ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde laboratuvar sekreteri olarak çalışan Tuğçe Özdemir (24), yakalandığı koronavirüsü yenerek, sağlığına kavuştu. Özdemir, “Psikolojik boyutu çok ağırdı. Lütfen kimse bu hastalığı hafife almasın” dedi

Alaaddin Keykubat Üniversitesi Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde laboratuvar sekreteri olarak görev yapan Tuğçe Özdemir, tat ve koku alma duyusunu kaybetmesi üzerine, 15 Eylül’de Covid-19 testi yaptırdı. Test sonucunun pozitif çıkması üzerine Özdemir, 14 gün boyunca karantina altında kaldı. Hastalığa yakalandığını duyunca astım hastası olduğu için çok tedirgin olduğunu söyleyen Tuğçe Özdemir, semptomların çok hızlı ortaya çıktığını ifade etti. İlacını bile içemeyecek kadar halsiz düştüğünü, koronavirüsün fiziksel olduğu kadar psikolojik etkisinin de çok yüksek ve kötü olduğunu kaydeden Özdemir, konuştu. Tuğçe Özdemir, “Bir anda koku alma duyum yok oldu. Kahve gibi keskin kokuları da denememe rağmen hiçbir kokuyu alamadım. Test yaptırma kararı aldım. Testi yaptırdım ve sonucu pozitif çıktı. O an ne yapacağımı şaşırdım. Evet, hastalarda görüyordum, nasıl ağır semptomlar geçirdiklerini, neler yaşadıklarını, o anki korkularını görebiliyordum. O an kendimde olunca ne yapacağımı bilemedim, çok şaşırdım. Sonrasında hemen tedavi sürecim başladı, ilaçları kullanmaya başladım. Ailemden uzak, farklı bir eve yerleştim. Kimseyle temas etmedim” dedi.

‘ÖLÜM KORKUSUYLA UYANIYORDUM’

Özdemir, sağlıklı bir yaşam biçimi olduğu için hastalığı kolay atlatabileceğini düşündüğünü ifade ederek, “En çok korktuğum nefes darlığıydı. Çok şükür koronavirüs beni astım hastalığımla sınamadı. Nefes darlığım olmadı. Onun dışında tat alma, koku alma, ishal, saç dökülmesi, kas ve eklem ağrıları çok fazla oldu. İlacımı alabilecek halimin olmadığı günler oldu. Yani domino taşı gibi hepsi arka arkaya geldi. Baş ağrıları, sırt ağrıları, göğüs ağrıları yani dayanamayacak noktalara geldim. Bütün ailem ve arkadaşlarım bu süreçte bana psikolojik olarak çok destek oldu. Herkese çok teşekkür ederim. Arayıp soruyorlardı, kendimi hiç yalnız hissetmedim. Hastaneden doktor arkadaşlarım olsun, hiçbir şekilde yalnız bırakmadılar. Bu şekilde bir tedavi süreci geçirdim ama bunun psikolojisi gerçekten çok ağır. Her gece ölüm korkusuyla uyuyup, ölüm korkusuyla uyanıyordum. Yani acaba sabahı görebilecek miyim diye düşünüyordum. Film şeridi gibi hayatım gözümün önümden geçiyordu. Fiziki boyutu da zaten gördüğümüz üzere çok ağır dönemler geçiriyoruz. Herkeste farklı bir semptom gösteriyor. Bende bu şekilde semptomlar oldu” diye konuştu. Burcu MUTLU- Engin ANAK/  (DHA)