Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.

                                                                                                              John Lennon

                Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı tarafından kabul edilen ve uygulamaya başladığımız “Beşte Beş” projemiz ilk durağımız Karaveliler Köyü’ydü. Proje kapsamın gerçekleştirmeyi planladığımız faaliyetleri başarı ile tamamladık.

                İkinci durağımız olan Ilıca Köyü için hazırlıklara başladığımızda karşımıza yeni bir durum çıktı. Turizmin başkenti Antalya’da bayram tatili ve ziyaretlerden dolayı korona vakalarında artış olduğu ve bu nedenle projemizi doğrudan köylerde uygulamamızda riskler gündeme geldi.

                Risk, riziko zarara uğrama tehlikesi olarak tanımlanmaktadır. Yapılmak istenen işin türü ve mahiyeti ne olursa olsun her zaman için bir risk durumu mevcuttur. Takvimli işlerde bu risk tablosu ile daha çok karşılaşıyoruz. Elde olmayan ve mücbir sebep olarak tanımlanan olaylar ortaya çıktığında öngörülmüş ve iyi analiz edilmiş ikinci yol ve yöntemlerin belirlenmesi gerekir. B planı deyimi ile anlatılmak istenen budur.

                Beşte Beş projemiz ile pandemi sürecince köylerde yaşayan çocuk, yaşlı, kadın ve erkeklere ulaşmayı planlamıştık. Bu proje kendisi mücbir sebep olarak dünyayı etkileyen pandeminin etkisinin düşmesi üzerine sosyal mesafe kuralları içinde uygulama üzerine kurulu bir çalışmaydı.

                Ancak beklenilenin aksine kural ve yasakların esnetilmesi ile koronanın bulaşma oranında artış olduğu tespit edildi. Arkasından ikinci bir dalganın gelebileceği konuşulmaya başladı.

                Ekip olarak büyük bir isteklilik ve heyecan içinde çıktığımız yolda ve ilk uygulamalarımız gerçekleştirerek gördüğümüz başarı ve keyfi yeterince yaşayamadan yol haritamızı gözden geçirmek üzere hızlı bir değerlendirme yapmak zorunda kaldık.

                Bizim hedefimiz beş köyde fiziksel olarak var olmaktı. Şayet bu mümkün değilse teknolojiyi kullanarak online bir şekilde sözümüzü tutmamız kaçınılmazdı.

                Proje metnini oluştururken ortaya koyduğumuz risk analizinde öngördüğümüz tablo karşımıza çıktı. Kısıtlamanın olabileceği ve fiziksel aktivitelerin yerine getirilememe durumunda bir stüdyodan canlı olarak eğitici ve eğlendirici çalışmalarımızı herkese duyurma işini “B Planı” olarak belirledik.

                Eğitim materyallerini, drama ve tiyatro oyunlarını, konseri, duyuru metinlerini revize ederek online çalışma planı hazırladık.

                İnteraktif bir şekilde planladığımız işlerin, faaliyetlerin tadını elbette ekrandan ve sosyal medya hesaplarından vermek mümkün değildir. Ancak şikâyet etmek, serzenişte bulunmak yerine yolumuza devam etmemiz daha akılcıydı.

                Ekip arkadaşlarım ile stüdyoya girmek ve kamera karşısında olmak ve sayısız insana sesimizi duyurduğumuzu düşünmek bambaşka bir deneyim oldu. Değişen yeni dünya artık herkes için daha çok teknoloji demektir. Sivil toplum örgütleri olarak bu değişimden ve gelişimden geri durmak olmaz. Online toplantılar, webinar eğitimler, ekran başı oturumlar, video içerikler bizim dijital hayatta daha çok olmamız gerektiğini söylüyor. Dijital dünyanın nimetlerini sivil toplum yaşamına entegre etmek pandemi sürecinde edinilen en kıymetli deneyim oldu.

                Ilıca Köyü’nde şimdilik bir bardak çay içemedik ama köylüler ile online olarak birbirimizin dünyasına girdik.