor” dedi.